Teoman'dan Erdal Eren'e beste
Abone olTeoman on birinci albümü 'Renkli Rüyalar Oteli' çıktı. Teoman bu albümünde kendi adına bir ilk gerçekleştirdi ve ilk politik şarkısını yazdı: Erdal Eren ve ölen er için...
Teoman on birinci albümü "Renkli Rüyalar Oteli"yle geri döndü.
Barış Manço'nun "Unutamadım" şarkısını da seslendiren Teoman'la son
albümünden anne-oğul ilişkisine, rock müzikten kadınlara her şeyi
konuştuk
Üretimine durdurak demeden devam eden Teoman 11. kez hayranlarıyla
buluşuyor. Albümleri haricinde birçok remiks ve film müziği
çalışmalarıyla da hayranlarının nabzını tutan Teoman, bu kez
herkesi 'Renkli Rüyalar Oteli'nde ağırlıyor. Her albüme bir cover
koyma adetini bu albümde de Barış Manço'nun 'Unutamadım'ını
söyleyerek devam ettiren genç müzisyen, 1980 askeri darbe
döneminde 18 yaşında idam edilen Erdal Eren ve vurulan jandarma eri
için yazdığı şarkıyla da dikkat çekiyor.
-
Sizi sevenleri hiç yalnız bırakmıyorsunuz, sürekli
albümleriniz çıkıyor...
- Gerçi nedeni o değil ama... Duramıyorum ben, illa bir şey
yapıyorum. Bana kalsa nisanda film çekeceğim ama dur yahu, diyorum.
Normalde başka insanların yaşadığı gibi yaşa, diyorum. Kendime
meşgale buluyorum. Hızlı okuma kursu aldım, 10 parmak daktilo kursu
aldım. Photoshop, bilgisayar kursu derken başka aklıma bir şey
gelmemişti, ben de albüm çıkarayım dedim.
ŞARKI SÖZLERİM UZUN EZBERLEYEMİYORUM
- Konserlerdeki şarkı seçimini nasıl yapacaksınız? Bir sürü
şarkınız oldu...
- Hem o var hem de benim şarkılarım
uzun diye ben şarkılarımın tamamını ezberleyemiyorum. İyi bir
dinleyici konserde şarkılarımın sözlerini benden daha iyi biliyor.
Yazarken de fazla uzun yazdığım için arada bir karıştırıyorum
sahnede. Kendimi dinlemediğim için, melodileri bile
değiştiriyormuşum öyle diyorlar. Albüm bitince hiç dinlemiyorum.
Şimdi bu albüm yeni olduğu için bir merak var bakalım ne yapmışım
diye dinliyorum. Yoksa albümlerim bile yoktur evde.
- Albümlerinizde hep bir önceki albümden sonra yapılmış
şarkılar mı var yoksa söylenmemiş şarkıların durduğu bir dosyanız
mı var? - Bu albümdeki bütün şarkılar temmuzdan sonra
yazıldı. Hatta albümün yapım süreci de değişti. Ben normalde elimde
gitarla yazıp bitirirdim, kafamda tahmini bir aranjesi olurdu. Bu
sefer hiçbir şarkı sözüm olmadan stüdyoya girdim. Önce müzikleri
yapmaya başladım. Bazılarının arajmanı tamamen bitti, sözleri orada
yazdım. Bu albüm benim için farklı farklı tarzda yazdığım
şarkılardan oluşuyor. Ama mantık olarak en çok birinci albümüme
benziyor.
- Önceki albümlerinizle belirgin bir fark var
mı?
- Ben öyle bir pozisyondayım ki artık çok fazla değişemem. Yeni bir
şeyler ekliyorum tabii ki ama hamur aynı, toprak aynı. Aynı yerden
çıkıyor. Şarkı çok değişik gibi geliyor ilk yaptığımda. Ama
vokalleri de işin içine sokunca şarkı Teoman şarkısı oluyor.
ÖLEN GENÇLER İÇİN EN ÇOK ANNELERİ ÜZÜLÜYOR
- Bir politik şarkınız da (İki Çocuk) var bu
albümde...
- 1980'deki iki trajik olayla ilgili bir
şarkı. Bir korsan gösteri sırasında jandarma eri vuruluyor ve onu
vurduğu öne sürülen Erdal Eren de yaşının küçük olmasına rağmen, o
zamanın darbe koşullarıyla, haksız yere idam ediliyor. Ben aslında
bu çocuk hakkında şarkı yazacaktım fakat onunla ilgili bir kitabı
okurken birden bire aslında orada 20'li yaşlarda bir jandarma eri
ölmüş, ona da büyük bir haksızlık var, diye düşündüm. Zaten politik
şarkı yapmak kendime yakıştırdığım bir şey değil, çok sevmiyorum.
80 öncesinde benim gönlüm daha çok sola gönül vermiş insanlarla
beraber. Ama bir işe yaramadığını da biliyorum. Bir sürü insan
öldü, askerler ölüyor, anneler üzülüyor, babalar üzülüyor... İki
taraftan da acı çekmeye devam ediyor insanlar. Faşizm öyle bir şey
ki kendi çocuklarını da boğuyor. Bu yüzden anti-politik şarkılara
hiç gerek yok. Benim bu şarkım aslında anne ve oğul şarkısı.
Binlerce çocuk öldü, hiçbir şey değişmedi. Burada en çok acıyı
kimler çekti? Tabii ki anneler. Ölenler için tabii ki çok
üzülüyoruz ama anne-oğul kavramı benim için önemli; annem, diğer
anneler benim için önemli. Bu şarkıyı anne-oğul şarkısı olarak
kabul ediyorum.
