Tezcan'a tepki, Selçuk'a destek

ÇGD'nin İlhan Selçuk'a gönderdiği mektup şöyle:“Başbakanlık Basın Mşaviri” Ahmet Tezcan’ın size, dolayısıyla da gazetenize hitaben yazdı mektubu üzüntüyle okuduk. Sayın Tezcan ‘kendisini hedef aldını’ ileri sürdü yayınlarınız konusunda haklı olduğuna inanıyorsa “yargı yoluna başvurma” hakkını kullanmalıydı. Bunun yerine “Başbakanlık Basın Mşaviri” şapkasıyla size müdahale etme çabası, ‘hizmet ettiği’ hükümetin son dönemde ortaya koyduğu politikanın yansımasıdır. Sayın Tezcan, mektubunda tıpk her türlü muhalefete ve hak arayına meydan okuyan AKP iktidarı gibi, size “aba altından sopa göstermek” istemiştir. Bir asırlık geçmişiyle Türkiye basın tarihinde abide olarak yerini alan Cumhuriyet’in ne geçmişteki ne de şu günlerdeki yayın politikasını yargılamak, Başbakanlık Basın Mşaviri’nin görevi değildir. Sayın Ahmet Tezcan’ın, bugün üstlendiği görev, hükümetin medya ile ilişkilerini kurmak, medyada hükümetle ilgili “iyi haberler” yayınlanmasını sağlamaktır. Size gönderdiği mektupta yeralan görşler de hizmet ettiği hükümetin ve anlayın size yaklaımının bir uzantısıdır. Yazık ki mektubunda gazetecilik geçmişinden sözeden Tezcan, ‘her ağacın kurdu kendinden olur’ ifadesini hakl ıkarmaktadır. Cumhuriyet’i ve İlhan Selçuk’u gazetecilik aısından ‘müflis’ olmakla suçlayan Tezcan’ın mektubunda kullandı ifadeler hoşgörülecek nitelikte değildir. Türk medyasının içinde bulunduğu durum, AKP iktidarının medyaya yönelik saldırgan tutumu ortadayken Tezcan’ın basın özgürlünden, demokratlıktan ve fırsat eşitliğinden söz etmesi, bunu da hizmet ettiği hükümetin eseri gibi göstermesi komiktir. Bunu, ‘yarısı medya meselelerine hasredilmiş 22 yıllık bir meslek geçmişine dayanarak’ yapması ise traji-komiktir. Tezcan’ın, Cumhuriyet’i ve İlhan Selçuk’u adeta tehdit eden tutumunu şiddetle kınıyor, ‘kendi görün aktarma’ maskesinin altındaki hükümet tetikçiliğinden vazgeçmeye ve ‘22 yıllık gazetecilik’ hayatının gerektirdiği gibi davranmaya davet ediyoruz."