Terim, polemiklerden artık bıktı!
Abone olGalatasaaray'ın 100.yılı kutlamalarına Fatih Terim'in katılıp katılmayacağı son günlerde polemik konusu oldu. Terim ise bunun üzerine gereken mesajları verdi..
Polemiğe gerek yok Ali Sami Yen'de olacağım G.Saray'ın 100. yıl kutlamalarına katılıp katılmayacağı tartışma konusu Fatih Terim, durduk yerde oluşturulan bu sorundan rahatsız. İmparator, Hagi'yle de sadece bu son gelişmeler nedeniyle değil, gerektikçe konuştuklarını belirtiyor. Bir bardak suda fırtına koparmakta üzerimize yok. Galatasaray bu sezon şampiyonluğu son maçta da kaçırabilirdi. Biraz erken oldu diye küçük çapta bir kıyamet koparıldı. Bazıları daha büyüğüne de hazırlanıyor. Bir yandan da 100. yıl kutlamaları tartışma konusu olmaktan kurtulamıyor. Fatih Terim'in bu kutlamalara katılıp katılmayacağı konusunda hemen her gün başka türlü bir varsayım üretiliyor. İşin doğrusunu öğrenmek o kadar da zor değil. Ancak o zaman polemik konusu ve yazılıp konuşulabilecek konu kalkıyor. Belki de bunun için pek istenmiyor. Doğrudan bir gazetecilik çalışması içinde bu değil de biraz başka bir yoldan bilgi edindiğim için okurlarım mazur görsünler, biraz dolaylı anlatmak zorundayım ama harfiyen doğruluğunu garanti ederim. Terim'in 100. yıl kutlamalarına katılıp katılmama meselesinin aslı şu: İmparator'un kutlamalara rüya takımın futbolcusu olarak katılması yolunda gerçekten de ilgili komiteye çokça başvuru olmuş. “Biz Terim'i 5 numaralı formasıyla takımın başında kaptan olarak sahaya çıkarken görmek istiyoruz.” demişler. Komite de bu isteği değerlendirip davet mektubunu ona göre yazmış. Terim de dizindeki ciddi sakatlık nedeniyle, bu dileğin gerçekleşmesinin imkansızlığını anlatmış. Ancak Terim'in bu törene katılmasının ille de bir şeklinin olması şart değil. Elbette ki Galatasaray'ı ve Ali Sami Yen'i o da evi gibi görüyor. Evin en tanınmış evlatlarından biri olarak da kimseden fazlaca bir şey beklemiyor. Dizindeki sakatlığı daha önce de söylemişti ama pek ciddiye almamıştık. Oysa şimdi ameliyatın eşiğinde. Yoksa ilerde yürümesine bile zarar verebilecek kadar ilerleyebilecek bir zorlanma var. Bunun ötesinde, tabii ki, birilerinin çıkıp telefonla ya da yüz yüze görüşerek bir şeyleri anlatmasını gerektiren durumlar da oluyor. Çünkü Terim'in Galatasaray'da yaptıkları da Galatasaraylılığı da ortada. Zamanında, 10 milyon dolarlık akıl almaz önerilere bile kulak asmadığının en yakın tanıklarından biriyiz... Dolayısıyla, ‘Galatasaray'da senin yerin ayrıdır’ anlamına gelebilecek ufak tefek jestlerin ıskalanması İmparator'u üzüyor. Hele, buna benzer konularda sürekli sorun çıkaran adam gibi görülmek büsbütün canını sıkıyor. 'Ali Sami Yen’e geleceğim' Ancak artık bu tür konular üzerinde durmaktan yorulduğunu da gizlemiyor. “Elbette ki gideceğim oraya” diyor, “Onca yıl Galatasaray'ın başarısı için birlikte ter döktüğüm arkadaşlarımla kucaklaşacağım. Öner'le Gökmen'le şakalaşıp geçmişi yad edeceğiz. Zoran Simoviç'le Erdal Keser'le, Alman Abramcyzck'le kucaklaşacağız. Dizimdeki sorun olmasa, onlarla top oynamak da çok keyifli olurdu. İnsan özellikle belli bir yaştan sonra biraz da böyle şeyler için yaşıyor.” Gheorghe Hagi'yle konuşmuş olmasının bazı gazetelere büyük bir haber olarak yansımasını da yadırgamış olmalı. Çünkü bu ilk kez yapılan bir şey değil. “Bunca yıl birlikte çalıştık. Beraber ağlayıp güldük. Aramızda bir hukuk oluştu. Haliyle zaman zaman o beni arar, ben onu ararım, konuşuruz.” deyip Trabzonspor maçından sonra özellikle arayıp moral vermeyi bir görev saydığını ima ediyor. Şu anda Galatasaray’a dönmek olmaz Fatih Terim, tekrar Sarı-Kırmızılı takımın başına gelmesine ilişkin taraftar isteği ve buna dayalı yorumlar konusunda da tavrını açıkça ortaya koyuyor: "Fatih Terim, özü sözü bir adam olduğu için bugün bulunduğu yerde duruyor. Bu defteri kapattığımı çok açık ve kesin biçimde ortaya koydum. İlerde başka türlü bir şeyler olabilir ama şu anda asla!" Bu "asla" kesinliği Türkiye'de çalışmamayı da kapsıyor. Sadece G.Saray'ın değil Türk futbolunun bir çıkmaza doğru gittiğini düşünüyor İmparator. Kulüplerin ekonomik yapısının daha sağlıklı hale getirilmesi, gerçek seyircinin uygar futbol seyretme imkânlarına kavuşturulması, uluslararası alandaki yarışmada başarı için organizasyonun buna göre yapılması gibi 'olmazsa olmaz' gerekliliklerin durmadan ertelenmesi İmparator'u biraz karamsarlığa itiyor. Bu nedenlerle, en azından birkaç yıl yurtdışında çalışmak istediğini belirtiyor. Ayrıca, İmparator yurtdışında çalışma konusunu, yarım kalmış bir işin tamamlanması gibi de görüyor. İmparator'un yakınındaki kişilerden edindiğimiz bilgilere göre, yurtdışında bir kulüple anlaştığı neredeyse kesin gibi. Bütün belirtiler, Milan'la el sıkışıp da sezon bitene kadar 3 ay beklemek zorunda kaldığı döneme benziyor. ZAMAN