Eğer canınızdan çok sevdiğiniz çocuğunuz, hedeflediği bölüm ve/veya üniversiteye girebiliyorsa bir sorun yok. Fakat puanı hedeflerini tutmuyorsa bu durumda puanının tuttuğu bölüm ve üniversiteleri alternatif olarak değerlendirmeli. Yapabileceği, sevebileceği ve ileride meslek olarak uygulayabileceği bir bölüme girmesi her şeyden önemli. Tercih sürecinde destekleyici fakat gerçekçi bir tutum sürdürün. Üniversitelerle ilgili bilgi edinip bunu çocuklarınızla paylaşın. endi iş çevrelerindeki arkadaşlarıyla onları görüştürün ve soru sormaları için yüreklendirin. Baskı yapmayıp seçimi kendisine bırakın. Yeteneklerine ve isteklerine uygun bir bölümde okuması için onu cesaretlendirin. Mesleği yapacak olan siz değilsiniz, çocuklarınız… Her çocuk büyüyünce ne olacaksın sorusuna bir cevap verir. Önemli olan bu cevapların üniversite sınavlarından önce de çocukların kafasında olmasıdır. Hayallerine değer verin. Bir hedefi varsa ve ona ulaştıysa problem yok. Ancak ulaşamadıysa puanının yettiği alternatif bölüm ve üniversitelere bakabilir, araştırabilir, okullara gidip hali hazırda orada okuyan öğrencilerden bilgi alabileceğini paylaşın. Önemli olan, istediği olmadığı için "ne olursa olsun" düşüncesiyle hareket etmemesi, dünyanın sonu gelmiş gibi hissetmesin ve araştırmaya devam etsin. Unutmayın ki tercihlerle ilgili yapılan en büyük yanlışın öğrencinin istediği bölüm yerine daha uygun, kabul edilebilir ya da ailesinin isteği üzerine başka bir bölümde okumasıdır. Çocuklarınıza üniversitenin aslında bir basamak olduğun dillendirin. İçten ve samimi olun. Onların yanında olun… Önünde daha öğrenecek çok şeyinin olduğu aşılayın. Üniversite sadece bir başlangıç. Zaten bu nedenle bir çok kişi üniversitede okuduğu mesleği yapmıyor. İstek ve beklentilerin onlar büyüdükçe de değişeceğini asla unutmayın.