TGRTnin içindeki FARE

Bir çocuk var Ankara’dan gelme. . İnternet’te yayın yapan bazı siteler gibi, mesaisi karşılığında maaş aldığı işyerinin imkanlarını kullanarak İnternet’te yayın yapıyor. Gerçek adını kullanmadığı için kimin kim olduğunu bilmeyenler ne olduğunu anlamıyorlar. Ancak benim gibi yazdığı yazının altına imzasını atacak kadar yüreği olmayan bir zavallı!

Ben “İnterneti kirletenlerle savaşacağız” diyerek, altına imzamı da atarak bir yazı yazdım... Karşılığında aslı astarı olmayan, ipe sapa gelmeyen iftiralarla dolu bir yazı gördüm. Bu çocuğun kimin dolduruşuna geldiğini bilmiyorum, ancak Türkiye burası, başarılı olmak zor... Birileri sizin başarınızı kıskanıp hemen çamur atmaya başlıyor. Bu tip adamların hiçbirini gerçekte göremezsiniz, görünen hep başkalarıdır.

Şimdi gelelim işin aslına..

Bu çocuğu basın camiası çok iyi tanır. İlk başlarda medya sitelerini kimse bilmezdi kim yayınlıyor diye, artık herkes biliyor. Medya sitelerini kullanarak kendi yayın grupları lehine haberler pompalıyorlar. Yani aslında tek suçlu bu çocuklar değil, onlara göz yumanlar da kabahatli.

Bu çocuk yayın yaptığı sitede, tam da fare olmanın özelliklerini taşıyor. Ama ne yazık ki medyada değil, Türkiye’de yatırım yapmaya cesaret eden bir yabancı grubun maaşlı elemanı. TGRT’deki işi haber yapmak. Eğer yaptığı haberler de sitesinde yayınladığı palavralar gibiyse vay o kanalın haline...

Burada çark şöyle dönüyor. Sözünü ettiğim çocuk, TGRT’nin haber merkezinde çalışıyor. Sözde işe gidip haber yapıyor. Oysa elinde mikrofonu, yanında kameramanı ile haber yapmaya gidiyor; arada sıkıştırıveriyor “Bizim bir de sitemiz var” gibisinden... Tabi adamlar ne yapsınlar, o kanalda haberleri çıkacak 500 doların lafı mı olur, veriyorlar reklamı... Fatura var mı? Vergiler ödeniyor mu? Bilemiyoruz... Bu nitelikteki bir elemanı istihdam eden kanalın haber merkezi nasıl olur da prestijli yayın yapabilir? Muhatapları nasıl olur da onları haberci olarak algılar?

İşin bir başka yanı da şu!

Biz burada iş yapıyoruz. Tek işimiz bu. Ama o arkadaşlarımızın, gazetecilikten başka iş yapmaları Basın İş Kanunu’na göre zaten yasak. Sarı basın kartı olan arkadaşlarımızın, orada çalışmanın dışında ticari faaliyet göstermeleri etik olarak yasaktır. Sen bir işi yapmak için adamdan maaş al; ondan sonra o işin dışında her işi yap; adamın ofisine kira vermeden kullan; adamın elektriğini, telefonunu, prestijini kullan, kendine siten üzerinden çıkar sağla. Haberlerini de patronunun hoşuna gidecek şekilde yaparak seni görmezden gelmesini sağla; ondan sonra gel bizim gibi işini yapanlara ve medyayı senin gibilerden temizleyecek olanlara ahlak dersi ver. Bu olacak iş değil, ama burası Türkiye; olur haliyle...

Ben, yasal olarak hakkımı aramak için elimden geleni yapacağım.. Hukukçularımız, çalışmaya başladı. Ancak bir söz de o adamı istihdam edenlere, herkes kimin kim olduğunu biliyor. Ya o arkadaşımız o siteyi bırakarak işini yapmaya devam edecek; ya da tv haberciliği yapmayı bırakıp sitesini yayınlayacak. İşini adam gibi yapan herkese saygımız sonsuz, bizi istediği gibi eleştirebilir. Ancak suçlayacaksa, itham edecekse; bilgisi belgesi olmak zorunda. Yoksa ben kimin kim olduğunu açıklamak zorunda kalacağım ki kamuoyu da bilsin... Taşlar yerli yerine otursun...

Hadi ÖZIŞIK