Gizmodo'nun bu hafta sorduğu bir soru, pek çok kişinin aklından geçmiş ancak cevaplanmamış bir soru olabilir: Tek seferde çok fazla yiyerek kendinizi öldürmeniz mümkün müdür? Özellikle gelişmiş ülkelerde ciddi bir yeme problemi var. Ancak aşırı yemek yüzünden ölümle yüzleşen pek çok kişi, bu alışkanlığı yıllarca devam ettirdiği için hayatını kaybediyor. Soruyu uyuşturucuya benzeterek yorumlayan Gizmodo, aşırı doz için bir bağımlı olmanız gerekmediğini hatırlatarak aynı şeyin yemek için de geçerli olup olmadığını sorguluyor. Pek çok farklı medikal uzman ile görüşen Giz Asks'ın aldığı cevaplar ise oldukça şaşırtıcı. Örneğin MD John O. Clarke yemek yiyerek kendini öldürmenin oldukça nadir olduğunu ancak teorik olarak mümkün olduğunu söylüyor. Clarke'ın söylediğine göre mide patlaması mümkün olsa da, pek rastlanan bir şey değil. Normalde mide bu duruma gelmeden önce kusma dürtüsü devreye giriyor ve vücut kendisini koruyor. Ayrıca bazı yiyeceklerde var olan mineraller, aşırı tüketim sonucu zehirlenmeye yol açabiliyor. Bu tür bir zehirlenme için de bol miktarda cıva, iyot veya normalde çok az miktarda aldığımız bir minerali içeren bir yiyeceğin bol miktarda tüketilmesi gerekiyor. Bir başka uzman olan MD Barbara Jung ise, uzun vadede bol yemenin kesinlikle zararlı olduğunu belirtirken, tek seferde bol yemek söz konusu olduğunda vücudumuzun hayatta kalma isteği devreye giriyor. Vücudumuz, daha fazla yiyemeyeceğimiz noktaya geldiğimizde bize haber veriyor. Bu noktadan sonra yemeğe devam etmek çok zor olduğundan dolayı da çok az kişi bu noktadan sonra yemeğe devam edebiliyor. Jung'ın söylediğine göre yemekten ölmenizin yollarından biri, vücudunuz için çok soğuk olan bir yiyeceği çok fazla yiyerek hipotermi geçirmeniz. Bir diğer yol ise mide kapasitenizin üzerinde yiyecek tüketmeniz. Yemek, mideniz beklemek ve daha sonra bağırsaklarınızdan geçmek zorunda. Eğer mideniz dolu ise yiyeceklerin gidebilecekleri tek yer yukarısı olmakta. Kusma sırasında yaşanacak sorunlar da boğulmaya ve hatta ölümcül kanamaya yol açabilmekte. Vücutlarımızın düzeninden ve aşırı yemek istememesinden dolayı bu problemler çok nadir olsalar da, gerçekleşebilmekteler. Bir diğer uzman olan Merlin Butler ise bu problemin Prader-Willi sendromu olarak adlandırılan bir durumda karşılaşılabildiğini söylemekte. Butler'ın söylediğine göre bu hastalık oldukça nadir. Hastalığın iki büyük klinik aşaması bulunuyor. İlk aşamada hastalar oldukça zayıf doğuyorlar ve genel olarak durumları, daha farklı beslenmelerine neden oluyor. Birkaç ay sonra hastaların iştahları açılıyor ve bu durum hızlı bir şekilde obeziteye (aşırı şişmanlık) dönüşebiliyor. Butler'ın söylediğine göre bu hastalığın sık rastlanan bir sonucu, mide yırtılması oluyor. Bu hastalar genellikle sıkı takip edilmesi gereken bir diyete alınıyorlar ve bu ortamda mideleri küçülüyor. Eğer bu hastalar kontrol edilmeyen bir ortamda bol miktarda yemek ile baş başa kalırlarsa, çok fazla yiyorlar ve mideleri patlıyor. Bu hastaların beyinleri, sürekli olarak açlık mesajı gönderirken, doyduğuna ve daha fazla yiyemeyeceğine dair bir mesaj göndermiyor. Ayrıca bu hastalar, yakalandıkları zaman kendilerine kızıldığını bildikleri için de hızlı yeme alışkanlığı geliştiriyorlar. Bu yüzden de boğulma riski ile karşı karşıyalar ve kusma dürtüleri de bulunmuyor...