Teröristbaşı Öcalan PKK'ya 'silah bırak' yerine TBMM'ye çağrı yaptı
Abone olYazar Nedim Şener, İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşen DEM heyetinin paylaştığı Öcalan'ın açıklamalarını değerlendirdi. Şener, "Evet silah bırakma çağrısı yok ama PKK elebaşı her zaman olduğu gibi yine pazarlık yapmak için hazır." dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de partisinin
grubunda yaptığı “Öcalan, DEM grubunda PKK’nın tasfiye edileceğini
ilan etsin” önerisinin ardından başlayan yeni süreçte sıcak
gelişmeler yaşıyor.
DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, dün İmralı'da terör örgütü PKK elebaşı Abdullah Öcalan ile görüştü.
Ziyaretin ardından DEM Parti'nin paylaştığı Öcalan'ın karşı çağrıda bulunması tartışmaları beraberinde getirdi.
2015'te PKK Öcalan'ın çağrısını dinlememişti
Gazeteci Nedim Şener, Öcalan'ın görüşlerini Hürriyet'teki yazısında değerlendirdi. Yeni süreç için karamsar konuşan Şener, Öcalan'ın 2015'te silah bırakma çağrısına terör örgütü PKK'nın uymadığına dikkat çekti.
PKK’ya ‘Silahı bırak’ diyeceğine TBMM’ye çağrı yaptı
Öcalan'ın dünkü açıklamasına değinen Şener, "Görüldüğü gibi
Öcalan’ın kurduğu PKK terör örgütüne “Silah bırakın” çağrısı ya da
“örgütü tasfiye ettiğine” dair bir açıklaması yok. Evet silah
bırakma çağrısı yok ama PKK elebaşı her zaman olduğu gibi yine
pazarlık yapmak için hazır. Çünkü her pazarlık sürecinden kendisi
ve kurduğu terör örgütü kazançlı çıktı. Bunun yanında İmralı’ya
giden PKK/DEM’li heyetin kısa açıklaması saatler süren görüşmenin
içeriğini anlamak için yeterli değil. PKK elebaşının,
TBMM’deki siyasi partilere yönelik açıklaması kuşkusuz anayasa
değişikliklerini içeren adımların atılmasını
içeriyor. Henüz detaylarını bilmediğimiz
o adımların atılması halinde çağrı yapmaya hazır olduğunu
bildiriyor. O adımların yıllardır dinlediğimiz bölücü talepler
dışında bir şey olması mümkün değil." ifadelerine yer
verdi.
Öcalan ne demişti?
DEM Parti tarafından İmralı ziyaretinin ardından yapılan açıklamada, terör örgütü elebaşı Öcalan'ın düşünce ve yaklaşımının genel çerçevesine ilişkin şu ifadelere yer verildi:
"Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır. Sürecin başarısı için Türkiye'deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır. Gazze ve Suriye'de yaşanan hadiseler göstermiştir ki dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.
Sayın Bahçeli'nin ve Sayın Erdoğan'ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim. Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım. Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır. Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir."