Teziç, YÖK'ün endişelerini anlattı
Abone olMeslek okullarının düzenlenmesi gerektiğini savunan Teziç, öğrencilerle mutabakatı şart koştu.
YÖK yasa taslağı, Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında,
Galatasaray Üniversitesi'nde görüşülüyor. Görüşme öncesinde basın
toplantısı düzenleyen Teziç, üniversiteler kanununun kısa bir zaman
dilimiyle düzenlenebilecek bir husus olmadığını söyledi. Teziç,
bunun pek çok yasa için geçerli olduğunu belirterek, "Yasanın, bir
sükunet içinde düzenlenmesi mümkün değil. Buradaki değişik
görüşleri tartışa tartışa nerelere yaklaşacağımızı da bulacağız,
bunda bir şüphe yok. Anayasadaki konumumuz, bizim tarafsız bir
alanın sorumlusu olmamız, siyasi iktidarların da bu alana müdahale
etmemesi amacıyla Anayasa'da getirilen hükümler, bizim hareket
noktamızda dikkat etmemiz gereken husus. Parlamentodaki çoğunluk
içinden çıkan hükümetin buna özen göstermesi gerekiyor" dedi. "Biz
bu konuda nasıl hassasiyet gösteriyorsak, hükümet, siyasi iktidar
ve diğer çevrelerin birbirlerine rakip olarak gösterilmemesi
gerekiyor" diyen Erdoğan Teziç, üniversite sorunlarının hep
birbirine eklenerek geldiğini, bir sorunu çözerken, başka bir
sorunun da ortaya çıktığını söyledi. Teziç, hazırlanmış taslak
üzerinde 25 Aralık'ta ilk değerlendirmenin yapıldığını belirterek,
"Düşünmediğimiz noktalar vardı ve bunlar dile getirildi. Dün bu
konuda daha kapsamlı bir tartışmaya oturduk. Üniversitelerarası
Kurul içindeki komisyonun hazırlamış olduğu taslak üzerinde de bir
takım değerlendirmeler vardı, bunu kanuni çerçevesine oturturken
başka sorunlar gündeme geldi. Arkadaşlarımızın muhakkak çözülmesini
istedikleri noktaları Anayasa ile bağdaştırmak gerekiyordu. Bu,
uzun tartışmalara neden oldu. Bu tartışmaları Anayasa değişikliğine
gitmeden çözmek zorundayız. YÖK, bugün bir araya gelerek dünkü
değerlendirmelerden sonra nasıl bir yol izleneceğini ortaya
koyacaktır" diye konuştu. ORTAÖĞRETİMİN ÖNEMİ Konuşmasında,
ortaöğretimin önemine de dikkat çeken Teziç, şunları söyledi:
"Bizim sadece üniversitelerle ilgili düzenleme konusunda ortaya
koyacağımız görüşler, bir başka hususla da bağlantılı, o da
ortaöğretim. Bunu gözardı etmeden, bu konudaki hassasiyetleri çok
özenle bir siyasi tercih konusu değil ama bir akıl süzgecine
oturtarak çözme sorumluluğumuz ister istemez bazı konularda milli
eğitim camiasıyla da bir görüş alışverişinde bulunmamızı
gerektiriyor. Bu konuda öğrencilerle de mutabakat şart. Bizim YÖK'e
aldığımız öğrencilerin nasıl bir ortamdan geldiğinin de
değerlendirilmesi gerekiyor. Onlarla da oturup bu hususta bir
mutabakata, görüş birliğine ulaşmamız gerekiyor. Söz konusu olan
bizim kişisel, siyasi iktidarın siyasi tercihleri değil.
