Terörün yeni hedefi
Abone olTörer dağlardan şehirlere mi indi? Zaman'dan Ekrem Dumanlı, Terörün yeni hedefini kaleme aldı.
Törer dağlardan şehirlere mi indi? Zaman'dan Ekrem Dumanlı,
Terörün yeni hedefini kaleme aldı.
-----------
Terörün yeni hedefi: Şehirde kardeş
kavgası
Yakın zamana kadar “Kürt sorunu” dendiğinde Güneydoğu bölgesine
mahsus problemler kastedilirdi.
Artık sadece belli bir bölge akla gelmiyor; zira son yıllarda
yaşanan hadiseler, hem Güneydoğu’daki demografik yapıyı değiştirdi
hem de diğer bölgelerdeki etnik nüfus dağılımını. Yıllarca terör
belası ile karşı karşıya kalmış Güneydoğulu vatandaşlar, buldukları
ilk fırsatta Batı’ya doğru göçmeyi tercih etti. Göç edenler,
geldikleri şehirlerde uyum problemi yaşadıkları gibi yeni iş
imkânlarına da yeterince sahip olamadı. Büyük şehirlerin belli
mahallelerinde bir araya gelen bu insanlar, bir yandan geldikleri
muhitin ilişki biçimini yaşatarak içe kapanmak; bir yandan da bir
şekilde irtibat kurduğu yeni toplumun kurallarıyla yaşamak zorunda
kaldı.
Bugünlerde daha iyi anlaşılıyor ki, Güneydoğu’da bir dönem
uygulanan “zorunlu göç” tarihî hata imiş. Mezralardan sürülerek bir
araya getirilmeye çalışılan insanların geride bıraktıkları trajedi
bir yana; bu gelişme, Türkiye’nin demografik yapısını altüst etti.
Olağanüstü haller hep böyledir. Bir yanlış, başka bir yanlışla
düzeltilir çoğu kez; tabii buna düzeltme denebilirse. Şimdi bile
terörü yanlış tedbirlerle çözmek isteyenler var.
Bugün Mersin’de, Antalya’da, İzmir’de, İstanbul’da ve daha nice
şehirde Güneydoğu’dan gelen insanlarımız yaşıyor. Ekonomik
sebeplerin, siyasî baskıların, güvenlik tedbirlerinin ya da başka
sebeplerin önemi yok artık. Gerçek ortada; kendini Kürt kimliğiyle
de tanımlayan insanlar, Türkiye’nin dört bir yanında yaşıyor. Bu
durum büyük bir şerre de sebebiyet verebilir, hayra da vesile
olabilir. Yeter ki iyi niyetli yaklaşılsın meseleye.
Türkiye’nin, son yıllardaki demografik hareketlilik sonucunda
ortaya çıkan manzarayı iyi okuması gerekiyor. Bu durumdan tedirgin
edici yorumlar yapılabilir. Mesela denebilir ki, PKK ve diğer
taşeronların kışkırtmasıyla ortaya çıkacak kardeş kavgası her
şehirde küçük nüfusa sahip Güneydoğulular için büyük bir
tehlikedir. Allah korusun; kasıtlı bir şekilde tahrik edilen
çoğunluk, kendine düşen olgunluğu ve soğukkanlılığı yitirebilir.
Pazar günü meydana gelen bombalamada bir görgü şahidinin
İstanbul’da halk tarafından linç edilmek istenmesi böyle bir
tehlikeye işaret ediyor. Benzer bir olay birkaç sene önce İzmir’de
bir tecavüz olayında da yaşanmıştı. Kısa bir süre önce
Adapazarı’ndaki galeyanda da aynı tehlikenin çanları çalıyordu. PKK
kurşunuyla şehit olmuş gencecik insanlar Türkiye’nin dört bir
yanında gözyaşlarıyla uğurlanırken, insanın kapı komşusunu “PKK
yanlısı” sanması ve öfkesini ondan çıkarmaya kalkması ürpertici bir
duygu. Belki de karanlık güçlerin senaryosu bu vahim duygu üzerine
kurulu. O yüzden şer güçler terörü şehirlere taşıyor. Çoğunluk
durumundaki insanların çok daha sağduyulu davranması, kardeş
kavgası senaryolarının arkasındaki uğursuz ve derin bağlantıları
iyi görmesi gerekiyor...
Güneydoğu’dan göç edip daha çoğulcu bir hayat tarzıyla karşı
karşıya gelen kitlelere de büyük bir sorumluluk düşüyor. Bu
insanların, ayrılıkçı hainleri daha yakından tanıma fırsatı var
çünkü. Menhus planların kendilerine büyük zarar verebileceğini
gördükleri gibi, birlik mesajının etkili sahipleri de onlardır.
Büyük şehrin sağladığı imkânlar ile ticarette, siyasette belli bir
başarı yakalayanlar da bu insanlar. Akrabalık bağlarının hâlâ güçlü
olduğu düşünülürse, bu insanların terörün cirit attığı bölgelerdeki
yakınlarına “beraberliğimize kasteden hain güçler var” demesi
gerekiyor.
Şu çok açık bir gerçek: Güneydoğu’yu kim(ler) karıştırmak
istiyorsa, büyük şehirlerdeki PKK terörünü de onlar yaygınlaştırmak
istiyor. Bu uğursuz plana “ayrılıklar” açısından yaklaşmak uçurumu
büyütür; “bütünlük” açısından bakmak sorunu çözmeye yardım eder.
Dinî, millî, kültürel o kadar çok birleştirici unsur var ki! Bu
gerçeklere gözünü kapayanlar, hem insanları tehlikeli bir maceranın
içine atıyor; hem de gizli ve kanlı planların aktörü haline
geliyor...
Ekrem Dumanlı
Zaman