Tek tıkla Türkiye'nin ekonomi gündemi

Abone ol

Türkiye'nin ekonomi gündemini sizin için derledik. Tıklayın, ekofinans'la ekonomi gündemini okuyun!

Yunanistan'da hükümet kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanması bir anda piyasaları yerle bir etti. Pariteler en düşük seviyelere geriledi, Avrupa Borsaları ve İMKB endeksinde düşüş hız kazandı

 Avro/dolar paritesindeki düşüş Yunanistan'da hükümet kurma çalışmalarının sonuçsuz kalmasıyla hızlandı ve 18 Ocak 2012'den bu yana en düşük seviyesi olan 12771'e kadar geriledi.

Son üç gündür Yunanistan'daki gelişmelerle değer kaybeden avro/dolar paritesi önceki günü 12825'den kapatmıştı.

Şu dakikalarda avro/dolar paritesi düne göre yüzde 0,33 gerileyerek 1,2771 seviyelerine indi.

BORSA DÜŞÜŞE GEÇTİ

Yunanistan'da hükümet kurma çalışmalarının sonuçsuz kalmasıyla İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) düşüş hızlandı.

Güne 58.012,30 puandan başlayan endeks, ilk yarıyı 126 puan gerileyerek 57.727 puandan tamamlamıştı.

İkinci seansa da gerileyerek başlayan endekste kayıp Yunanistan'da hükümet kurma çalışmalarına dair gelen olumsuz haberlerle arttı.

Endeks haberin ardından düne göre yüzde 1'in üzerinde kayıpla 57.090 puan sevilerine kadar düştü. Şu dakikalarda endeks 57.200 puan seviyelerinde bulunuyor.

AVRUPA BORSALARI DA DÜŞTÜ

Sabah seansına küçük oranlı yükselişlerle başlayan Avrupa borsaları, Yunanistan'da hükümet kurma çalışmalarının sonuçsuz kalması ve yeni bir seçime gidileceği haberleriyle düşüşünü hızlandırdı. Stoxx 600 endeksi yüzde 1,75 kayıpla 245,68 puan olurken, Yunanistan borsasında AEX endeksi yüzde 0,51 düşerek 296,52 puana geriledi. Diğer bir sorunlu ülke olan İspanya'da ise IBEX 35 endeksi yüzde 0,92 düşüşle 6.746,70 puan oldu.

Gelişmelerin ardından Londra borsasında FTSE 100 endeksi yüzde 0,33 değer kaybederek 5.448,71 puana, Frankfurt Borsası'nda DAX Endeksi yüzde 0,83 kayıpla 6.398,20 puana, Paris Borsası'nda CAC 40 endeksi yüzde 0,27 aşağıda 3.048,92 puana, İtalya borsasında FTSE MIB endeksi yüzde 1,28 düşerek 13.458,92 puana ve Portekiz borsasında PSI 20 endeksi yüzde 1,41 değer kaybederek 5.008,59 puana geriledi.

BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN İMF MÜJDESİ

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Haftalık grup toplantısında konuşan Erdoğan IMF'ye borcun 2013 yılının Nisan ayına kadar biteceğini söyledi

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında ekonomiye ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de 1954 yılından itibaren küresel yatırım çekebilmek için çalışmalar yapıldığını anımsatan Erdoğan "Ancak bizim dönemimize kadar bazı istisnalar dışında Türkiye'ye gelen uluslararası doğrudan yatırım miktarı 1 milyar doları aşamadı. Biz 2007 yılında 22 milyar dolar ile tarihi bir seviye yakaladık, bu söylediğim yıllıktır. 2008 ve sonrasında ekonomik kriz nedeniyle uluslararası yatırımlarda belli miktarda azalma oldu ama Türkiye 2008 yılında 18.5 milyar dolar, 2009 yılında 8.4 milyar dolar, 2010 yılında 9 milyar dolar yatırım çekti. Geçtiğimiz yıl ise yeniden bir toparlanma ve 2011 yılında Türkiye'ye 16 milyar dolar tutarında uluslararası yatırım yapıldı" diye konuştu.

