Teröre karşı ortak dil

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, "Devletlerimizin, ordularımızın, yargı organlarımızın uluslararası örgütler ile hükümet dışı örgütlerimizin, medyanın, yerel yönetimlerimizin, en önemlisi sokaktaki insanlarımızın teröre karşı ortak bir duruş gösterebildikleri, ortak bir dili konuşmaya başladıkları gün, bizim terör karşısında zafer günümüz olacaktır" dedi.

Terörizmle Mücadele Mükemmeliyet Merkezi'nin düzenlediği, Bilkent Oteli'nde iki gündür süren "Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği" sempozyumu sona erdi.

Sempozyumun kapanış konuşmasını yapan Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök, terörün 21. yüzyılın vebası olarak karşıda durduğundan şüphe duyulmaması gerektiğini belirterek, "Unutmamalıyız ki bizler için amaç bu virüsü insanlık tarihinin en büyük ayıplarından bir tanesi olarak değil, tamamıyla ortadan kaldırmaktır" dedi.

Terör karşısında ortak bir anlayışın oluşturulması için öncelikle terörün parametrelerinin belirlenmesi ve geniş bir mutabakatın sağlanması gerektiğini bildiren Özkök, "Tek bir beyin gibi düşünmeyi, tek bir yürek gibi atıp bir diğerimizin acılarını en derinden hissedebilmeyi ve tek bir yumruk olarak teröre son darbeyi vurabilmeyi başardığımız gün zafer günümüzdür" diye konuştu. Orgeneral Özkök şöyle devam etti:

"Bunu öncelikle bir Türk vatandaşı ve daha sonra hayatını vatanın güvenliği ve ulusun esenliğine adamış bir askerin inancıyla söylüyorum. Bizlerle aynı endişeleri, çözüme ulaşma konusunda aynı kararlılık ve duyarlılığı paylaşan tüm meslektaşlarıma, tüm devlet adamlarına, tüm insanlığa sesleniyorum: Terörle mücadelede tüm dünya devletleri olarak bir dev gibi güçlü, yıkılmaz, kararlı durmak ve terörün kendi acizliğini fark edebilmesini sağlamak bu yolda en büyük hedefimiz olmaya devam etmelidir. Elimizdeki gücü ve değerleri insan için seferber etmek konusunda tereddüde düşmeden ve ön yargılarımızdan kurtularak duralım. Unutmayalım ki bu mücadelede elimizde duran güç paylaşıldıkça büyüyecektir. Bilginin, istihbaratın, teknolojinin, finansın paylaşıldığı ve her ulusun kendi kapasiteleri dahilinde ortak havuza katkılarına sürdürdüğü sürece hedeflerimize ulaşmamız daha da kolaylaşacaktır."