Terör olmasaydı nın cevaplarını verdi
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Terör olmasaydı Türkiye’de her aileye bir ev ve araba almak mümkün olurdu, 150 tane İstan...
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Terör
olmasaydı Türkiye’de her aileye bir ev ve araba almak mümkün
olurdu, 150 tane İstanbul-Ankara hızlı tren projesi yapılırdı”
dedi.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Ankara Rixoss
Otel’de düzenlediği basın toplantısıyla AK Parti Ekonomi İşleri
Başkanlığı hazırlamış olduğu ‘terörün ülke ekonomisine tahmini
maliyetini’ kamuoyuyla paylaştı.
Türkiye’nin uzunca süredir terör meselesi ile uğraşıyor olmasına
rağmen bu konuda kapsamlı çalışma yapılmadığını değinen Kurtulmuş,
“Bu çalışmanın gerçekten hem sürecin devamına önemli katkı
sağlayacağına hem de Türkiye kamuoylunun zihninde 28 yıldır devam
eden terör meselesinin ne büyük maliyetler getirdiğini ilişkin bir
takım ipuçlarını vereceğini düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE BU SÜREÇLE BİRLİKTE DEVLETİN BİR ZİHNİYET DEĞİŞİMİNİ
ORTAYA KOYDU”
Türkiye çok hassa çok önemli bir dönüm noktasından geçtiğini
belirten Kurtulmuş, şunları söyledi:
“Uzun yıllardır devam eden bu süreç, gerçekten ancak yeni bir
perspektifle yeni bir bakış acısıyla ve son derece kararlı bir
tutumla geçilebilir. Türkiye bir barış ve kardeşlik ortamına
gelebilirdi. Bunun için ortaya konulan görüşler, çözüm paketi,
demokratikleşme paketine ilişkin detayların üzerinden söylenmesi
gereken en önemli hususun Türkiye’nin bu süreçle birlikte devletin
bir zihniyet değişimini ortaya koyduğudur. Türkiye ceberut devlet
anlayışından kerim devlet anlayışına geçişin en önemli adımlarından
birisini demokratikleşme paketini ve çözüm süreciyle ortaya
koyuyor. Tabi ki bu sürecin içerisinde esas bizim üzerinde
durduğumuz en önemli bakış acımız bunu bir medeniyet perspektifi
içerisinde aynı coğrafyanın çocuklarını olduğu bilinciyle hatta
aynı bahçeye bakan evlerin sakinleri olduğunun bilinciyle bu süreci
çözebilmek iradesinin ortaya konulmasındır. Bu adımları atılırken
bunun ne riskinden kaçınmayı ne bunun sonucunda acaba Ak parti 3,5
puan fazla oy gelir mi? Endişesine asla taşımadığımızı, çözüm
sürecinin başından itibaren Sayın Başbakanımızın ortaya koyduğu
bedeli ne olursa olsun Türkiye’de barışı, kardeşliği birlikte
yaşama arzusunu tümüyle ortaya koyacağız kararlılığı bu süreci en
büyük itici gücü olmuştur.”
“BU SÜRECE ÇELME TAKMAK İSTEYENLERİN HEVESLERİ KURSAĞINDA
KALACAK”
Devletin halkla bütünleşme iradesi ortaya çıktığı sürece, bu
sürecin başarıyla tamamlanacağını söyleyen Kurtulmuş, “Hafta sonu
Diyarbakır’da ortaya çıkan görüntüler, Türkiye acısından bundan
10,15 sene evvel hatta bırakın onu 6 sene evvel bile olmasının
hayalden, aklın ucundan bile geçirmeyeceği adımlardır. Türkiye
sadece terörü bitirmekle kalmıyor, sadece kendi bölgemizde değil,
bütün bölgemizde barış sağlayacak adımları cesur bir şekilde niyet
etmiş bir vaziyettedir. Bu zihniyet değişimi sürdüğü müddetçe,
Türkiye’de devletin halkla bütünleşme iradesi ortaya çıktığı
sürece, bu sürecin başarıyla tamamlanacağı, halk desteğinin devam
ettiği müddetçe de bu sürece çelme takmak isteyenlerin hevesleri
kursağında kalacağını da ifade etmek isterim” dedi.
“TÜRKİYE’NİN BÜYÜK KAYIPLARINDAN BİRİSİ DE TOPLUMLA DEVLET ARASINDA
GÜVEN DUYGUSUNUN ZEDELENMESİDİR”
Terörü olaylarından dolayı 35 bin kişinin öldüğüne değinen
Kurtulmuş, “28 yıldır devam eden bu sürecin çok bir büyük ekonomik
maliyeti var. Türkiye’ye getirmiş olduğu önemli kayıplar var. Bu
süre içerisinde yaklaşık 35 bin insanımızın ölmesidir. Bunlardan 7
bine yakını şehitlerimizdir. Türkiye’de tek bir kişinin ölmesinin
bedelini dünyanın bütün servetleriyle asla karşılayamayız. Ayrıca
geçmiş dönemlere baktığımız an, bu dönemlerde işkencelerin,
yargısız infazların, köy boşatmalarının, demokrasi tarihimiz de ne
kadar büyük bir kara leke olarak geçtiği inşallah artık Türkiye
sadece hatıralarında, hafızalarında kaydetmiş olacaktır. Bu uzun
yıllar boyunca bölge halkının bir tarafta terör örgütü, diğer
tarafta karanlık derin çenelerin arasında nasıl sıkışıp kaldığını
biliyorsunuz. Türkiye’nin büyük kayıplarından birisi, toplumla
devlet arasında güven duygusunun zedelenmesidir. Milletin büyük
kesimlerinin sadece doğu ve güneydoğu insanlarımızın değil,
halkımızın büyük kesimleri devlete karşı güveni, ülkeye karşı
güveni ne kadar sarsıldığını da yine hepimiz çok yakından şahit
olmuşuzdur” ifadesini kullandı.
"Türkiye’nin belirli bir kısmını verelim de kurtulalım" noktasına
getirildiği dönemlerin olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları
söyledi:
“28 yıl içerisindeki manevi kayıplarımızdan bir önemlisi de sosyal
mesafedir. Zaman zaman toplumun kesimleri arasında Türk-Kürt,
Alevi- Sünni şeklinde ayrışmaların ortaya çıktığı hatta toplum
kesimleri arasında itilafların körüklenmeye çalıştığını
hatırlıyoruz. Yine öyle dönemler olmuştur ki halkın bir kısmını
Türkiye’nin şu kısmını verelimde kurtulalım noktasına getirildiği
dönemler dahi olmuştur. Terörün sonu ermesiyle, kardeşliğin
sağlanmasıyla artık bir daha ümit ediyoruz ki bu manevi kayıpların
hiçbiriyle karşı karşıya kalmayacağız.”
“TERÖR OLMASAYDI 2 BİN 345 MİLYAR DAHA FAZLA OLACAKTI”
Türkiye 28 yıl boyunca her yıl ortalama 4.07 büyüdüğünü belirten
Kurtulmuş, “Türkiye bu 28 yıl boyunca 4.07 değil de? 0.25 daha
fazla büyümüş olsaydı, bunun Türkiye’ye maliyeti 1.144 milyar Türk
lirası olurdu. Ama ikinci varsayımla hareket edersek ki, Türkiye
her yıl ortalama 0.50 yani yarım puan daha fazla büyümüş olsaydı.
Türkiye’nin bu süreç içerisindeki büyümesi 2 bin 345 milyar daha
fazla olacaktı. Türkiye’de terör olmasaydı yüzde 50 daha fazla
büyüyecekti. Bunun 2012 yılı sonu itibariyle Türkiye’ye maliyeti 2
bin 345 milyar olmuştur. Türkiye’nin geçtiğimiz 1986-2012
performansına baktığımız da Türkiye’nin bu süreç içerisindeki faiz
giderleri 633 milyar Türk lirasıdır. Faiz lobisi dediğimiz zaman
bundan bazıları rahatsız oluyorlar. Ama Türkiye’nin önündeki hesap
budur. Bunların bugün ki değer olarak karşılığı ise 1.600 milyar
Türk lirasıdır” olduğunu söyledi.
1986-2012 yılları arasında savunma ve güvenlik harcamaları 162
milyar Türk lirası olduğunu belirten Kurtulmuş, şöyle devam
etti:
“Bunu bugün ki değere çevirdiğimiz zaman 495 milyar Türk lirasıdır.
Eğer terör olmasaydı bu savunma ve güvenlik harcamalarımızın en
azından yarısını muhafaza edilebileceği, tasarruf edilebileceğini
biliyoruz. Türkiye, savunma ve güvenlik harcamalarını yaparken
parasının çok olduğu için cebinden harcayarak değil, bunları da
borçlanarak yapmış olan ülkedir. Dolayısıyla bu yüzde 50’nin faiz
olarak biz daha az olduğunu düşünürsek buda 110,5 milyar Türk
lirasıdır. Her ikisini topladığımız zaman 358,1 milyar Türk lirası
terör dolayısıyla savunma ve güvenlik harcamalarına yapılmış olan
ilave masraftır.”
“2014 BÜTÇESİNDE ASLAN PAYINI EĞİTİM VE SAĞLIK ALMAYA
BAŞLAMIŞTIR”
Türkiye milli savunma sanayi noktasında yatırımlar yaparak
giderlerin azaldığını belirten Kurtulmuş, “1986-2012 yılları
arasında Türkiye’nin savunma ve güvenlik harcamalarına yıllık
artışları ortalama yüzde 41’dir. Bu oranın 1990-2002 yılları
arasındaki süre yani Ak parti iktidara gelmediği evvelki oran yüzde
68,4, Ak parti döneminde ise sadece yüzde 5,4’dür. Türkiye bu süre
içerisinde Ak parti iktidarı döneminde savunma ve güvenlik
harcamalarına olan payı mümkün olduğunca kısmış, buna mukabil 2014
bütçesinde aslan payını eğitim ve sağlık almaya başlamıştır. Bizim
gibi ülkelerin savunma ve güvenlik harcamalarının artmış olduğu
milli savunma sanayimizin yükselişe geçtiği anlamına gelmiyor.
Maalesef bu ülke de karanlık el nasıl terörü teşvik ettiyse,
Türkiye’nin milli savunma sanayinin yıllardır sahip olmasını
engellemiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin, teröre ve savunma
harcamalarına ayırdığı pay daha çok dışarıdaki silah tüccarlarının,
askeri ve endüstriyel kompleksin, küresel ölçekteki güçlenmesinde
yardımcı olmaktan katkı sağlamaktan başka anlam taşımamaktadır.
Şimdi Türkiye milli savunma sanayi noktasında yatırımlar yapıyor.
Yine bu rakamları mütevazi tutarak, elindeki rakamları başkalarının
ürettiklerine değil bu ülkenin mühendislerine, bu ülkenin
insanlarının ürettiklerine harcamak imkanına kavuştu” dedi.
“150 TANE İSTANBUL-ANKARA HIZLI TREN PROJESİ YAPILIRDI”
Türkiye’nin savunma ve güvenlik harcamalarına terörün etkisinin
358,1 milyar Türk lirası olduğunu belirten Kurtulmuş, şunları
söyledi:
“Terörün borçlanma maliyetine etkisi 161,4 milyar Türk Lirasıdır.
Terörün doğrudan yabancı sermaye etkisi 52.6 milyar Türk Lirası,
turizm gelirlerine etkisi 120.6 milyar Türk Lirasıdır.