Uluslararası kuruluşların yatırımlar konusunda tahmininin yüzde 18,5'lik bir artış olduğuna dikkati çeken Erdoğan, yüzde 76 oranında bir artış kaydedildiğini söyledi. Erdoğan, "İstanbul'u bir yandan uluslararası finans merkezi haline getirirken, bir yandan da uluslararası bir yönetim merkezine dönüştürüyoruz. Şu anda hedefimiz bu, çalışmalar başladı" dedi. Bazı büyük firmaların bölge operasyonlarını İstanbul üzerinden yaptığını belirten Erdoğan, IMF'ye olan borcun da AK Parti Hükümeti döneminde 23,5 milyar dolardan 2,3 milyar dolara düşürüldüğünü anlattı. Erdoğan, "Borcu tamamen ödeyeceğiz ve inşallah kapatacağız" diye konuştu.

MEMUR BİR ŞARTLA GREVE GİTMEYECEK

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN[PAGE]

Hükümetin 3+3 zam teklifini kabul etmeyen sendikalar, teklif değişmezse 23 Mayıs'ta greve gitme kararı aldılar...

KESK Genel Başkanı Lami Özgen ve Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk kamuda toplu sözleşme sürecinde Hükümet'in teklifine karşı 23 Mayıs 2012 Çarşamba günü greve gitme kararı aldıklarını açıkladılar.

Özgen ve Koncuk KESK Genel Merkezi'nde gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından, basın toplantısı düzenledi. 

Hükümetin teklifini sunmasıyla kamu çalışanları açısından toplu sözleşme sürecinin belirginleştiğini dile getiren Özgen, Hükümet'in teklifinin kamu emekçileri açısından kabul edilemez olduğunu, hatta teklifin ''dalga geçer'' bir yaklaşımla sunulduğunu ileri sürdü.

KESK olarak teklifi değerlendirdiklerini ifade eden Özgen, ''Grevli ve toplu sözleşmeli sendikal hakkın hayata geçmesi için olmazsa olmaz olan hakkının tam da bu dönemde gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. KESK olarak 23 Mayıs günü Hükümet'in bize sunduğu teklife karşı Türkiye'deki örgütlü, örgütsüz bütün kamu emekçilerinin haklarını savunmak için, gelecek bütün konfederasyonlarla beraber greve çıkma kararı aldık. Türkiye Kamu-Sen ile beraber greve gitme konusunda bir ortaklaşmamız söz konusudur'' diye konuştu. 

GREVE DESTEK İSTEDİLER

Diğer konfederasyonların ve sendika üyesi olmayan kamu emekçilerinin de bu kararı değerlendirmesi gerektiğini bildiren Özgen, hükümetin tutumuna karşı grevin desteklenmesini istedi.

Hükümetin 10 yıldır kendilerine yüzdelik zamlar çerçevesinde yaklaştığını, isteklerini dayatma anlayışı içinde olduğunu savunan Özgen, bu tutumu kabul etmeyeceklerini vurguladı. Hükümet'ten, teklifini gözden geçirmesini ve yeni bir teklifte bulunmasını beklediklerini ifade eden Özgen, kamu çalışanlarının Hükümet'ten sadaka değil, haklarını istediğini belirtti.

''Bütün kamu çalışanlarını ve konfederasyonları bu eyleme katılmaya davet ediyorum'' diyen Özgen, küçük ve ayrı eylemlerin hükümet karşısında kamu emekçilerinin gücünü böleceğini önü sürdü. 

 TALEPLERİMİZ KARŞILANIRSA EYLEM YAPMAYIZ

Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in ''Ben eylem kararı aldım' demek müzakere sürecini bilmemek demektir'' sözlerini eleştirerek, konfederasyonların süreci çok iyi bildiğini söyledi. 

''Dün toplu sözleşme masasına getirilen 3 3 gibi gayri ciddi bir teklif üzerine bizim yapmaktan başka çaremiz kalmadı'' diyen Koncuk, eylemi hiçbir zaman amaç olarak görmediklerine dikkati çekti.

