Temizözden iddialara yalanlama
Abone olEski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, bugün hakim karşısına çıktı. Temizöz iddiaları kabul etmedi.
Eski Kayseri Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz,
yargılandığı mahkemede yaptığı savunmada, “bölgedeki tüm
kanunsuzluklar üzerime fatura edilmeye çalışılıyor”
dedi.
Diyarbakır 6. Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşması,
salonun yetersiz oluşu nedeniyle 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görüldü.
Duruşmada, tutuklu sanıklar Albay Cemal Temizöz, eski Cizre
Belediye Başkanı Kamil Atağ, oğlu Tamer Atağ, itirafçılar Adem
Yakin, Hıdır Altuğ ve Fırat Altın (Abdulhakim Güven) hazır
bulundu.
Tutuksuz yargılanan ve hakkında yakalama kararı bulunan Kukel Atağ
ise duruşmaya katılmadı.
Sanık avukatları, mahkemenin bu davada yetkisiz ve görevsiz
olduğunu yetkili mahkemenin Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi, görevli
mahkemenin ise askeri mahkeme olduğunu öne sürerek dosyanın
görevsizlikle askeri mahkemeye gönderilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, bu talebi reddetti.
Duruşmada ayrıca mahkeme heyeti, Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan
Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı,
Şırnak ve Diyarbakır barosunun müdahil olarak duruşmalara katılma
talebini de kabul etmedi.
SANIK ALBAY TEMİZÖZ SUÇLAMALARI REDDETTİ
Duruşmada savunma yapan sanık Temizöz, suçlamaları kabul etmediğini
belirtti.
Bölgede 1993 ve 1995'li yıllarda görev yaptığı süre boyunca önemli
operasyonlara katıldığını ve hep kanunsuzlukların karşısında
durduğunu ileri süren Temizöz, “Bölgedeki tüm kanunsuzluklar
üzerime fatura edilmeye çalışılıyor. Terör örgütü PKK'nın tehditi
altında olan bir muvazzaf subay olarak tahliyemi talep ediyorum”
dedi.
PKK'nın 1990'lı yıllarda Şırnak'ın Cizre ilçesini temel üstlenme ve
merkez olarak seçtiğini iddia eden Temizöz, bu dönemde teröre karşı
hayatı pahasına mücadele ettiğini ifade ederek şöyle konuştu:
“PKK, kırsaldaki eylemlerinin yanı sıra şehirde de eylemlerini
artırmıştı. Halkı sokağa dökmüş, ölümlere sebebiyet vermiştir.
Cizre'de mülki idareye alternatif bir idare kurarak mahalle ve köy
komiteleri oluşturmuş, silahlı milisler kullanmış, ilçede otoriteyi
sağlamaya çalışmıştır. 1992-93 yıllarındaki Nevruz olaylarında
20'den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Örgüt, halktan silah temin
etmelerini istemiş, temin edemeyenlere silah temin etmiş ve
evlerinin altına sığınak yaptırmıştır. Sığınaklar, örgüt üyelerince
kullanılmıştır. Cizre o dönemde kovboy filmlerini anımsatan ölü
şehre dönüşmüştür. Örgüt, ilçede halk mahkemeleri kurup yargılama
yapmış, otoritesini kalıcı kılmak için 6 geçici köy korucusu ve
vatandaşı elektrik direğine asmış, korucuların ağzına para
koymuştu.
Devletin birçok kurumunun faaliyetini etkin olarak yürütemediği bir
dönemde ben orada komutan olarak görev yaptım. Her an karakollardan
gelecek kötü haberi beklemenin çaresizliği içerisindeydim.
Kuşatmayı kıracak çıkış yolu aramaya başladım. Karakolları
saldırılara karşı kendilerini savunacakları bir hale getirdim.
Onları gece gündüz eğittim. Çünkü PKK'nın direncinin kırılması
gerekiyordu. PKK'nın bölgedeki faaliyetlerini tanımaya çalıştım.
İfade tutanaklarını inceledim. 3 aşiretin köy korucusu olmasını
sağlayarak korucuları ilçe merkezi ve köylerde görevlendirdim.”
“DEVLETİN VAR OLDUĞUNU HER KESİME HİSSETTİRMEYE
ÇALIŞTIM”
Sanık Albay Temizöz, savunmasında, o yıllarda bölgede devletin var
olduğunu her kesime hissettirmeye çalıştığını ve 1993 yılında
Cizre'de yapılan “PKK'yı telin mitingi”nin Türkiye'de bir ilk
olduğunu vurguladı.
Bu durumun güvenlik güçlerine moral verdiğini ve Mart 1994'te
yapılan yerel seçimlerde Kamil Atağ'ın belediye başkanı
seçildiğini, bunun da PKK için prestij kaybı olduğunu belirten
Temizöz, “Bir çobanın, bir köylünün belediye başkanı olması bazı
kesimleri rahatsız etmiştir” dedi.
O dönemde terör örgütüne karşı yaptıkları çalışmalara da
savunmasında yer veren Cemal Temizöz, onlarca PKK'lının,
aileleriyle görüşmek suretiyle, teslim olmalarını sağladığını
söyledi.
Yaptıkları çalışmalarla Cizre'yi huzura kavuşturduğunu ileri süren
Temizöz sözlerini şöyle sürdürdü:
“O dönemde mayınlama olmasına rağmen 8 atlıdan oluşan bir tim
şeklinde karakollara gittik. Terör örgütüne baskılar yapılarak halk
arasında bütünleşme sağlandı. PKK o dönemde ilçe merkezini ve
köyleri terk etmek zorunda kalmıştır. 1994'de kaymakamlığa
vekaleten baktım. Yardım kampanyaları düzenledim. Yakınları PKK'da
olan kişilerin aileleri ile görüştüm. Onlarca PKK'lının teslim
olmasını sağladım, ilçeyi huzura kavuşturdum. Terör örgütü hakkımda
ölüm kararı alıp suikast timleri görevlendirdi. Terör örgütü,
başarısızlığının sorumlusu olarak beni gördü. Terörün yoğun olduğu
bölgelerde faili meçhul cinayetler kaçınılmazdır, örgüt içi
infazların yapıldığı bir gerçektir.”
Temizöz, iddianamede adı geçen tanıklardan Mehmet Nuri Binzet'in
ceza evinde DTP'li milletvekilleri ve İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı
tarafından ziyaret edildiğini, bunun da davanın siyasi bir zemine
çekilmek istenmesinin bir göstergesi olduğunu savundu.
Cemal Temizöz, savunmasının sonunda, “Ben suçlamaları kabul
etmiyorum. Adam öldürmeye azmettirmedim. Cizre'de teşekkül
oluşturmadım” diye konuştu.
ATAĞ: “İDDİALAR DEDİKODUDAN İBARETTİR”
Tutuklu sanıklardan Kamil Atağ, dava dosyasında somut delil
bulunmadığını savunarak, “İddialar dedikodudan ibarettir. 6 aydır
tutukluyum. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.
Sanık Temizöz'ün avukatı, müvekkilinin atılı suçları işlemediğini,
terörle mücadelede sembol olan bir kişi olduğunu belirtti.
İddia makamı, tanık Mehmet Nuri Binzet'in bir sonraki duruşmada
dinlenmesini, gizli tanıklar “Sokak Lambası” ve “Tükenmez Kalem”in
de sanık ve taraflar olmadan ifadelerinin alınmasını talep
etti.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 18 Eylül 2009 tarihine erteledi.
İDDİANAMEDEN
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 104 sayfalık
iddianamede, sanıkların TCK'nın “Adam öldürmek”, “Cürüm işlemek
için teşekkül oluşturmak” ve “Adam öldürmeye azmettirmek”
suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2,
Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim
Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi
talep ediliyor.
İddianamede, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de “terörle
mücadele ediliyor” görüntüsü altında “korucu, itirafçı ve uzman
çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu” savunuluyor.
“Söz konusu grubun, süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak,
terör örgütü PKK'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel
sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı”na yer
verilen iddianamede, grubun, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını
öldürdüğü öne sürülüyor.