TEKEL işçisinden Erdoğana mesaj
Abone olAçlık grevinden hastaneye kaldırılan TEKEL işçilerinden Nazife Baş'ın umudu Emine Erdoğan. Baş, Emine Erdoğan'la Başbakan'a mesaj yolladı.
Açlık grevinden hastaneye kaldırılan TEKEL işçilerinden Nazife
Baş’ın umudu Emine Erdoğan. Kendilerini anlayacağına inandığı Emine
Hanım’a “Bizi Başbakan’a anlatın” diye sesleniyor.
Tekel eyleminde 41. gün geride kalırken, Hükümetin sert tutumuyla
sorunda geriye dönülmez bir noktaya doğru gidiliyor. Herkes Salı
günü yeniden başlayacak açlık grevi ve yeni dönemde
olabileceklerden tedirgin. İşçiler, “Buradan bir cenaze çıkmadan
Hükümet bir şey yapmayacak” umutsuzluğuna düşerken, gözler kulaklar
hala Hükümetten gelebilecek tek bir habere kilitlenmiş
durumda...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın TEKEL işçileriyle ilgili, “Açız,
diye ajitasyon yapıyorlar... Hiçbir zaman semtine uğramadıkları baş
örtülüleri buluyorlar...” sözleri eylem çadırlarında öfke
yarattı.
’İstanbul çadırı’nın altında bir tabureye ilişmiş oturan Nazife Baş
açlık grevindeyken hastanelik olan işçilerden biri. 30 yaşındaki
Nazife Baş en çok Başbakan’ın türbanlılarla ilgili söylediklerine
içerlemiş. Kendisi de türbanlı olan Baş, açlık grevinde
rahatsızlanarak hastaneye kaldırılışını anlatıyor. Ardından da
çantasındaki TEKEL çalışanı kartını çıkartarak şöyle konuşuyor:
İŞÇİYİM, TÜRBANLIYIM
“Başbakan ’hepsi işçi değil’ diyor. ’Hiç bir zaman semtine
uğramadıkları baş örtülüleri buluyorlar, AK Parti’ye oy vermiştim,
bundan sonra AK Parti’ye oy vermeyeceğim, dedirtiyorlar’ diyor.
Bakın ben de türbanlıyım. 12 yıllık da TEKEL işçisiyim. Kendi TEKEL
kartımı göstermek istiyorum mümkünse. Biz hepimiz TEKEL
çalışanıyız. Biz hepimiz buranın işçileriyiz. Ben AK Parti’ye oy
vermiştim. Bir daha asla.”
Erdoğan’ın kendileriyle ilgili uzlaşmaz açıklamaları nedeniyle
Baş’ın umudu Emine Erdoğan olmuş. Bir anne olan Emine Erdoğan’ın
kendilerini daha iyi anlayacığını söyleyen genç TEKEL işçisi,
Başbakan’ın eşine şöyle sesleniyor:
“Ben Emine Hanım’a söylüyorum. O da bir anne. Emine hanım,
anlatın bizi lütfen. Ben 4 ve 5.5 yaşında iki tane küçük kız
çocuğunu bırakıp geldim. Bu inatlaşmayı bitirsin. Bu ajitasyon
falan değil. Bu gerçek. Bu benim yaşadığım olay. Kızım ana
sınıfına gidiyordu. Karne alacaktı. Okula bile gönderememiş
babaannesi. Annem olmadığı için gitmiyorum, demiş. Ben onun yanında
olmak istemez miydim? Hangi anne çocuğundan ayrı kalmak ister. O
yüzden bu inatlaşmayı bir an önce bitirsin, ne olur söyleyin
ona...”
“İKİ ÇOCUĞUM EVDE BENİ BEKLİYOR”
“Eşimle birlikte buradayız. Çocukların biri babaannede, biri
anneannede. Çok özledim onları. Onlar da beni arıyor. O durumdayız
ki, konuşamıyoruz artık. Telefonda öyle duruyoruz. Sürekli ” Anne
gel, nerdesin “ diyorlar. Artık parmaklarıyla günleri sayıyorlar.
Ama buradayım, burada da kalacağım. Çünkü onlara iyi bir gelecek
sağlayabilmek için buradayım. İki tane çocuğum var. Onları nasıl
okutabilirim? Başbakan 3 çocuk ısrarıyla bizi teşvik ediyor ya...
Ama daha 2 çocukla, 700 liraya bizi açlığa mahkum ediyor.
’Çocuklarınız okumasın’ diyor. Ben de diyorum ki, 3 çocuk isteyen
Başbakan, bak 2 çocuğum evde beni bekliyor. Salı günü yeniden
başlayacağız. Çözüm bu Salı olmasın bir sonraki Salı olsun, biz
burdayız.”