Terim'e göre tek suçlu medya!
Abone olMilli takımlar baş sorumlusu Fatih Terim olaylı isviçre maçının ardından ilk kez konuştu ve tüm eleştiri oklarını medya mensuplarına sapladı!
Futbol Federasyonu Başkanı Levet Bıçakcı ve Milli Takımlar
Teknik Direktörü Fatih Terim, Olimpiyat Komitesi Konferans
Salonu’nda Türkiye-İsviçre milli maçından sonra meydana gelen
olaylarla ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Bıçakcı,
‘Türkiye-İsviçre milli maçı sonrası istifa etmeyi düşünmedim.
Başkanlığa işler kötü gittiğinde kaçıp saklanmak için gelmedim.
Belli bir görevi üstlendim, ağırlığını ve tadını biliyorum.
Federasyon olarak yaptığımız çalışmalar sadece (A) Milli Takım’la
ölçülü değil. Bütün takımlarımızın birlikte ele alınması lazım.
Çıkacak nihai bir karar değil. Tahkim Kurulu’nda itiraz hakkımız
var. Mutlaka kullanacağız. Arkasından Lozan’daki spor mahkemesine
de gideceğiz. Beni seçen genel kurul bu görevi benden almak
istediği gün rahatlıkla istifa ederim. Böyle bir talep gelmediği
sürece, görevimi sonuna kadar yapacağımdan kimsenin şüphesi
olmasın’ dedi Fatih Terim ise görevine devam ettiğini belirterek
şöyle konuştu: ‘İstifa şerefli bir müessesedir; zamanında, yerinde
doğru olursa. Ciddi bir müessesedir. Gerektiği zaman kullanmaktan
çekinmeyiz. Ülke içinde infaz edildik. Ülke insanı olarak onursuz
bir iş yapmadık. Keşke bazı şeylere mani olabilme imkanımız olsa.
Davut Dişli’den başlayarak benden devam ederek, oyunculardan en
küçük merciimize kadar biz, ülkemiz adına ay yıldız adına ne
yapılması gerekiyorsa onu yaptık ve onursuz hiçbir şey yapmadık.
Nasıl davranılması gerekiyorsa öyle davrandık. Ama abartılara veya
bize isnat edilenlere yapacak bir şeyimiz yok. İnfazı yapanlar,
daha hiçbir şeyi beklemeden, raporu beklemeden. 7 kişinin raporu
vardı. Hepsinin raporunda bu söylenen veya atfedilen insanların
hiçbirinin isminin başharfi bile yokken olay bu şekle geldi. Bize
söylüyorlar ama peki yenildiğimiz veya elendiğimiz zaman bunu ülke
olarak normal kabul edebiliyor muyuz? Biz de bu ülkenin
evlatlarıyız. Kendi içinizde bizi dövebilirsiniz, bize
sövebilirsiniz ama kendi evladınızı dışarıya vermek, kötü göstermek
çok hoş bir şey mi? Olmayan bir şeyi olmuş gibi gösterme çok hoş
bir şey mi? Ne yaptık biz? Arkadaşlarım ne yaptılar, aslanlar gibi
mücadele ettiler. Herkes kendi adına ne yapılması gerekiyorsa onu
yaptı. Her şey onurluca yapıldı. Biraz insaflı davranalım. Kendi
evlatlarımızı bu kadar yerden yere vurmayalım. Muhakkak ki tenkit
edilelim. Ama bu, dozu artan, belden aşağı veya tek kale maç
şeklinde suçlanan şekilde değil. Onun da üslubu var. O ay yıldızı
giyenler ülkesini mutlu etmek için ne lazımsa onu yaptı. İş tek
kale maça döndü, kişiselleşmeye başladı. Bazı cevaplar vermek
zorundayım. Futbolcularımın performanslarını en üste çekmek adına
nasıl hazırlamamız gerekiyorsa öyle hazırladık. Maçtan sonra
baktığımızda, ben 90 dakikayı dolu dolu yaşayan bir insanım.
Hepimizin hataları olabilir, benim de. Benim 50, 100 metreden
çekilen fotoğraflarımın altını, bilgisi olmayıp, duymayıp, fikri
olan şeklinde istediği gibi yazmak çok adil değil. Nitekim bana
sorulan sorularda bunlar da vardı. Biz eğer birşeyi tırmandırmışsak
bunun ilk tepkisini seyirciden görmemiz gerekir. 2-0 ile başlayıp
27. saniyede 3-0’a geliyorsunuz. 11 kişinin içinde 7 tane 25 yaş
altında oyuncu var. 27. saniyede statta bir sessizlik oluyor ve
ancak 4 tane atarsanız gidiyorsunuz. Bunun altından kalkmak çok
kolay bir hadise mi? Bu çocuklar bunun altından kalktılar. Benim
takımım bunun altından kalktı. 4 atılması lazımdı 4 attı. Yememesi
lazımdı onu yedi. Ama 4-4 ile gidememiştir Türk Milli Takımı.
Övgüyü haketmeleri gerekirken, hepimiz, muhakkak tenkit edileceğiz,
bunlara itirazım yok. Ben 6 numaraya vurun demişim. Benim bunu
işaret etmeme gerek yok ki. Öyle bir niyetim olursa çağırır
söylerim. Basın dedim. Ben bunu zaten taktiksel olarak tüm
oyuncularımıza söylüyorum. Halkı inandıracak şekilde olmuş gibi,
kendinizi de önce inandırarak, arkasından da insanların inanmasını
isteyerek kendi evladınızı vuruyorsunuz. Arkadaşlarıma diyorum ki
(yetişin aman bir şey olmasın). (İlk hedefiniz Akdeniz’dir) diye
yazıyorlar. 100 metreden çekilen fotoğrafın altını size bu hakkı
kim veriyor da böyle bir duyguyla düşünceyle dolduruyorsunuz. 36
senedir çok güzel şekilde bu ülkeyi temsil ediyorum. Acaba
önleyebilir miydim bu koşmayı? Ben görmedim böyle bir şey. Her şey
bana göre doğru gitti. 15-20 saniyelik körüğe mani olamamışızdır.
Bunun dışında hayatım boyunca oyuncularıma kimseye özellikle
(rakibe git vur) demedim. İstiklal Marşı’nı sesli söyledi diye bir
insanı tenkit ediyorsunuz. Kendi marşımızı neyle söyleyeceğiz. O
milli formayı göğsünde taşımamış, bunun yarattığı yüksek duyguları
tatmamış insanların bunu bilmesi mümkün değil. Dolayısıyla kapıyı
kırdırdınız. Bunlara muhatap kalmak, kendi insanımızın (dediler,
söylediler) sorularına orada maruz kalmak insanın içini acıtıyor.
Benim futbolcularım aslanlar gibi oynamışlardır. 4 biz 4 onlar
attı. Ben olaya böyle bakıyorum.’