Terörün aptalı çekilmiyor

İşte Bekir Coşkun'un Terörün aptalı yazızı: Doğrusunu isterseniz bombalar patladıktan bir-iki saat sonra ben bunu yapanların bizim dinciler olduğunu anlamıştım. Çünkü: Kilosu 500 bin liralık sera gübresinden bomba yapmışlardı. Ama Musevileri hedef alıp en çok Müslümanları öldürmüşlerdi. Bu bizimkilerin işiydi. El Kaide; bu kaidesizlik karşısında, bundan böyle Türk elemanlarına iş verirken; gübre, patates, turşu gibi şeylerden yararlansalar bile, hedeflerini iyi seçmelerini isteyecektir. Ben bir mağarada oturmuş, Kaleş'ini duvara dayamış Bin Ladin'in, bu olanlara bakınca patlak gözlerinin durumunu düşünüyorum. Bu bombaların neye yaradığına bakıyordur. İşte: Türk vatandaşlarla Musevi vatandaşlar cenazelerde birlikte saf tutacak kadar kenetlendiler mi, kenetlendiler... Türk-İsrail işbirliği biraz daha arttı mı, arttı... ABD'nin kendisi samimiyetsiz de olsa, ‘‘terörle savaş’’ tezinin haklılığı ortaya çıktı mı, çıktı... İslami terörün çirkin yüzünü, nüfusunun yüzde 99.9'u Müslüman Türkiye bir kez daha gördü mü, gördü... Dinci terör açısından bunun ‘‘kár hanesi’’ nerde?.. * Bence Türkiye bu bombalar karşısında çok iyi bir sınav vererek terörün oyununu bozdu: Musevi ve Türk vatandaşlarımız kenetlenirken, MİT ve polis kimlikleri çok çabuk çözdü. Medya; sevgi ve barışı adeta haykırdı. Başbakan; Hahambaşı'na gidip başsağlığı dileyerek, İçişleri Bakanı Aksu gizleme-saklama yapmadan gerçeği söyleyerek doğrusunu yaptılar. Hükümet ve Şişli Belediyesi, maddi zararları karşılayarak ‘‘devlet’’ gibi davrandılar. Ben Mustafa Sarıgül'ün yerinde olsam, o sokağa anneannesinin elinden tutmuş, en masum çağında bombayla öldürülmüş, 8 yaşındaki Annette'nin ismini verirdim. Ki ‘‘Annette Sokağı’’ bu ulusal dayanışmanın yolu olsun. Elbette tüm bunlar yetmiyor. Gübre çuvalından bomba yapacak kadar akıllı, ama masum insanları öldürünce cennete gideceğine inanacak kadar aptal olanların bulunduğu bir ülkede başımız derttedir. Terörün dahi aptalı... Çekilmiyor.