Hükümetin teklifinin kamu çalışanlarının beklentisini karşılamaktan uzak olduğunu söyleyen Koncuk, sendikaların asıl adresi ve hak alma yerinin alanlar olduğunu ifade etti. Taleplerinden hiçbirinin cevap bulmamasını ''manidar'' olarak niteleyen Koncuk, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Kamu çalışanları, aileleri ve çocuklarıyla 20 milyon insanı görmezden gelen bir anlayışla karşı karşıya. Alım gücü yıllar içerisinde yüzde 35 azalan kamu çalışanlarını, büyük bir ekonomik dram yaşayan emeklileri görmezden gelen bir hükümet maalesef ülkemizi yönetiyor. Biz buna sessiz kaldığımız sürece, ekonomik ve sosyal haklarımızın, Cumhuriyet tarihi boyunca en önemli kazanımımız olan iş güvencesinin bile tehlikeye gireceğini görmemiz lazım.''

4C VE 4B TEPKİSİ

Konfederasyonların, 4C ve 4B'lilerle ilgili taleplerinin hükümetin teklifinde yer almamasını da eleştiren Koncuk, bu anlayışın devam etmesi halinde 4C ve 4B gibi uygulamaların hızla yayılacağını ileri sürdü. 

Taleplerine ''gözünü kapatan, kulağını tıkayan'' bir anlayışla karşı karşıya olduklarını ifade eden Koncuk, ''21 Mayıs'ta toplu sözleşme taleplerimize cevap bulursak bu iş bırakma eylemini yapmayız. Masaya olan saygımızdan biz bu eylemi 21 Mayıs'tan önce yapmadık'' diye konuştu.

Koncuk, dün Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu ile de bir araya geldiğini, eylem kararını paylaştığını, eylemin gününü belirlemeyi de onlara bıraktıklarını aktararak, Gündoğdu'dan herhangi bir yanıt alamadığını söyledi.

Memur-Sen'in vereceği kararı saygıyla karşılayacaklarını bildiren Koncuk, diğer konfederasyonları da eyleme katılmaya davet etti.

 AMAÇ YÜZDE 3'Ü 4 'E ÇIKARMAK DEĞİL

Bir basın mensubunun, ''21 Mayıs'ta hükümet ne derse eylemi yapmazsınız?'' şeklindeki sorusu üzerine Koncuk, bir oran vermek istemediğini, Hükümetin makul bir cevap vermesi halinde bunu değerlendireceklerini söyledi. 

KESK Genel Başkanı Özgen de taleplerinin sadece ekonomik olmadığını vurgulayarak, özlük hakları ve mesleki haklarla ilgili taleplerinin Hükümet tarafından tamamen göz ardı edildiğini öne sürdü.

İş kolu düzeyinde yapılacak toplu sözleşmelerin ortadan kaldırılmak, ek ödeme gibi taleplerin toplu sözleşme dışına çıkarılmak istendiğini savunan Özgen, ''Sadece yüzde 3'ü yüzde 4 ya da 5'e çıkarma gibi bir yaklaşım anlaşılmasın. Biz bir bütün olarak düşünüyoruz'' dedi.   

TÜRKLER GÖZÜNÜ BU ÜLKELERE DİKTİ!

HABERİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

İnsan kaynakları platformu Kariyet.net'in araştırmasına göre yurt dışı yatırımlarına ağırlık veren Türk firmaları radarlarını Güney Afrika, Orta Asya ve Uzak Doğu gibi yeni pazarlara çevirdi.

Kariyer.net'in istihdam endeksi anketine göre son bir yıl içerisinde yurt dışı iş imkanları için toplam 2 bin 175 ilanı yayınlayan platform bu ilanlarla Türkiye'den yaklaşık 8 bin kişinin yurt dışında iş bulmasına olanak sağladı.

Araştırmanın sonuçlarına göre Nijerya, Hindistan, Güney Afrika, Irak, Azerbaycan, Rusya ve Türkmenistan, iş potansiyeli oluşturan ilanların en fazla sayıda verildiği ülkeler arasında yer alıyor.

NİJERYA BAŞI ÇEKTİ

Verilere göre, Türkiye'de platformun kullanıcılarına yurt dışındaki iş ilanlaında en büyük artış Nijerya'dan gerçekleşti. Nijerya'da ki iş imkanları ile ilgili ilanlarda son bir yılda yaklaşık yüzde 30 oranında bir artış görülüyor. Nijerya'yı sekiz kat artışla Hindistan takip ederken, Güney Afrika beş kat istihdam artışı ile üçüncü sırada yer alıyor.

İSTİHDAM ARTIŞIü

Diğer ülkelerdeki istihdam artışları ise şöyle sıralanıyor:

Irak yüzde 280, Yemen yüzde 200, Azerbaycan 151, Rusya yüzde 98 ve Türkmenistan yüzde 53.

