Tercüman'ların savaşı Çankaya'da
Abone olİsim hakkının kimde olduğu hakkında bir türlü mutabakata varılmayan "Tercüman" için tartışmalar sürerken, Çukurova grubunun Tercüman'ı durumu Çankaya'ya taşıdı.
Sayın Cumhurbaşkanı’na Sayın Cumhurbaşkanı, TBMM’DE 9.6.2004
tarihinde kabul edilen 5187 sayılı Basın Kanunu, onayınız için
zât-ı âlinize gönderilmiş bulunuyor. SAYIN Cumhurbaşkanı, TBMM’DE
9.6.2004 tarihinde kabul edilen 5187 sayılı Basın Kanunu, onayınız
için zât-ı âlinize gönderilmiş bulunuyor. Madde 1’de belirtildiği
gibi, “Bu kanunun amacı, basın özgürlüğünü ve bu özgürlüğün
kullanımını düzenlemektir.” Ancak bu düzenleme yapılırken,
kamuoyunun bilgi alma hakkını kısıtlayıcı, özellikle yerel basını
ve kısıtlı imkanlarla yayın yapan medya organlarını ağır ekonomik
yükümlülükler altında bırakıcı hükümlerin yanı sıra, Markaların
Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’ye aykırı olarak
“kişiye özel” ayrıcalık sağlayan bir uygulama getirilmektedir.
SAYIN Cumhurbaşkanı, Kanunun hazırlanması aşamasında gerek
yazarlarımızca köşelerinde, gerekse ilgili Bakan’a şifahi olarak
“Düzeltme ve Cevap hakkı” (Madde 14) ile ilgili endişelerimizi
aktarmaya çalıştık. Ne yazık ki, çıkan kanunda bu endişelerimizin
yerini koruduğunu üzüntüyle müşahede etmiş bulunuyoruz. Düzeltme ve
cevap hakkı tabii ki olmalıdır ve kanunla güvence altına
alınmalıdır. Ancak, yoğun iş yükü altında bulunan sulh ceza
hakimlerince duruşmasız verilen düzeltme ve cevap hakkı
kararlarının, çoğu zaman sağlıklı olmadığı görülmektedir. 18.
maddeyle çok ağır para cezaları getirilen düzeltme kararları için
ya uzman Basın Mahkemeleri kurulması ya da “bilirkişi uygulaması”na
gidilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. Aksi halde, ağır
cezalar nedeniyle toplum yararına bile olsa, basının pek çok haberi
“görmemeyi tercih etmesi” kaçınılmaz olacaktır. Aynı şekilde, Madde
19’da yer alan hazırlık soruşturmaları aşamasında haber yapılmasını
engelleyen hüküm de, yolsuzluk ve usulsüzlük haberlerinin
yapılamayacağı anlamına gelmektedir. Unutulmamalı ki, ülkemizi
kemiren pek çok yolsuzluk ve usulsüzlük, basın sayesinde ortaya
çıkmış ve failleri bu şekilde hesap vermiştir. SAYIN Cumhurbaşkanı,
5187 sayılı kanunun 9’uncu maddesinde yer alan “marka” ile ilgili
düzenleme ise hem AB normlarına aykırı, hem de “kişiye özel” olması
açısından hukuk sistemini yaralayıcı bir özelliğe sahiptir.
Tercüman markasını haksız ve kanunsuz gasbetmeye çalışanları
kurtarmayı amaçlayan bir anlayışın eseri olarak Basın Kanunu’na da
iliştirilen bu hüküm, malumları olduğu üzere, 5000 sayılı Türk
Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da da 31.
maddeyle yer almıştı. Yine malumları olduğu üzere, söz konusu
maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne, Ana Muhalefet Partisi
sıfatıyla CHP tarafından dava açılmıştır. Anayasa Mahkemesi bu
konuda henüz kararını vermemişken, aynı aykırı anlayışın bir başka
kanuna iliştirilmesi dikkate değerdir. Sayın Cumhurbaşkanı,
Onaylanmak üzere Cumhurbaşkanlığı Makamı’na sunulan Basın Kanunu’nu
bu çerçevede değerlendireceğinizi umuyor, saygılarımızla
arzediyoruz. Tercüman