Öğrencilerin geleceği, uzun soluklu bir yol." Prof. Dr. Erdoğan
Teziç, bu konuda aceleciliğin ön plana çıkarılarak çözüme
gidilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Teziç, "Sayın Başbakan'a
görüşlerimizi iletirken bu hususlar üzerinde duracağız. Sayın
Cumhurbaşkanı'na da bunları ileteceğim. Ondan sonra izlenecek yolu
da birlikte kararlaştıracağız. Vakıf üniversitelerindeki sorunlar
çözülmeli. Öğrenciler, körü körüne eğitilen gençler olmak
istemiyorlar, düşünerek öğrenmek istiyorlar. Gençler tarafsız bir
öğretim istiyor. Gençler bilgiye sağlıklı ulaşma arzusu içinde, bir
kesimin esir olmak istemiyorlar. Çünkü önlerinde büyük bir yarış
var. Belli yerlerde sorumluluk taşıyacaklar. Düşünceye dayalı bir
öğretimin bütün imkanlarını kullanmak istiyorlar. Başka ülkelerdeki
kardeşleriyle bilgi alışverişine girmek istiyorlar. İstekler çok
büyük, bu isteklere nasıl cevap vereceğiz, bizim endişemiz bu" diye
konuştu. Bilgi dünyasının çok çabuk geliştiğinin altını çizen
Teziç, bu konuda kendilerine düşen sorumluluğun çok büyük olduğunu
söyledi. Teziç, "Bilgiye ulaşmada evrensel bir açılma var.
Globalleşmenin boyutlarından biri de budur. Geleceğin barışı bu
şekilde kurulur, diplomatik tartışmalardan önce bu zeminin
oluşturulması lazım. Bu zemini de gençler oluşturacaktır. Bizim
sorumluluğumuz, siyasi iktidarın sorumluluğu çok büyük.
Birbirimizle sürtüşmeden, birbirimizi anlayarak bu konuya
yaklaşmamız gerekiyor. Malzememiz bol ama 'aman bir an evvel olsun'
dediğimiz noktalarda ayağımıza dikenler batar, dikkatli olmamız
lazım" dedi. "YIĞILMALARIN ÖNLENMESİ ŞART" Erdoğan Teziç, ileriye
yönelik düşünülmesi gerektiğini ve üniversitelerin önünde
yaşanabilecek yığılmaların önüne geçilmesinin şart olduğunu
söyledi. Üniversitelerin bir kanunsuzluk içinde olmadığını belirten
Teziç, "Bir kanunumuz var. Nelerin değiştirileceği belli ama
geleceğe ilişkin de endişeler var. 2-3 sene önceden, üniversite
kapısında 4 milyon gencin yığılmamasının çözümünü üretmemiz lazım.
Meslek okullarının çok sağlıklı bir biçimde düzenlenmesi gerekiyor.
Herkesin üniversiteye gidemeyeceği bir ortamdayız. Hepimiz arzu
ederiz gençlerin üniversiyete gitmesini ama kolay olmayacak.
Başımızın biraz daha az ağrımasının yollarını arıyoruz. Bu yolları
ararken, 'bir an evvel de kanunu çıkaralım' demeyelim, kanun
çıktığı zaman hiçbir şey kurtulmuyor. Yasama süreci, ikna olma
sürecidir. Eğer aksi tutumlar alınırsa, bir inatlaşmayla düzenleme
yapılma yolu tercih edilirse, bunun adı çözümsüzlüktür" ifadelerini
kullandı. Dar pencereden bakmanın, çözümsüzlüğe adım olduğunu
belirten Teziç, meslek okullarının önemini tekrarladı. Teziç,
"Türkiye'de meslek okulları gerekli. Bunun için milli eğitim
bakanlığı büyük parasal destekler aldı. Bunların üniversiteye
uzanan yolda asli işlevlerini tanımlamak gerekir. Siyasi tercihin
sık sık bu konuda bir tercihe gitmemesinin akli yolu nedir, bunu
ortaya koymamız gerekir. Aksi halde biz taslakları yazarız,
bitiririz işimizi ama bizden sonrakiler bir yığın sorunla
karşılaşır" diye konuştu.