GÖZLER BU HEDEFTE

Kariyer.net Genel Müdürü Yusuf Azoz, konuya ilişkin değerlendirmesinde, en yüksek artış oranlarının en yeni pazarları ifade ettiğini belirterek, özellikle Nijerya ve Hindistan'da görülen artış oranlarının birkaç yıl öncesine kadar bu ülkeler için hiçbir istihdam talebi bulunmadığının göstergesi olduğunu söyledi. Azoz, şunları kaydetti:

''Yabancı ülkelerde yatırım yapan şirketlerin yönetim kadrolarında ve kritik beyaz yaka pozisyonlarında yine Türk profesyonelleri görevlendirmeyi tercih ediyor, mavi yaka kadrolarda ise yerel iş gücünden faydalanıyorlar. Yurt dışında iş yapan firmaların özellikle yönetici, mühendis ve mimar kadrolarını Türkiye'den oluşturmaya gayret ettiklerini gözlemliyoruz. Bu da giderek daha fazla beyaz yaka çalışanın yurt dışında görev yapamaya başlaması anlamına geliyor.''

BANKACILIK 6 AY İÇİNDE KRİZ BEKLİYOR

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Almanya'da Mayıs ayında ZEW cari durum endeksi 44.1 oldu beklenti 38.3 gelmişti. Veri sonrasında yapılan açıklamada gelecek 6 ayda küçük bir bankacılık krizi beklentisi dile getirildi.

Almanya'da mayısta zew ekonomik beklenti endeksi 10.8 olurken beklenti 19.8 idi bir önceki dönemde veri 23.4 olmuştu.

Veri sonrasında gelen yorumlarda Almanya'da Zew ekonomik beklenti endeksinde mayıs ayı düşüşü beklenenden daha derin olduğunu kaydedilierken Yunanistan Fransa seçimleri Euro bölgesi belirsizliğine katkı yaparak Mayıs ayında endekste düşüşe katkı yaptığı belirtildi.

Açıklamalarda büyüme ve konsolidasyon birbirleri ile çelişir değil olmadığı ekonomik riskler önceki haftalarda yükseldiği kaydedildi.

RAPORDA NELER VAR?

Bazı Euro bölgesi ülkelerinde kemer sıkma devam etmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada Yunanistan'ın euroda kalıp kalmayacağı soruları Almanya Euro bölgesi güveni üzerinde baskı yaratırdığına yer verildi.

Euro'nun dolar, yen karşısında zayıflaması beklentisi kaydedilirken gelecek 6 ayda küçük krizi beklendiği berlirtildi.

Bankacılık sektörü hariç tüm sektörler için durum oldukça iyi olduğu belirtilirken "Euro için kur beklentileri zayıflayacak, Euro bölgesi krizinin tekrar yoğunlaşacağı beklentisini yansıtıyor" denildi.

Avrupa'da geçtiğimiz aylarda yapılan anlaşmaların değişime konu olması, belirsizliği artırıyor yorumları da yer aldı. Zew endeksi sonrasında gelen açıklamalarda Alman ekonomisinin 2012'nin tamamında yüzde 1.5 büyümesi beklentisi dile getirildi.

ÜNLÜ YATIRIMCIDAN ALTIN KEHANETİ

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Ünlü emtia yatırımcısı Jim Rogers, bir süre altına yatırım yapmayacağını açıkladı.

Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkabileceği spekülasyonu Doları destekleyip Euro’nun dört ayın düşüğüne gerilemesine neden olurken bu yılın en düşük seviyesini gördü.

En büyük üreticilerinden Hindistan'da düğün sezonunun ardından fiziki talebi düşmesi de altındaki aşağı yönlü hareketi destekleyen bir başka unsur olarak öne çıkıyor.

Geçen yıl Eylül ayında ons başına 1920 dolar ile rekor kıran fiyatları 1.552 dolar ile son 45 ayın en düşük seviyesine geriledi. Türkiye’de ise çeyrek 148.5 lira, 24 ayar gram ise 90.65 liradan satılıyor.

Ünlü yatırımcı Jim Rogers, Cnbc-e'ye yaptığı açıklamada, altına yatırım yapmayacağını açıklayarak şunları kaydetti:

''Aralık ayında düşecek dediğimden bu yana yeni pozisyon açmadım. Aksine kendimi düşüşe karşı daha fazla güvence altına aldım. Bir süre altına yatırım yapmayacağım. Altın son 11 yıldır değer kazanıyor, bu çok olağan dışı. Piyasalarda böyle düzeltmeler yaşanmalıi bu düzeltmeler çok doğal. Bu düşüşler uzun vadede için iyi bir durum. Dünyanın en büyük tüketicisi olan Hintliler tüketimi düşürmek için çeşitli önlemler almayı düşünüyor çünkü Hintliler altına yatırım yapılmasının ekonomilere destek olmadığını, ticari dengelerin değişmeye başladığını anladı. Bazı Avrupa ülkelerinin de altınları satmak zorunda kalabileceğini söylemek lazım''

TÜRK EKONOMİSİNE DÜNYA BANKASI ÖVGÜSÜ

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Dünya Bankası İcra Direktörü Sri Mulyani Indrawati, Türkiye ekonomisinin güven verdiğini belirterek, 'Makro seviyede Türkiye'nin ekonomik dengesi son derece yerinde. Türkiye artık kendine güveniyor' sözleriyle Türk ekonomisine övgüler yağdırdı

Dünya Bankası İcra Direktörü ''Ülke ekonomisi güven içerisinde ve ekonomi yönetimi zorlukların da fırsatların da son derece farkında. Gerekli yapısal adımları atmaktan çekinmiyorlar'' diye konuştu.

Türkiye ekonomisi hakkında değerlendirmelerde bulunan Indrawati Türkiye ekonomisinin çevresel riskler ve küresel finans piyasalarındaki kırılganlık belirtilerine rağmen ''övgüye değer bir performans'' sergilediğini belirtti.

2011 yılının uluslararası piyasalar için son derece zor bir yıl olduğunu söyleyen Indrawati, ''2010 yılında, krizin en zorlu zamanında, bir sonraki yılın bir toparlanma yılı olacağı düşünülüyordu, fakat maalesef öyle olmadı'' değerlendirmesini yaptı.

''Türkiye ekonomisi ise güven veriyor'' diyen Indrawati, Türkiye'nin krize rağmen iyi bir ekonomik performans sergilediğini belirtti.

Indrawati, ''Makro seviyede Türkiye'nin ekonomik dengesi son derece yerinde. Türkiye artık kendine güveniyor. Ülke ekonomisi güven içerisinde ve ekonomi yönetimi zorlukların da fırsatların da son derece farkında. Gerekli yapısal adımları atmaktan çekinmiyorlar'' şeklinde konuştu.

TEŞVİK PROGRAMINI OLUMLU BULDULAR

Türkiye'de yaptığı ikili görüşmelerden son derece memnun olduğunu vurgulayan Indrawati, gün geçtikçe derinleşen Avrupa krizi ve Türkiye ekonomisine olası etkileri ile ilgili ise şu değerlendirmelerde bulundu:

''Türkiye'nin Avrupa'da yaşanan krizin yansımalarından kısmi olarak etkilenebileceğini düşünüyorum. Çünkü halen Türkiye'nin Avrupa ile ticareti son derece yüksek oranlarda. Tabi ki Avrupa ülkeleri ile ticaretin yavaşlamasının yanı sıra enflasyon da Türkiye'nin önündeki bazı zorluklar içerisinde yer alıyor. Fakat uzun vadede Türkiye'nin ekonomik büyümesinin yansımalarının son derece olumlu, büyümenin sürdürülebilir olacağına inanıyorum.''

Indrawati, ''Dünya Bankası olarak, Türkiye'de katma değeri yüksek ihraç ürünlerin üretilmesi ve ihraç edilmesinin teşviki konusunda hükümetin çalışmalarını ve yeni teşvik programını olumlu buluyoruz, destekliyoruz'' dedi.

2010 Haziran'ında Endonezya Maliye Bakanlığı'ndan ayrılarak Dünya Bankası'nda İcra Direktörlüğü görevine getirilen Indrawati, geçen yıl Forbes Dergisi tarafından dünyanın 65. en etkileyici ve güçlü kadını olarak gösterilmişti.

SPK'DAN 181 KİŞİYE SARI KART CEZASI...

