TEMA Vakfı ve DİSK Kanal İstanbul'un iptali için dava açtı
Abone olİstanbul Büyükşehir Belediyesi ve barolar sonrası TEMA Vakfı ve DİSK de Kanal İstanbul Projesi için verilen "ÇED olumlu" karar için yürütmeyi durdurma ve iptali için dava açtı.
TEMA Vakfı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Kanal İstanbul Projesi'ne verdiği "Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu" kararını 17 Şubat 2020'de mahkemeye taşıdı. "ÇED olumlu" kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptali istemi ile açılan dava için 14 bilim insanı ve uzmanın görüşlerinin yer aldığı 140 sayfalık dilekçe hazırlandı.
TEMA Vakfı'ndan yapılan açıklamada proje ile İstanbul'un su varlıkları, orman, tarım ve mera alanlarının risk altına girdiğine dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
"Sazlıdere barajının büyük bir kısmı devre dışı bırakılacak"
Proje alanında bulunan ve İstanbul'a halen su veren en önemli su rezervleri olan Sazlıdere ve Terkos havzası bu proje ile yok olma ve tuzlanma riski taşımaktadır. Terkos ve Sazlıdere kentin toplam su biriktirme kapasitesinin yüzde 29'una sahiptir. ÇED Raporu'na göre Sazlıdere barajının büyük bir kısmı devre dışı bırakılacaktır. Bu, kuraklık gibi iklim krizinin etkilerini daha fazla hisseden İstanbul halkı için önemli bir su kaynağının kaybedilmesi anlamına geliyor.
Proje ile yaklaşık 142 milyon metrekarelik tarım alanının, 421 hektarlık ormanın da yok olacağına, Marmara'nın "ölü bir deniz" haline geleceğine vurgu yapıldı.
"8 milyonluk yoğun nüfusu olan bir ada yaratacak"
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, şöyle konuştu: Güzergâhta bulunan Terkos Gölü ve civarı, Türkiye'nin en zengin floraya sahip bölgelerinden biridir. Kanal İstanbul Projesi, İstanbul'un Avrupa Yakası'nı Trakya'dan ayırarak nüfusu yaklaşık 8 milyonluk yoğun nüfusu olan bir ada yaratacaktır. Böyle bir izolasyona doğal yaşamın da nasıl yanıt vereceği öngörülebilir değildir.
Disk de iptal istedi
DİSK de İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı'na dava açarak Kanal İstanbul Projesi hakkında verilen "ÇED olumlu" kararının yürütmesinin durdurulmasını ve iptalini istedi. Dava dilekçesinde, Kanal İstanbul projesinin ekolojik, kültürel, ekonomik ve kamusal yarar açısından taşıdığı yaşamsal tehditler sıralanarak, ÇED raporu hazırlanırken halkın katılımının ve kurum, kuruluş, yurttaş itirazlarının yok sayıldığı vurgulandı.
Dava dilekçesinde "Başta uluslararası hukuk ve sözleşmeleri, anayasa ve ulusal mevzuat olmak üzere, kamu yararına, bilim, teknik ve şehircilik ilkelerine ve iklim değişikliği kriterlerine aykırı olarak, bilimsel teknik ilke ve standartlar esas alınmadan, fizibilitesi dahi yapılmadan ortaya atılan ÇED raporları, gerek kapsam ve içerik gerekse usul ve yaklaşım olarak kabul edilemez" denildi.
İstanbul Valiliği
İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de "Kanal İstanbul ÇED raporuna yapılan itiraz başvuruları" hakkında kamuoyuna duyuru yaptı. Duyuruda itiraz dilekçelerinin benzer içerikte olduğu ve nihai ÇED raporu kapsamında değerlendirildiği kaydedildi.
Duyuruda, Küçükçekmece, Avcılar, Arnavutköy, Başakşehir sınırları içinde yer alan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yapılması planlanan "Kanal İstanbul" projesi ile ilgili olarak Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği kapsamında İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'ne gelen halkın görüş ve önerilerinin bakanlığa gönderildiği anlatıldı.
Bakanlıktan konuyla ilgili gelen yazıda "Gönderilen başvuruların projeye ilişkin son şekli verilen Nihai ÇED Raporu'nun askı sürecinde bakanlığımıza ulaşan dilekçeler ile benzer hususları içerdiği, dilekçelerde belirtilen konuların 'ÇED olumlu' kararına esas nihai ÇED raporunun ilgili bölümlerinde değerlendirildiği" belirtildi.