Teziçten Ergenekon ziyareti
Abone olEski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Ergenekon'un tutuklu rektör sanıklarını Silivri'de ziyaret etti.
Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, beraberinde
YÖK Üyesi Prof. Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ile ''Ergenekon''
soruşturması kapsamında tutuklanan eski rektörleri Silivri
Cezaevi'nde ziyaret etti.
Teziç, ziyaretine ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, eski
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay, eski
İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu ve eski Uludağ
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran ile görüştüklerini
belirtti.
Görüşme için geçen cuma günü Savcılığa başvurduklarını ifade eden
Teziç, görüşmenin ''üzüntülü'' geçtiğini dile getirdi. Her bir
görüşmenin 15-20 dakika sürdüğünü belirten Teziç, ''Böyle bir tablo
içinde rektör arkadaşlarımla karşılaşmak çok üzücü'' dedi.
Mustafa Yurtkuran'ın sağlık sorunları bulunduğuna dikkati çeken
Teziç, şunları söyledi:
''Arkadaşlarımın sağlık durumlarının iyi olup olmamasının ötesinde
hapishane psikolojisi içinde nasıllar diye bir soru sorduğumuz
zaman, hoş değil tabii, hiç iyi değil. Tabii onlar kendilerini iyi
tutmaya, morallerini yüksek tutmaya çalışıyorlar, ama ne kadar
yüksek tutarlarsa tutsunlar, özgürlüklerden mahrum olmak kolay,
hazmedilebilir birşey değil. Durumlarında bir belirsizlik var,
niçin alındıklarını tam bilemiyorlar. Bir an evvel tahliye
olmalarından başka arzulanacak birşey akla gelmiyor.''
''YARDIMCI OLACAĞIZ''
Teziç, görüşmenin içeriğine ilişkin soru üzerine Teziç, ''Savunma
olanaklarıyla ilgili neler yapılabilir, barodan veya dışarıdan
avukat olarak bir yardım istekleri var, onları konuştuk. Biz de
bunları sağlamaya çalışacağız'' dedi.
''Bu konuda siz yardımcı olacak mısınız?'' sorusuna Teziç,
''Olacağız, tabii'' yanıtını verdi.
Bernay, Yurtkuran ve Hilmioğlu'nu YÖK Başkanlığı ve rektörlük
yaptığı dönemlerden, 8 yıldan bu yana tanıdığını,
Üniversitelerarası Kurul ve Rektörler Komitesi toplantılarında
akademik konularda beraber çalıştıklarını anlatan Teziç, ''bu
bakımdan onlardan uzak kalmanın kendisi için çok zor olduğunu''
dile getirdi.
Teziç, ''İşin insani boyutu var. Hapishane koşulları ne kadar iyi
olursa olsun bunlar birşeyi değiştirmiyor, sonuçta özgürlüklerinden
mahrum olmuşlar, niçin mahrum oldukları da belirsiz. Kaçma ihtimali
olmayan, yeri yurdu belli, istendiği zaman gelebilecek insanlar
bunlar. Bu açıdan temennimiz bu tutukluluk halinin gözden
geçirilip, hürriyetlerine kavuşmaları'' diye konuştu.
''HABERAL'I TEKRAR ZİYARET EDECEĞİZ''
Necmi Yüzbaşıoğlu ile Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet
Haberal'ı da daha önce ziyarete gittiklerini belirten Teziç,
şunları söyledi:
''Biz oraya gittiğimizde zaten Savcılıktan izin alınması gerektiği
kararı gelmişti. Onun için Sayın Haberal ile görüşemedik. Ertesi
gün anjiyo olacaktı, o konuda bilgi aldık. Sağlık sorunları var,
yüksek tansiyonu var. Savcılıktan yarın izin alarak, kendisini
tekrar ziyaret etmek istiyoruz. Sağlık sorunlarının ağır olduğu bir
durumda ziyaret de hastayı çok yorabiliyor, ona da dikkat etmemiz
gerekiyor. Doktoruyla görüşüp, onun uygun göreceği gün ve saatte
ziyaret etmek istiyorum. Tabii buralara gelmek, formaliteleri
tamamlamak, değişik kademelerden, binalardan geçerek
arkadaşlarımıza ulaşmak hayli zahmetli. Birtakım usuller var, onlar
hayli zaman alıyor.''
Türkan Saylan'ın da eski bir YÖK üyesi olduğunu anımsatan Teziç,
Saylan'a da telefonla ulaştığını, rahatsızlığı nedeniyle sık sık
hastaneye gidip gelmesinden dolayı yormak istemediğini ifade etti.
Teziç, ''Ben de Türkan Hoca ile beraber çalışmaktan çok mutlu
oldum, onu daha yakından tanımış oldum. Onun kardeşi benim
Galatasaray'dan sınıf arkadaşımdı. Kendisini ziyaret edeceğim''
dedi.
''Bir hukukçu olarak durumu nasıl değerlendirdiği'' sorusuna Teziç,
şu yanıtı verdi:
''Bütün mesele 'masumiyet karinesi' sürecinde. Yani daha mahkum
olmadan uygulanacak usul kuralları kanunda yazılı. Bu usul
kurallarını nezaket çerçevesi içinde hassasiyetle, duyarlılıkla
uygulamak çok önemli. Hukuk sorunların çözümünde barışçıl bir
mekanizma olduğuna göre bu barışçıl mekanizmada usul kuralları çok
önem taşıyor. onların evlerinin aranması, sorgulanmaları, gözaltına
alınma süreçleri, bütün insani boyut, her aşamada hassasiyetle
ilgilinin delilleri karartması, yurt dışına kaçıp kaçmaması
ihtimalleri üzerinde çok ayrıntılı düşünülerek bir karara gitmesi
bekleniliyor. Konunun bir an evvel açıklığa kavuşmasını ve
arkadaşlarımın özgürlüklerinden mahrumiyetinin son bulmasını ve
normal hayatlarına dönmelerini temenni ediyorum.''