Terör örgütü ortalığı kana bulayacak
Abone olTerör örgütü PKK 21 Mart'tan itibaren Nevruz'u yeni bir saldırı hareketinin başlangıcı olarak tasarlıyor. Yüzlerce kilo TNT ve C-4 patlayıcılar eylemlerde kullanılacak.
Cumhuriyet gazetesinin iddiasına göre, PKK 21 Mart'tan itibaren
Nevruz'u yeni bir saldırı hareketinin başlangıcı olarak tasarlıyor.
Bu aşamada Tunceli ve Bingöl kırsalındaki sığınaklarda depolanan
yüzlerce kilo TNT ve C-4 patlayıcı da kullanılarak askeri ve
ekonomik tesislere yönelik sansasyonel eylemler planlanıyor. PKK
vur-kaç saldırılarıyla ilçe ve kent girişlerinde güvenlik
birimlerini hedef alarak kaos yaratmayı da istiyor. Bu bilgileri
hem askeri yetkililer hem polis yetkilileri doğruluyor. Gazetenin
bugünkü (12 Mart 2005) sayısında birinci sayfadan duyurduğu Mehmet
FARAÇ imzalı haberi alıntılayarak aktarıyoruz: PKK/KONGRA GEL,
Abdullah Öcalan'a özgürlük ve dağdakilere af sağlanması için 21
Mart'taki Nevruz'dan itibaren Türkiye'yi terör eylemleriyle kıskaca
almaya hazırlanıyor. Yurtiçindeki militan sayısını giderek arttıran
örgüt, sansasyonel eylemlerle terör tehdidini büyütmeyi planlıyor.
Gençlik grupları ise PKK'ye karşı yürütülecek operasyonları
engellemek için Güneydoğu'da kapsamlı bir ''Canlı kalkan eylemi''
ne hazırlanıyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgenaral Yaşar Büyükanıt
'ın, ''Yurtiçindeki PKK militanlarının sayısının, Öcalan'ın
yakalandığı dönemdeki seviyeye ulaştığı'' nı açıklaması ve
örgütteki hareketliliği ''Çok kötü'' olarak nitelemesi, Cumhuriyet
'in bir ay önce duyurduğu terör tehlikesini doğruluyor. Büyükanıt'ı
endişelendiren gelişmeler gazetemizin 10 Şubat tarihli, ''Terör
talimatları'' başlıklı manşetinde yer alıyor. Örgütteki
hareketlilikte ABD'nin olası bir operasyonu ve KDP ile KYB'nin
terör gruplarına karşı artan rahatsızlığı, önemli bir gerekçe
olarak görülüyor. Ancak örgüt içindeki devinimin başka nedenleri de
bulunuyor. PKK, 20 yılı aşan eylemsel stratejisiyle artık bir yere
varamayacağını biliyor. Kadrolardaki kopmalar ve Yurtsever Demokrat
Parti (PWD) gibi Osman Öcalan l iderliğindeki bölünmeler örgüt
yöneticilerini endişelendiriyor. Cezaevinden çıkan eski DEP
milletvekilleri ile DEHAP içindeki grupların Demokratik Toplum
Hareketi (DTH) adlı yeni partiyi Öcalan'ın bu endişeleri nedeniyle
yapılandırdığı da göz ardı edilmiyor. Tamamen siyasallaşmaya
çabalayan örgüt, hedefine varmak için militan gücünü de Türkiye'ye
karşı bir dayatma olarak kullanmayı hedefliyor. PKK kadrolarının
Kuzey Irak, Suriye ve İran üzerinden Türkiye'ye geçmesi bu amaca
dayanıyor. Askeri kaynaklar sınırı geçen militan sayısının 3 bini
aştığını bildiriyor. Sınır boyundaki sayının ise 3 ile 4 bin
arasında olduğu tahmin ediliyor. PKK'nin, ''Öcalan'a özgürlük,
dağdakilere af'' konusunda yürütmeye çalıştığı ' kuşatma
politikası' nın iki aşaması bulunuyor. Avrupa'da PKK'nin
siyasallaşması konusundaki lobi faaliyetlerinin yetersiz kalması
üzerine örgüt bir taraftan Kuzey Irak'ta bulunan binlerce
militanını yurtiçine sokuyor, sınırda konuşlandırdığı grubu ise
koruma, saldırı ve kaçış koridorunun sağlanması için bekletiyor.
Nevruz beklentisi Örgüt 21 Mart'tan itibaren Nevruz'u yeni bir
saldırı hareketinin başlangıcı olarak planlıyor. Bu aşamada Tunceli
ve Bingöl kırsalındaki sığınaklarda depolanan yüzlerce kilo TNT ve
C-4 patlayıcı da kullanılarak askeri ve ekonomik tesislere yönelik
sansasyonel eylemler planlıyor. PKK vur-kaç saldırılarıyla ilçe ve
kent girişlerinde güvenlik birimlerini hedef alarak kaos yaratmayı
da istiyor. Bu bilgileri hem askeri hem polis yetkilileri
doğruluyor. İmralı'da yatan Abdullah Öcalan, avukatlarıyla yaptığı
görşmelerde sürekli olarak demokratik yapılanmadan söz ederken
dağdaki güçleri de olası bir tehdide karşı uyanık olmaya çağırıyor.
Bu ikilem de PKK'nin stratejisiyle uyuşuyor. Öcalan'ın önceki gün
avukatlarıyla yaptığı görüşmede söyledikleri de, örgütün bundan
sonraki stratejisiyle ilgili ipuçları içeriyor. Eylemlerle ilgili
inisiyatifi artık örgütün askeri kanadı olan Halk Savunma
Kuvvetleri'ne (HPG) bıraktığı anlaşılan Öcalan şöyle diyor:
''Dikkat etsinler, her türlü tedbirlerini alırlar. Çok kritik bir
döneme giriliyor, hazırlıkları var sanırım. Yepyeni bir hamle. Çok
kritik bir dönem, Türkiye bazı şeyler yapabilir. Ben bilmiyorum,
bir şey demeyeceğim. Karar onlarındır, geri mi ileri mi, savunmaya
mı çekilirler kendileri bilir. Siz özgürsünüz, benden daha
fazlasını beklemeyin zaten buranın koşulları buna uygun değil!''
Canlı kalkan engeli Türkiye'yi terör tehdidiyle sindirmeyi
planlayan bu dayatma politikasının ikinci aşamasında milis güçlerle
DEHAP gençliğinin kullanılması hedefleniyor. Bu aşamada geçen yıl
Gabar bölgesi, Eruh ile Tunceli kırsalında ilki gerçekleştirilen ve
1500 kişinin katıldığı canlı kalkan eylemleri yer alıyor. Örgüt
baharla birlikte binlerce kişiyi PKK'ye karşı Tunceli, Şırnak,
Hakkâri ve Siirt'te yapılacak kapsamlı operasyonları engellemek
için canlı kalkan olarak kullanmayı planlıyor. Doğu ve
Güneydoğu'daki güvenlik birimleri PKK içindeki bu hareketliliği
yakından izliyor. Özellikle Tunceli, Hakkâri, Şırnak ve çevresinde
önlemler yoğunlaştırılıyor, alarm durumundaki askeri güçlere
takviye yapılıyor. Ancak sınırdaki hareketlilik önümüzdeki süreç
açısından tehlike işareti vermeye devam ediyor.