Büyükşehirlere göçün maliyeti 78 milyar Türk Lirasıdır. İstihdama
etkisi 22 milyar Türk lirası, ödenek tazminatlar 3 milyar Türk
lirasıdır. Türkiye’nin büyüme performansına yüzde 0,25 her yıl etki
etmiş olsaydı Türkiye’nin cebinde 1.144 trilyon Türk Lirası cebinde
kalacaktı. Sadece 0,25’lik büyüme etkisini göz önünde
bulundurursak. 28 yıllık süre içerisinde böyle bir şeyle
karşılaşsaydı. Türkiye’de her aileye bir ev ve araba almak mümkün
olurdu. Bu rakamla 150 tane İstanbul-Ankara hızlı tren projesi
yapılırdı. Terör olmasaydı her yıl ortalama 0, 50 puan daha fazla
kalkınması mümkündü. Bunun da rakamla karşılığı 2 trilyon 345
milyar Türk lirasıdır. Böyle büyük bir kayıpla karşı karşıya
kaldı.”
“TÜRKİYE’NİN MAYINLI ARAZİLERİNİN TOPLAMI İKİ ‘GAZZE’ ŞERİDİ
BÜYÜKLÜĞÜNDE TOPRAK PARÇASIDIR”
Bir soru üzerine mayınlı arazi ile ilgili açıklama yapan Kurtulmuş,
“Mayınlı arazinin temizlenme meselesi hükümetin de gündemindeydi.
Bölgedeki son gelişmeler çerçevesinde biraz akamete uğradı. Çok
büyük bir araziden bahsediyoruz. Türkiye’nin mayınlı arazilerinin
toplamı iki ‘Gazze’ şeridi büyüklüğünde toprak parçasıdır. Bu
alandaki alanda şuan boş ve mayın dolu. Bunların temizlenip biran
evvel bölge halkının istifadesine sunulması lazım. Benim şahsi
kanaatim topraksız köylülere verilmesi ve bu bölgede mayınlı
arazili bölgelerde gerçekten çok yüksek yüzeyde organik tarımın
yapılabilmesi Türkiye’nin ve bölge halkının menfaatinedir”
dedi.
“TERÖRÜ, ULUSLARARASI TERÖR SİYASETİNİN BİR PARÇASI OLARAK GÖRMEK
DAHA DOĞRUDUR”
“Karşımızdaki terör örgütü bu kadar büyük bir ekonomik güçle nasıl
savaştı” sorusu üzerine Kurtulmuş, “Sadece PKK olarak almayın.
Dünyadaki hiçbir terör örgütünü tek başına kendinden ibaret
değildir. Şunu biliyoruz ki El-Kaidesinden tutun, bizim karşımızda
olan PKK’ya kadar bütün bu örgütlerinin hepsinin bir takım büyük
güçlerin, bölgesel güçlerin lojistik desteklerinin, istihbarat
desteklerinin, siyasi desteklerin, ekonomi desteklerini ve
hepsinden önemlisi dünyadaki askeri endüstriyel komplekstin silah
desteklerini zaman zaman aldığını biliyoruz. Dolayısıyla bu kadar
büyük bir harcamanın karşısındaki harcamayı bilemiyoruz. Şundan
eminiz bütün bu dış bağlantılar, bütün önemli lojistik, istihbarat,
ekonomik, askeri destekler olmazsa zaten terör örgütleri olmazdı.
Amerika’daki ikiz kuleleri, İspanya Madrid metrosunu vuruyor, HSBC
İstanbul’u vuruyor. Dağ da yürümesini bilmeyen adam buraları nasıl
vuruyor. Bir takım örgütlerin bir takım büyük devletlerin, bir
takım bölgesel güçlerin desteklerini alarak yapıyor. Dolayısıyla
PKK’yı sadece kendi bütçesi ile ilgili görmemek lazım. Ciddi
şekilde dış destek aldığı aşikar. Terörü sadece terör örgütü olarak
değil, terörü uluslararası terör siyasetinin bir parçası olarak
görmek daha doğrudur. O uluslurarası terör siyaseti de hiç kimsenin
hesaplayamayacağı kadar devasa büyük bir mekanizmaya sahiptir. Bu
mekanizmanın içerisinde iktisadi konular olduğu gibi askeri,
istihbarat ve diğer alanlarda da kollarının olduğunu biliyoruz”
ifadesini kullandı.
(İHA)