- Her nedense herkes sizi eleştirmeye, daha doğrusu
yaptıklarınızı kötülemeye bayılıyor. Bu albümde nereden
vurabilirler diye düşündünüz mü?
- Onlar bana öyle yerlerden vurdular ki şimdiye kadar... 'Yazdığı
sözler şiirden daha şiir ama...' diye başlayıp beni yerin dibine
sokanları hatırlıyorum. Beni çok fazla sevmiyorlar. Ben de o tip
eleştirilere kızmaktansa onlarla eğlenmeyi tercih ediyorum
açıkçası. Ben olsam sevmediğim adamla ilgili, 'aman ya bununla mı
uğraşacağım' derim ama onlar öyle yapmıyor.
- Albüme adını veren 'Renkli Rüyalar Oteli' sizin de kalmak
istediğiniz bir yer mi?
- Benim kafamda olan bir yerdi. İlk başlangıçta orayı yazmak üzere
işe başlamadım ama şarkı bittikten sonra dedim ki 'Aaa bu benim
otelim'. 2000 yılında Söğüt'te (Marmaris) kaldığım bir otel vardı,
burası orası. İnsan bazen şarkı sözünü hangi anısından çıkarttığını
bilemiyor.
- Peki sizin evinizi 'Renkli Rüyalar Oteli' diye gören
kadınlar var mı?
- Ben de pek kalamazlar ama...
- Hep dolu musunuz?
- Yok ondan değil, ben pek misafirperver değilimdir. Yalnız
yaşamaya çok alıştım.
- Bir gün gazetede 'Teoman evlendi' diye bir haber çıksa
herkes şoke olur değil mi?
- Evlenmek benim için uzak değil. Çoluk çocuk sahibi olmak, o
imzayı atmak çok uzak değil ama...
- Tekeşlilik mi uzak?
- Hayır, o da değil. Eninde sonunda doğrusunu bulup onunla da
yaşamaya devam edebilirsin ama evimde başkalarının eşyaları,
banyomda kadın pedi falan hiç hoşuma gitmiyor. Banyomda tıraş
bıçağı olmasını tercih ederim.
- İlişkilerinizde en büyük problem ne oluyor?
- Beni fazla didikliyor insanlar. Halbuki ben ana konunun ben
olmasını sevmiyorum. Bir de sevmediğim şeyleri yapamıyorum. Biri
benden bir beklentisini öne sürerse ben onu zaten yapamıyorum. En
büyük problemim kendimim aslında.
- Eğer o kişiyi seviyorsanız ve bir beklentisini dile
getiriyorsa, nasıl yapamazsınız ki?
- Yapamıyorum
işte. Birtakım şeylerin hiç konuşulmaması taraftarıyım. Bütün o
kadın dergilerinde gördüğüm şeyler var... İlişkilerini
arkadaşlarıyla konuşmak istiyorlar. O da yetmiyor seninle konuşmak
istiyorlar. Hatta seks hayatlarını konuşmak istiyorlar. Bu bana çok
yapay geliyor. 'Ben senden yatakta ne istiyorum hayatım biliyor
musun?' diye başlayan bir cümle istemiyorum. Noterlik bir iş
yapmıyoruz ki. Kadınlarla en büyük problemim bu, her şeyi konuşmak
istiyorlar. Halbuki her şey ortada.
Göründüğüm kadar 'cool' değilim
- Bir kadını merak ettiğiniz, geliş gidiş saatlerini
gözlediğiniz oldu mu?
- İnsan sevgilisini hep merak
etmiyor mu? Nerede kaldın diye beş dakikada bir telefon açmıyor
mu?
- Kadınlar arıyordur da, siz arıyor musunuz beş dakikada
bir?
- Ben dışarıdan göründüğü kadar cool biri değilim.
- Ama rock yıldızları hiç de öyle gözükmez. Gece çıkarlar,
sarhoş olurlar, sabah yanlarındaki kadının kim olduğunu
hatırlamazlar gibi bir inanış vardır ki özellikle yurtdışında
doğrudur...
- O işin bir yönü. Mick Jagger da Jerry Hall'un ardından yalvarmış
yakarmış. Ayaklarına kapanıyorsun eninde sonunda.
- Peki rock müzik patladı diyorlar ama siz eskiden de
satıyordunuz...
- Evet öyleydi. Ama o zaman pop müzik de satıyordu. Şimdi onlar
satmayınca rock müzik patlamış gibi duruyor.
UTANDIĞIM İÇİN DANS ETMİYORUM
- 'En karizmatik rock'çı olarak size de sormak lazım, neden
rock müzikle uğraşanlar 'pop müzik'çilerden daha
karizmatik?
- Belki de bizim rol modellerimiz daha karizmatiktir de ondan...
Biz onlara öykünürken böyle bir sonuç ortaya çıkıyordur.
- Acaba dans etmediğiniz için olabilir mi?
- Belki ben göbek atmadığım için olabilir! Benimki kesinlikle
utangaçlıktan, karizmatiklikten değil aslında. Genelde rock müziğe
gönül vermiş kişiler yaptıkları işe çok inanıyor. Ama ben rock'ın
daha önemli olarak algılanmasına karşıyım. Ne yani Metallica,
Sting'den iyi mi, yalnızca pop kulvarında olduğu için? Robbie
Williams, Metallica'ya on basar.
Röportaj: Oben BUDAK
Kaynak: