Mardin’in Yeşilli ilçesine bağlı Sancar Mahallesinde evinde tadilat yaparken küpler içinde Osmanlı tapularını ve vergileri bulan 60 yaşındaki Ali Aşa, haram yememek için mirasçıları arıyor. Sancar köyünde 2 yıl önce tadilat esnasında bulduğu Osmanlı tapularının Türkçe tapularını ve vergi kayıtlarına ulaşan Aşa, bir anda 6, 7 köyün sahibi çıkınca soluğu araştırma mahkemesinde aldı. İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine konuşan Ali Aşa, “Nüfus kayıtlarına göre 16 kişi mirasçı. 1932 yılında köyümüz aşiretler tarafından basılmış bir kısmı öldürülmüş, bir kısmımız kaçırılmış. Küplerin içinde bulduğum tapularda onların da hakları olmalı. Eğer o dönemi ailelerinden bilen varsa dava açtığım araştırma mahkemesine başvursun. Ben herkesin hakkını vereceğim” diye konuştu. Aşa, yıllardır tüm ailesinin çöpçülük ve temizlik işleri ile geçimini sağladığını ifade ederek bulduğu tapuların araştırmasını yaparken mirasçıların daha çok olması gerektiği düşünerek hak sahiplerini aramaya karar verdiğini söyledi. “Tüm vergiler ödenmiş her şey belgeli” Babasının Yusuf, annesinin ise Emine olduğunu söyleyen Ali Aşa, “Dedemin adı Hamit, dedemin babasının adı Haso'dur. Haso’nun babasının adı da Mustafa'dır, Mustafa’nın babasının adı Ahmet’tir. Bazı aile fertleri kaybolmuşlar, kayıtlarda çıkmıyor. Sancar mahallesinden (köyünden) 1920 tarihinde kaybolmuşlar, 1914 tarihinde vergileri var, 1928-1952 tarihlerden arazilerin faturaları var. Eğer bu aileye ait olduğunu düşünen varsa ben tapuları mirasçıların bulunması için araştırma mahkemesine verdim. 2 yıldır mirasçı çıkmıyor bulamıyorum. Bu aileden geldiğini düşünen varsa mahkemeye müracaat etsin” dedi. “Temizlik yaparken buldum” Tapuları bulma sürecini anlatan Aşa “Zamanında dedemden ufak bir para istedim. Dedem bana köylüler benim malımı yedi, sende benim paramı yedin demişti. Bunun üzerine ninem tapuları söylemişti. Unutmuştuk tadilat temizlik yaparken çıktı, bende bilmiyordum. Zannettim 2 dönüm arazidir, bu kadar çok olduğunu tahmin etmemiştim” diye konuştu. “Osmanlı tapularını Türkçe’ye çevirmek için bin ceviz verdim” Tapuların Türkçesini bulmadan önce başından geçenleri anlatan Aşa; "Araştırdım tapuya gittim, tapudan okuyuculara gittim. Tapular için okuyucuya gittim 250 TL para vereceksin dedi ve üstüne de bin cevizde hediye verdim” şeklinde konuştu. “Köyler 16 mirasçıya kalıyor” Tapuların Türkçesini de bulunca 6-7 köy olduğunu anladıklarını belirten Aşa; “Araştırma mahkemesinde dava açtım ve 20 tane Osmanlı tapusunun Türkçe tapusu geldi. Türkçe tapularda 4-5 köy gözüküyor. Ben 4-5 köyü artık ne yaparım dedim ve bende gittim araştırma mahkemesinde 2 yıldır davalar 16 kişi dışında mirasçı var mı diye bulmak için sürdürüyorum. Ben hem mirasçıları arıyorum, hem bunlar gelsin hakkı neyse alsın istiyorum. Bunlar dilencilik mi yapıyor? Zengin mi? Fakir mi bilmiyorum. Eğer kimseyi bulamaz tapular üzerimize kalırsa 10-20 tane kepçe tutup, 100 tane işçi ile komple Antep fıstığı ve Zeytin ağacı ekeceğim. Ailede hiç birimizin durumu yok, ailemiz komple çöpçü ve işçi” ifadelerini kullandı. “Hak sahipleri ne zaman çıkarsa hakkını vereceğim” Eğer hak sahipleri çıkarsa arazi satmadan onların hakkını vermek istediğini kaydederek Aşa açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Komple Antep fıstığı ektiğimde seneye çıkmaya başlar. Hak sahibi de çıkarsa hakkını veririm. Düşünüyorum yaklaşık 100 bin dönüm arazidir. Eski Tuhup köyü, Sancar köyü, Üzüm köyü, Zeytüniye’ye kadar bütün arazilerin tapusu bizde. Bunu insanlar biliyor, yani 5-6 tane köydür. Bu köylerin Kürtçe adını biliyorum ama Türkçe bilmiyorum Aluça var, Garzıke, Arabo, Merzaka var bunların hepsi benim arazimin içinde kalıyor”.