Tezekli Sağlık Sigortası sorusu tepki çekti
Abone olGenel Sağlık Sigortası kapsamında yapılan Gelir Testi'nde sorulan bazı sorular tepki çekti...
Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında, sosyal güvencesi
olmayanlara uygulanacak Gelir Testi'nin ay sonuna kadar mutlaka
yapılması gerekirken, 70 soru içinde yer alan, 'Yemeğin
tezekle mi yoksa tüpgazla mı piştiği' gibi bazı sorular,
'rencide edici' olduğu iddiasıyla tepki çekti.
GSS'li olmayanlar ve yeşil kart vize süresi sona eren kişilerin ne kadar prim ödeyeceklerini belirleyecek, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca gerçekleştirilen Gelir Testi'nin bu ay sonuna kadar mutlaka yapılması gerektiği hatırlatıldı.
Konuyla ilgili Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İzmir Şube Başkanı Dr. Veli Atanur'la birlikte bir araştırma yapan SES İzmir Şube Denetim Kurulu Üyesi Dr. Ergün Demir vatandaşı süre konusunda uyarırken, testteki bazı sorulara da tepkisini dile getirdi.
'TEZEKLİ' GELİR TESTİ SORUSU
Vakıfların 11 ayrı kurum ve 25 farklı sorgulamayı bilgi sistemi
üzerinden yaparak geliştirilen gelir- harcama tespit ölçüleri için
70 sorunun yanıtını istediklerini belirten Dr. Demir şunları
kaydetti:
"En başta bazı sorular çok rencide edici. Belki belirli bölgelerde halen ısınma amaçlı tezek kullanılabilir ama, 'yemek yapmak için kullanılıp kullanılmadığını' sormak abesle iştigal. Gelir testini geçebilmeniz için oturduğunuz evin baraka olması, yemeklerinizi tezekle pişirmeniz, kullandığınız ev eşyalarının ikinci el veya bağış olması, mutfağınıza et, süt, meyve ve sebzenin ayda bir girmesi, faturalarınızı ödeyememeniz gerekiyor. Devlet sadece bu durumda GSS primlerinizi ödüyor."
'TAHSİLDAR DEVLET SADECE GSS PRİMİ PEŞİNDE'
İşsizler, tarımda güvencesizler, vizesi bitmiş yeşil kartlılar, Mediko'dan artık yararlanamayacak üniversite öğrencileri başta olmak üzere milyonlarca kişinin bu sorularla muhatap olduğunu aktaran Dr. Ergün Demir sözlerini şöyle sürdürdü:
"GSS gelir testi uygulamasında halkımızın kıt kanaat oturduğu evin oda sayısından, mutfağında kaynayan aşa kadar göz dikildiği, yanıltıcı ve adam kayırmaya açık bir değerlendirme zihniyeti öne çıkmaktadır. Test, vergilendirilen gelir yerine hayatta kalmanın asgari gerekliliklerine yoğunlaşmış. Bu da tahsildar devletin sadece GSS primi peşinde olduğunu gösteriyor. Hükümet, eğer vatandaşın gelirini baz alırsa, yoksullukla yüzleşeceğini ve prim tahsil edemeyeceğini biliyor."
'HERKES HER HASTANEYE GİDEMEYECEK'
Gelir testi uygulamasının halkla açıkça paylaşılmadığını da öne süren Dr. Ergün Demir şunları söyledi:
"Hükümet, gelir tespit heyetinin kimlerden oluştuğunu ve testin değerlendirme usullerini halka yeterince açıklamak yerine, adeta pusuda gün doldurmaktadır. Zira başvuru yapmayanlar en yüksek prim üzerinden borçlanacak, ödemezse de icralık olacaktır. Bu zorlu testten geçip de yoksulluğunu kanıtlayanlar ise ancak yoksulların gidebildiği, karlılığı düşük, E sınıfı hastanelere müracaat edebilecekler. Yani dedikleri gibi herkes her hastaneye gidemeyecek."
Sosyal güvencesi olmayan vatandaşlara, mağdur olmamak için bir an önce başvuruda bulunmalarını hatırlatan Dr. Demir, "İtiraz etmek isteyenler de, tebligatın yapıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde Vakfa itiraz edebilir" dedi.
'TUVALET EVİN İÇİNDE Mİ, DIŞINDA MI?'
Gelir tespit ölçütlerinde kullanılan 'Hane Beyan Formu'nda oturulan konutun türü, kime ait olduğu, kira ise kira bedeli, kaç odası bulunduğunun yanı sıra, banyo ve duşun olup olmadığı, tuvaletin evin içinde mi dışında mı olduğu, yemek pişirirken tüp gaz mı yoksa tezek mi kullanıldığı, faturaların ödenip ödenmediği soruluyor. Vatandaşlara hangi eşyalara sahip oldukları ve nasıl temin ettikleri (peşin, ikinci el, taksit) soruluyor. Et, süt ve ürünleri, sebze ve meyveyi haftada bir mi, yoksa ayda bir mi tükettikleri de sorgulamalar arasında.
YAKLAŞIK 20 MİLYON KİŞİ
Gelir Testi uygulaması 9 milyon 41 bin yeşil kartlının yanı sıra, 4 milyona yakın üniversite öğrencisi, 1 milyon 968 bin kişilik SGK kapsamı dışında kalan gruplar, 1 milyon 200 bin yaşlı, malul ve engelli aylığı alan kişiler ve tarım başta olmak üzere çeşitli sektörlerde kayıtdışı çalışan kişiler olmak üzere yaklaşık 20 milyon kişiyi hedef alıyor.