Genel tasarımın korunduğu araç, sürüş dinamiklerini etkileyen yeni özelliklere ve günvelik için geliştirilen teknolojilere sahip. Tesla Model S'in en güçlü versiyonu olan P85, yapılan yenileme sonrasında hem daha performanslı hem de tek şarj ile daha uzun mesafe gidebiliyor. P85D olarak isimlendirilen modelin en dikkat çekici yeniliği, 4 tekerlekten çekiş sistemine sahip olması. Önceki model sadece arkadan itişli sürüş sunabiliyordu. Dört tekerden çekiş sistemi için Tesla, aracın hem ön hem de arka aksında iki ayrı elektrik motoru kullanıyor. 50/50 gibi dikkat çekici bir ağırlık dağılımı sunan Model S P85D, 416 beygir güç ve 85 kWh saat kapasiteli pili sayesinde, 0'dan 60 mph (96 km/h) hıza 3.2 saniyede çıkabiliyor. Önceki modelde 4.1 saniye olan bu değerin neredeyse 1 saniye geliştirildiğini görüyoruz. Ortaya çıkan bu performans sonucuyla Model S P85D, en az 100 bin dolar daha yüksek etiket fiyatına sahip olan Ferrari 458 Italia'dan daha çabuk hızlanmayı başarıyor. Porsche 911 Turbo ve Lamborghini Huracán LP 610-4 ile aynı sürede 96 km/saat sürate erişebilen Model S P85D, bunu çok daha makul enerji maliyetiyle gerçekleştirip, aynı zamanda performans/tüketim kriterinde tüm rakiplerini geride bırakmayı başarıyor. Model S'in bu derece gelişiminde etkili olan faktörlerden biri de, motor yönetiminde yapılan güncellemeler. Tesla'dan yapılan açıklamaya göre, Model S'in yeni D versiyonlarında aracın seyahat halinde diğer objeleri ve araçları fark edebilmesi adına ileri görüş kamerasıyla birlikte gelişmiş sensörlere yer veriliyor. Otomotiv endüstrisi için bu adımlar yeni sayılmaz ancak, Tesla Model S'in D versiyonlarında bu paket ile sadece hızlanma değil aynı zamanda güvelik te geliştirilmiş olacak. Elon Musk tarafından "oto-pilot" olarak adlandırılan sistem çerçevesinde, ileri görüş radarı, yüz tanımlama özellikli kamera ve 360 derecelik sonar ile şerit kontrolü, aktif otomatik fren yeteneği ve kendine kendine paralel park gibi yetenekler kazandırılıyor.