Teziç öğrenci affında siyasilere kızdı
Abone olYüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç, siyasetçilerin, üniversiteler üzerinde bir tasarrufta bulunmaması gerektiğini savundu.
Sakarya Üniversitesi'ndeki (SAÜ) Rektörler Komitesi toplantısı
öncesinde, gazetecilerin öğrenci affına ilişkin sorularını
yanıtlayan Prof. Dr. Erdoğan Teziç, öğrenci affına sıcak
bakmadıklarını söyledi. Afla başarılı öğrencilere haksızlık
yapıldığını ifade eden Teziç, ''Başarısız olanın, her yerde olduğu
gibi onun sonuçlarına katlanması gerekir. Yüksek öğretimde seviye
çok önemlidir'' dedi. Türk üniversitelerinin dünyadaki 500
üniversite arasına girmesi konusunda çaba gösterildiğini bildiren
Teziç, şunları kaydetti: ''Bu şekilde devam ederse, yalnız
yaptığımız yayınlar, öğretim elemanlarının yanı sıra
yetiştirdiğimiz öğrencilerin de değerlendirilmesi söz konusudur.
Bir zaafiyet oluşturmaya başlar, sakıncaları vardır. Bunun
çözümleri vardır ama af kanunuyla değildir. Siyasilerin üniversite
üzerinde bir tasarrufta bulunmaması gerekir. O alan, Anayasa ile
YÖK'e, üniversitelere bırakılmış, güvence altına alınmıştır.
Anayasadaki bu düzenlenmenin temel nedeni, siyasi mekanizmanın
üniversitelere müdahale etmesini önlemektir. Maalesef böyle bir
düzenleme yapıldı. Konusu açısından bana göre, sakat bir kanundur.
Kanunun uygulanmaması gibi bir şey yok. Kanun kanundur. Yürürlüğe
girdiğine göre uygulanacaktır. Ama tabi, bu süreç içinde muhalefet
partisi veya parlamentonun 5'te 1'i Anayasa Mahkemesi'ne konuyu
götürürse, mahkemenin vereceği kararı da beklemek lazım. Ne yönde
olur onu bilemem tabi. Ama böyle bir konunun siyasiler tarafında
düzenlenmemesi gerekirdi.'' YÖK VE YENİ CEZA YASASI YÖK'le ilgili
bir soruyu yanıtlayan Teziç, şöyle dedi: ''Görüşlerimiz
yayınlarımız bir toplumu aydınlatmaya, yön vermeye yöneliktir. Bunu
baskı sözcüğüyle nitelendirmemek lazım. Özerk kurumlar, siyasi
kurumlara karşı bir ağırlıktır. Üniversitelerin sesini görmezlikten
gelmek, demokratik ülkede doğru değildir. Üniversite özerk kurumlar
demokratik düzenin bir parçasıdır. Haber kanalları, basın, bunlar
bütün olarak değerlendirilir.'' Teziç, 1 Nisan'da yürürlüğe girecek
ceza yasasının basın üzerine etkisinin sorulması üzerine de şunları
söyledi: ''Konunun bu kadar kısa zamana sıkıştırılmaması gerekirdi.
Kamuoyunda enine boyuna tartışılması gerekirdi. Çünkü çok önemli
kanun, bu herhangi bir kanun değil, geniş kapsamlı kanundur. En
azından üniversitelerdeki tartışma sürecinden geçtikten sonra
görüşülmesinde isabet vardır. Sakıncaları ortaya çıktıktan sonra da
giderilebilir. Ama bir kanunda, daha yürürlüğe girer girmez
değişikliğe gidilmesi güven duygusunu sarsar.''