Terör örgütü PKK'nın kirli propagandası İngiliz medyasında
Abone olİngiltere’de yayımlanan 10 gazete ve 22 tanınmış isim, Türkiye’nin başarılı operasyonları karşısında eriyen terör örgütü PKK/YPG’nin provokasyonuna alet oldu. İngiliz medyasına reklam veren terör örgütü terörist başı “Abdullah Öcalan’a özgürlük” propagandası yaparak, Avrupa ve İngiltere'de destekçi arayışına girdi.
Türkiye’nin başarılı operasyonları karşısında ağır darbe alan
terör örgütü PKK/YPG, destekçi arayışına girdi. Örgüt
içinde çözülmedeki artış ve Türkiye’nin operasyonuyla
eriyen terör örgütü PKK, Avrupa ve İngiltere’deki terör
destekçisi medya üzerinden provokasyona soyundu. İngiltere’de
yayımlanan 10 gazete ve 22 tanınmış isim, terör örgütü PKK/YPG’nın
provokasyonuna alet oldu.
Terör örgütü PKK/YPG ile sözde "insan hakları" ve "düşünce özgürlüğü" kisvesi altında iş birliği yapan İngiltere’deki medya kuruluşları arasında “Hucknall Dispatch, The Gazette, The Guardian, Advertiser, Rasen Mail, Sunderland Echo, Sleaford Standard, Visitor, The News Courier ve The Bucks Herald” gazeteler yer aldı. Terör örgütü PKK’nın sözde sivil kuruluşlarıyla kol kola olan İngiliz yayın organları, “Zamanı geldi, Öcalan’a özgürlük” temalı reklamları manşetten yayınladı. Terör örgütü PKK’nın provokasyonuna çanak tutan İngiliz medyasında yayınlanan mesajda,terörist başı Öcalan’ın ivedilikle serbest bırakılmasına yönelik çağrı yer aldı.
İlanın ortalama fiyatı 35 bin TL
Örgütün propagandasına alet olan Hucknall Dispatch, The
Gazette, Advertiser, Rasen Mail, Sunderland Echo, Sleaford
Standard, Visitor, The News Courier ve The Bucks Herald”
gazetelerinde, kapakta ilan fiyatının ortalama fiyatının 3 bin 450
sterlin (35 bin 117 TL) olduğu öğrenildi.
Tanınmış isimlerden destek
Aralarında farklı ülkelerden de parlamenter, siyasi parti
temsilcisi ve sendikaların yöneticilerinin de olduğu 22 isim, terör
örgütü PKK’nın elebaşısı Öcalan’a destek yazıları kalem alarak,
teröre alet oldu. Teröre çanak tutan isimler arasında, Andrew
Feinstien (Eski Güney Afrika Parlamentosu Milletvekili, Julie Ward
(İngiltere İşçi Partisinden Avrupa Parlamentosu eski üyesi),
Margaret Owen (İnsan hakları avukatı), Les Levidow (Toplumların
Kriminalize Edilmesine Karşı Kampanya’nın kurucusu, Jean-Christophe
Sellin (Fransa Sol Parti Üyesi, Boyun Eğmeyen Fransa Hareketi Dış
İlişkiler Sorumlusu), Kariane Westrheim (AB Türkiye Sivil Komisyonu
[EUTCC] Başkanı), Johannes De Jogn (Sallux Enstitüsü Direktörü),
Lydia Samarbaksh (Fransa Komünist Partisi Dış İlişkiler Sorumlusu),
Nik Matheu (Türkiye’yi Boykot Kampanyası Britanya Sözcüsü),
Saleh Mamon (Göçmen Toplumların Kriminalizasyonuna Karşı Kampanya
[CAMPACC] İngiltere Temsilcisi), Dr. Amber Huff (Sussex ve Oxford
Üniversitelerinden sosyal antropolog), Dr. Thomas Milley
(Sosyolog), Dr. Felix Padel (İngiliz solunun teorisyenlerinden,
Sussex Üniversitesi Öğretim Üyesi), Pietro Shakarian (Ohio Ulusal
Üniversitesi Öğretim Üyesi, Ermeni tarihçi), Prof. Michael
Gunter (Tennessee Üniversitesi Siyasal Bilimler Profesörü, EUTCC
Genel Sekreteri), Doug Nicholls (Britanya Sendikalar Konfederasyonu
Genel Sekreteri), Simon Dubbins (İngiltere Unite the Union’un
uluslararası direktörü), Tony Burke (‘Unite the Union’ Genel
Sekreter Yardımcısı) Shavanah Taj (Galler Sendikalar Konfederasyonu
[TUC] Genel Sekreteri), Clare Baker (‘Unite the Union’ Uluslararası
Sekreteri) gibi isimler yer aldı.
Örgütün İngiltere'deki durumu
Örgüt, diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi İngiltere'de örgüt
legal görünümlü yapılar ve bunların finans temini ve propaganda
adına yürüttüğü faaliyetlerle varlık gösteriyor. Sivil toplum
ve illegal faaliyetler için mafyavari yapılanma şeklinde
örgütlenen PKK, bir yandan sivil toplum yöneticileriyle İngiliz
siyasilerle yakın ilişkiler kurarken, diğer yandan uyuşturucu ve
insan kaçakçılığı yapıyor. Özellikle eroinden elde edilen para,
Avrupa'da Türkiye karşıtı lobi faaliyetlerini artırmak ve
örgüte yeni militan devşirmek için kullanılıyor. Ayrıca bu
paraların bir kısmını da Suriye ve Irak'a aktaran örgüt, İngiliz
devletinin sağladığı imkanları kullanıyor. Örgütün faaliyet
gösterdiği sivil toplum kuruluşu binalarının büyük
çoğunluğunda mülk sahibi olduğu ve mülklerin ödemeleri
sırasında devletten yardım aldığı biliniyor. İngiltere, her ne
kadar PKK'yı bir terör örgütü olarak kabul etse de örgüt
mensupları yaralama ve öldürme gibi eylemlere katılmadığı sürece
çoğu zaman kayıtsız kalıyor. Öte yandan, İngiltere'de yasaklı
örgütlere destek verenler, 10 yıla kadar hapis cezasına
çarptırılabiliyor.