Terör örgütü PKK Kürtlerin hamisi!
Abone olDTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna törer örgütü PKK'yı açıkca destekliyor. Ona göre PKK kendilerini koruyor.
DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna, “Kürtler
kendileri açısından ‘sahipsiz bir halkttır.’ Bu yüzden PKK'yı
koruyucu güç olarak gördükleri için sırtlarını dönmezler. Güç
olarak görüyorlar” dedi.
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın düzenlediği ‘Kültür
ve Sanat Festivali' kapsamında ‘Kürt Sorununda Demokratik Çözüm
Modeli’ konulu panel düzelendi. Panele katılan DTP Genel Başkan
Yardımcısı Emine Ayna, Kürtler'in azınlık olmadığını ve halk
olduğunu söyledi. Ayna, “Azınlıklar ile Kürtler arasındaki en büyük
farklardan biri sahipsizliktir. Tüm azınlıkların bir şekilde, bir
yerlerde bir devleti vardır. Türkiye'de Ermeniler azınlıktır, ama
bir Ermenistan vardır. Rumlar azınlıktır ama Makedonya, Yunanistan,
Bulgaristan vardır. Türkiye'de Hıristiyanlar azınlıktır. Ama dinin
yaygın olduğu ülkelerde o azınlığın örneğin burada karşı karşıya
kalacağı haksızlıkta tepki gösterip Türkiye'yi zorlayacak ülkeler
vardır. Kürtler için durum farklıdır. Kürtler kendileri açısından
‘sahipsiz bir halktır’ bu yüzden PKK'yı koruyucu güç olarak
gördükleri için sırtlarını dönmezler. Güç olarak görüyorlar”
dedi.
DTP'li Ayna, Kürt sorunun ulusal ve siyasal sorun olduğunu beriysel
sorun olmadığını ve bu nedenle grup hakları çerçevesinde tartışmak
gerektiğini söyledi. Ayna, şöyle konuştu:
ÜNİTER YAPI İÇİNDE ÖZERKLİK
“Grup hakları çerçevesinde tartışırsak eğer. Ana dilde eğitimi tartışabiliriz. Bir İngiliz, bir Amerikalı kendi yaşadığı topraklarında kendi ana dilini öğrenmek için kursa gitmez. Almanca'yı öğrenmek için kursa gider. Türkiye'de Kürtçe kursları açılmalıdır. Bir Türk, Kürtçe öğrenmek için Kürtçe kurusuna gidebilmelidir. Ama Kürt'ün kendisinin ana dilde göreceği okulları olmalıdır. Kürtler bir halktır. Kürt sorunu bireysel bir sorun değildir. Haklarını bireysel çerçevede tartışamayız. Türkiye'de yaşayan 20 milyon Kürt'ün üniter devlet yapısını zarar uğratmayacak şekilde kendi kendini yönetebilme yetkisinin, yetisinin tanınması gerekir. Buna biz ‘demokratik özerklik' diyerek tartışmaya açabiliriz. Bunlar düşüncedir. Düşüncelerden korkmayalım, tartışarak ortak modeli yaratabilelim.”