Tel Abyad'dan kaçan Suriyeliler: Artık göçmek istemiyoruz
Abone olHaziran ayından bu yana Tel Abyad'dan Türkiye'ye geçenlerin sayısı 40 bini aştı. Akçakale'ye sığınan Suriyelilerin isteği, çatışmaların sona ermesiyle Tel Abyad'a geri dönmek. Gazeteci Hikmet Durgun, Akçakale'de Suriyelilerle konuştu.
Suriye'nin Tel Abyad kentinde IŞİD ile YPG/Burkan El Fırat Güçleri arasında yaşanan çatışmalardan ve koalisyon uçaklarının bombardımanından kaçıp Türkiye'ye sığınanların sayısı, Haziran ayından bu yana 40 bini aştı.
Türkiye'ye sadece Tel Abyad'dan değil komşusu olan Kobani ve Cizir kantonuna da binlerce kişi göç etti.
Türkiye'ye göç eden Tel Abyadlılar kayıt altına alındıktan ve
sağlık kontrolünden geçirildikten sonra kalacak yerleri olursa
orada kalıyorlar. Kalacak yerleri olmayanlar ise AFAD'a bağlı çadır
kentlerde kalıyorlar.
Sığınmacılar arasında herhangi bir gerginliğin olmaması için de Tel Abyad'dan gelen Türkmenler Gaziantep'in İslahiye ilçesindeki çadır kampa, Araplar Mardin'in Derik ilçesindeki kampa ve Kürtler ise Şanlıurfa'nın Suruç ilçesindeki AFAD çadır kampına yerleştiriliyorlar.
Tel Abyad'da oturanlarla Akçakale ilçesinde oturanlar arasında akrabalık ve komşuluk ilişkileri var. Bu nedenle Tel Abyadlıların en çok göç ettiği yer Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesi.
Yaklaşık 90 bin Akçakale'nin yaşadığı kentte 80 binden fazla Tel Abyadlı bulunuyor.
Kalacak yeri olmayan Tel Abyadlı sığınmacıların bazıları Akçakale'nin parklarında, baraka evlerde ve boş alanlarda kalıyor. Hava sıcaklığının 35 derece olduğu ve kavurucu sıcaklığın etkisini gösterdiği kentte Tel Abyadlı bazı çocuk sığınmacılar birbirlerini musluk sularıyla serinteliyor.
'Köyüme yurduma dönmek istiyorum'
Tel Abyadlı 55 yaşındaki Meryem Elo, 14 Haziran günü Türkiye'ye sığınmış. 6 çocuğuyla birlikte kaçış hikayesini anlatırken gözleri doluyor.
Meryem Elo, 6 çocuğuyla birlikte kaçmış.
Sınır kapısına yakın olan bir parkta çocuklarıyla ve yakınlarıyla oturarak teselli olmaya çalışan Elo, yaşananları şöyle anlatıyor:
"Biz daha önce Halep'te oturuyorduk ancak Halep'teki çatışmalar çok şiddetlenince 2013 yılında kendi memleketimiz olan Tel Abyad'a geldik. 2014'te IŞİD kentte El Nusra ile çatışınca o zaman yine zarar görmemek için Akçakale'ye göç ettik. Çatışmalar bittiğinde de en iyi yer memleketimizdir düşüncesiyle kentimize döndük ve köyümüz olan Yapsı köyüne taşındık. Bu kez koalisyon güçlerinin köylerde ve kent merkezinde IŞİD mevzilerini vurması bizi çok korkuttu ve tüm eşyalarımızı malımızı mülkümüzü arkamızda bırakarak Türkiye sınırına yığıldık."
"Sınıra kadar gelirken ağlayarak geldim ve içim yıkıldı. Tam hasat kaldırma dönemiydi ve hasatlarımızı kaldırmadan ve tüm hayvanlarımızı eşyalarımızı bırakıp yerimizden yurdumuzdan kaçmamız beni ve çocuklarımı çok üzdü. Şimdi Akçakale'de kendimizi hep misafir olarak görüyoruz en büyük isteğim biran önce kendi köyüme memleketime ve yurduma dönmek."
Elo, çocuklarının çatışmalar nedeniyle eğitimlerinden mahrum kalmasının kendisini çok üzdüğünü söylüyor.
'Bir daha göç etmeyelim'
Bir diğer Tel Abyadlı sığınmacı ise Veyso Hıdır. Suriye'de iç karışıklığın sürdüğü 2012 yılından bu yana 3 kez iç göç, 2 kez de dış göç yaşayan 58 yaşındaki Hıdır'in en büyük arzusu bir daha göç etmemek.
Hıdır, zorunlu göçün kendisinde derin travmalar yarattığını ifade ediyor.
Veysel Hıdır, "Bir daha göç etmek istemiyorum" diyor.
IŞİD'in Tel Abyad'a girdiği 2014 yılında bir buçuk ay IŞİD'in cezaevinde kaldığını ve işkencelere maruz kaldığını anlatan Hıdır, gördüğü işkencelerden dolayı hala bazı parmaklarının işlev görmediğini söylüyor.
10 gün önce savaş nedeniyle Tel Abyad'dan ailesiyle Akçakale'ye kaçtığını aktaran Hıdır yaşadıklarını anlatıyor:
"Kaçarken gözlerim doldu. Bize hep göçler mi nasip oluyor diye düşündüm. Köyümüzden kaçarken 200'e yakın hayvanımı bırakmak zorunda kaldım. Ortada bıraktım. Traktörümü ve biçerimi bırakarak kaçtım çünkü Türkiye insan geçişi dışında hiçbir malın geçişine izin vermiyordu. Aldığım bilgilere göre hayvanlarım ile traktör ve biçerim evimin önünden alınmış ama kim almış onu bilmiyorum. Bunlar benim en büyük geçim kaynağımdı artık geri dönme ümidim de zayıfladı çünkü geçim kaynaklarım artık yok ben ne yapacağım nasıl geçineceğim?"
'Keşke kuşlarımı da alıp getirebilseydim'
Eli İssa, kıyafetlerini doldurduğu iki bohçasıyla sınırı geçmiş. "Keşke kuşlarımı da getirebilseydim" diyor.
İki gün önce Tel Abyad'dan Akçakale'ye iki kardeşi ve annesiyle sığınan, kaçarken de içine kıyafetlerini doldurduğu iki bohçayı da getiren Tel Abyadlı 19 yaşındaki Eli İssa, "Köyümden kaçarken kuşlarımı getiremedim ama keşke onları da yanımda alıp getirebilseydim" diyor.
İssa, Tel Abyad'ın Eyn isse kasabasından geldiğini söylüyor. Kasabadan Akçakale'ye kadar olan yolculuğunu ölümden kaçış yolu olarak nitelendiren İssa, 'neden ölüm yolu olduğunu' sorduğumda ise şu yanıtı veriyor:
"Abi YPG ile IŞİD arasında çatışmalar bizim kasabaya yaklaşınca iki ateş arasında kaldık. Uçaklar sürekli bizim eve yakın olan IŞİD yerlerini vuruyordu. Hem iki ateşe hedef olmayayım hem de uçaklara hedef olmayayım diye çok çabaladım ve çok da korktum. Bunları aştıktan sonra çatışmalar nedeniyle yol güzergahlarında mayınlar var. Bu mayın tehlikesi dolayısıyla her adımımızı korkarak atıyorduk ama mecburen atıyorduk bir taraftan adım atarken çatışmalardan uzaklaşıyorduk bir taraftan da mayına basma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyorduk."
İssa da birçok sığınmacı gibi, Tel Abyad'ın düzelmesi halinde köye dönmek istediğini söylüyor.