Terlemeden 30 dk.da kurtulun!
Abone olYaz kış insanın hayatını zehir eden terlemeden 30 dakikalık bir müdahale ile kurtulabileceğinizi biliyor muydunuz?
Kış aylarında bile günlük yaşamı çekilmez hale getiren el, kol
ve koltuk altı bölgelerindeki aşırı terleme bozukluğu, yarım
saatlik basit bir cerrahi müdahaleyle ortadan kaldırılıyor.
Aşırı terleme hastalığından 30 dakikada kurtulun
Kişinin günlük aktivitelerini olumsuz etkileyip psikolojik
sorunlara yol açarak toplumdan uzaklaştırabilen bir hastalık olan
hiperhidrozis, yani aşırı terleme bozukluğundan cerrahi müdahaleyle
kurtulmak mümkün. Uzmanlar, botoks, iontoferez gibi tedavi
yöntemlerinin, el, ayak, koltuk altı, sırt ve yüz kısmındaki aşırı
terleme sorununu çözmediğini, geçici süre azalttığını belirterek,
bu tedavilerin kısa ve orta vadede tekrarlandığına dikkat
çektiler.
Universal Hospital Kadıköy Göğüs Cerrahisi Kliniği’nden Op. Dr.
Oryal Erdik’in verdiği bilgiye göre, guatr, obezite, bazı metabolik
hastalıklar ve bunların tedavisi için kullanılan bazı ilaçlar,
sempatik sinirlerdeki aktiviteyi arttırarak vücudun el, ayak, sırt,
koltuk altı ve yüz bölgesinde aşırı terlemeye neden olabiliyor.
Ancak bu gibi durumlar dışında meydana gelen aşırı terlemeye
hiperhidrozis (aşırı terleme bozukluğu) teşhisi konuluyor.
Hastalık, vücudumuzdaki ter bezlerini kontrol eden sempatik sinir
sistemi aktivitesinde artış ile ortaya çıkıyor. El ve ayaklarda
daha yoğun olan terlemenin belirtileri, özellikle heyecanlı
kişilerde, genç ve orta yaş grubunda görülüyor.
Doğru teşhis önemli
Op. Dr. Oryal Erdik, genellikle aşırı terleme şikayeti olan
hastalara çeşitli testler yapılarak organik rahatsızlıklarla
ilişkisinin araştırıldığı, herhangi bir ilişki tespit edilemediği
zaman da bu hastaların genellikle psikiyatrik ve psikolojik takibe
alındığına dikkat çekerek, “Bu durumdaki hastalar, toplumsal
anksiete, sosyal fobi gibi tanılarla uzun süre ilaç tedavisi
görüyorlar. Bu tedavilere rağmen, aşırı terlemenin belirtileri
ortadan kaybolmuyor. İşte bu tip hastalar tipik hiperhidrozis
hastalarıdır. Basit birkaç test yapılarak bu teşhis kolaylıkla
ortaya konulabilir” dedi.
En etkili tedavi yöntemi!
Aşırı terleme hastalığının cerrahi müdahaleyle tedavisi nasıl
yapılıyor? Ne kadar sürüyor? Riskleri var mı? Hasta, cerrahi
müdahaleden ne kadar sonra sağlığına kavuşuyor? Op. Dr. Oryal Erdik
bu soruların cevapları konusunda şunları söylüyor: “Aşırı terleme
bozukluğunun tedavisinde geçerli olan en etkili ve kesin tedavi
şekli cerrahi uygulamadır. Ancak bu şekilde sempatik sinir
bütünlüğünün belli seviyelerde bozulmasıyla, bu sinirler tarafından
etkilenen vücut bölgelerinin aşırı terlemesinin normal terleme
düzeyine indirilmesi söz konusudur. Eğer el, koltuk altı ve sırt
etkilenmiş ise göğüs cerrahisi uzmanı tarafından, genel anestezi
ile göğüs yan duvarına yapılacak bir veya iki adet yarım santimlik
kesiler ve bu deliklerden girilerek özel aletler ve teknikler
yardımı ile sempatik sinirin bu bölge için olan aşırı etkisi
ortadan kaldırılır. Kapalı ameliyat teknikleri (endoskopik
sempatektomi) kullanılarak kolaylıkla ve sorunsuz gerçekleştirilen
operasyon 20-30 dakika sürmektedir. Ameliyattan göğüs dreni takılı
olarak çıkan hasta, ertesi gün dreni alındıktan sonra taburcu
edilmekte ve bundan sonra aynı gün günlük aktivitelerini rahatlıkla
yapabilmektedir. Tek taraflı yapılan bu işlemin daha sonra diğer
taraf için de tekrarlanması en doğru ve geçerli olanıdır. Artık tüm
dünyada geçerli olan görüş, sempatik sinir bütünlüğünü kısmen
bozmaktır. Bu sinir bütünlüğünün geniş olarak bozulması, ellerde
kaybolan terlemeyi vücudun başka yerlerinde yan etki olarak ortaya
çıkarabilmektedir. Yapılan klinik çalışmalar da bunu doğruluyor.
Sempatik sinir bütünlüğünün bozulması, geçici veya kalıcı felç, his
kaybı gibi birtakım rahatsızlıklara yol açmaz.”
Op. Dr. Erdik, her cerrahi müdahalede olduğu gibi endoskopik
sempatektominin de önceden, kanama, hava kaçağı gibi hesaplanamayan
risklerinin, deneyimli göğüs cerrahlarının yaptığı ameliyatlarda
minimuma ineceğini vurgulayarak, daha önce geçirilmiş olan akciğer
hastalıklarının, cerrahi müdahalenin endoskopik yöntemle
yapılmasını zorlaştırabileceğini, çok nadir de olsa ek bir cerrahi
operasyonun gerekebileceğini sözlerine ekledi.