HABERİ OKUMAK İÇİN DİĞER SAYFAYI TIKLAYIN...[PAGE]

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), geçen sene 69 gerçek ve tüzel kişi hakkında yaklaşık 7 milyon lira tutarında idari para cezası uyguladı.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) geçen sene 69 gerçek ve tüzel kişi hakkında yaklaşık 7 milyon lira tutarında idari para cezası uyguladı.

SPK'nın 2011 yılı faaliyet raporuna göre 2011 yılında Kurul'un temel ilkeleri doğrultusunda sermaye piyasalarının düzgün ve disiplin içinde çalışması amacıyla piyasanın etkin, dürüst ve güvenilir işleyişini bozucu usulsüz fiil ve işlemlere ilişkin denetimler yapıldı.

Bu çerçevede denetim faaliyetlerinin yürütüldüğü Kurul Denetleme Dairesi ile Piyasa Gözetim ve Denetim Dairesi'ne 2011 yılında 944 adedi Kurul dışından ve bin 655 adedi Kurul içinden olmak üzere 2 bin 599 adet yazı ulaştı. Ayrıca, 484 adedi yazılı ve 265 adedi elektronik olmak üzere 749 adet şikayet ve ihbar Kurul'a ulaştı.

Denetim dairelerine doğrudan veya Kurul'un diğer birimleri ve daireleri aracılığıyla ulaşan toplam 749 şikayet ve ihbar yazısı ile 15 adet İMKB ihbarına ve yapılan denetim programlarına bağlı olarak, 2011 yılında 147 adet yeni inceleme başlatıldı.

Kurul'un tüm hizmet birimleri tarafından yapılan incelemelerde 181 gerçek ve tüzel kişinin Sermaye Piyasası Kanunu'nun ve ilgili mevzuat hükümlerine uyum konusunda uyarılmasına, 51 gerçek kişi hakkında sadece suç duyurusu yapılmasına, 8 gerçek kişi hakkında suç duyurusu ile birlikte işlem yasağı getirilmesine, ayrıca 69 gerçek ve tüzel kişi hakkında idari para cezası uygulanmasına karar verildi.

Kurul bu çerçevede, geçen sene 69 gerçek ve tüzel kişi hakkında toplam 6 milyon 995 bin 756 lira tutarında idari para cezası uyguladı.

SERMAYE PİYASALARI GÖSTERGELERİ

Rapora göre, 2011 yılı itibariyle Sermaye Piyasası Kurulu'na kayıtlı 628 şirket bulunuyor. Şirketlerin 373'ü İMKB'de işlem görürken, İMKB şirketlerinin toplam piyasa değeri 381 milyar 152 milyon liraya ulaştı.

İMKB'de 1 milyon 97 bin 786 hisse senedi yatırımcısı bulunurken, yatırım fonları yatırımcı sayısı ise 3 milyon 544 bin 284 oldu. Toplam sayısı 647 yatırım fonunun 592'sini yerli yatırım fonları, 55 adedi de yabancı yatırım fonlarından oluştu.

2011 yılında 86 şirkete ait toplam piyasa değeri 4,3 milyar lira (2,6 milyar ABD Doları) olan hisse senetleri Kurul kaydına alındı. Kayda alınan bu ihraçların 12'si gayrimenkul yatırım ortaklığı, 12'si menkul kıymet yatırım ortaklığı, 3 tanesi girişim sermayesi yatırım ortaklığına ait.

ALTIN BORSASI ALTIN DÖNEMİNİ YAŞADI

Faaliyet raporuna göre, 2011 yılında İstanbul Altın Borsası'nda kilogram başına 26 bin 61 lira olarak gerçekleşen işlem miktarı 2010 yılına göre yaklaşık yüzde 515,5 artış gösterdi. Dolar/ons işlemlerinde de yaklaşık yüzde 81,7'lik artış yaşandı.

işlem hacmi TL/kilogram cinsinden ise bir önceki yıla göre yüzde 894 artışla 2 milyar 527 milyon lira olarak gerçekleşti. Dolar/Ons cinsinden gerçekleşen işlem hacmi 10 milyar 429 milyon ABD Doları düzeyinde olurken bir önceki yıla göre yüzde 138 oranında bir artışı ifade ediyor.

Günün Önemli Haberleri