Tecavüzün ardından boğularak öldürüldü!
Abone olEskişehir'de tecavüz vahşeti! Hentbol antrenmanına giden 11 yaşındaki kız tecavüze uğradı, sonra da öldürüldü!
Eskişehir'de 4 Eylül günü Çankaya Mahallesi'ndeki
evinden hentbol antrenmanına gitmek üzere çıkan 11 yaşındaki Öznur
Uluişden'in cesedi bu sabah ormanlık alanda toprağa gömülü bulundu.
Uluişden'in önce tecavüze uğradığı, ardından elle boğularak
öldürüldüğü belirlendi.
Çankaya Mahallesi'ndeki evinden 4 Eylülde “hentbol antrenmanına gidiyorum” diyerek ayrılan Öznur Uluişden'in (11) bulunması için çalışma yürüten Asayiş Şubesi Müdürlüğü ekipleri, son görüldüğü yer olan tramvay durağında çalışan özel güvenlik görevlisinin ifadesine ikinci kez başvurdu.
Özel güvenlik görevlisinin, ifadesinde 4 Eylülde 10-11 yaşlarında, yüzünden korktuğu anlaşılan bir kızı motosikletine bindirip götüren kişinin eşkalini tarif etmesi üzerine araştırmayı genişleten emniyet güçleri, 2 yıl önce cezaevinden çıkan, “hırsızlık, kadın kaçırma” gibi suçlardan sabıkalı zanlı A.H.K'yi (48) gözaltına aldı.
Suçunu itiraf eden evli ve 5 çocuk babası zanlı A.H.K'nin, sorgusunda, Öznur Uluişden'i korkutarak motosikletine bindirip önce Büyükdere Mahallesi'ndeki evine getirdiğini, eve gelen 12 yaşındaki kızının Öznur Uluişden'i görmesi üzerine evden çıkıp Uluişden'i motosikletiyle Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Meşelik Yerleşkesi'nin yanındaki Kent Orman'a götürdüğünü söylediği öğrenildi.
İnşaatlarda işçi olarak çalışan A.H.K'nin genç kıza burada
tecavüz ettiğini, daha sonra eliyle boğazını sıkıp boğduğunu,
cesedini ormanlık alana gömdüğünü, kıyafetlerini torbaya koyarak
olay yeri yakınlarındaki ormanlık alana attığını itiraf ettiği,
polisleri olay yerine götürerek cesedin yerini gösterdiği
bildirildi.
Kent genelinde 10 gündür polis, jandarma, AKUT ve Orman Bölge Müdürlüğü ekiplerince aranan ilköğretim öğrencisi Öznur Uluişden'in cesedi, otopsi için ESOGÜ Tıp Fakültesinin morguna kaldırıldı.
Zanlı A.H.K'nin adliyeye sevk edileceği bildirildi.
AŞIRI HIZ ÖLÜM GETİRDİ! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Antalya'dan Kemer İlçesi'ne giden Tarık Emir yönetimindeki otomobil, Ali Can Polat yönetimindeki TIR'a arkadan çarptı. Başka bir otomobille yarış yaparken TIR'ın altına girdiği iddia edilen otomobilde bulunan Azerbaycan uyruklu 'Kurban Urdukhanov' öldü, sürücü ve bir turist yaralandı.
Kaza, bugün saat 03.40'da Antalya- Kemer karayolunda Beldibi
Kavşağı'nı geçtikten sonra meydana geldi. Bir başka otomobille
yarıştığı iddia edilen 32 yaşındaki Tarık Emir yönetimindeki 07 F
2711 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak Ali Can Polat
yönetimindeki 34 FA 9356 plakalı sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG)
yüklü TIR'a arkadan çarptı. Çarpmanın etkisiyle TIR kasasının
altına giren otomobilde bulunanlardan Azerbaycan uyruklu 24
yaşındaki Kurban Urdukhanov öldü, sürücü Tarık Emir ile Rus
arkadaşı Yevgenia Arkhirey yaralandı.
ARKADAŞLARI SİNİR KRİZİ GEÇİRDİ
Kaza yerine, 112 sağlık ekibi ile Antalya Büyükşehir Belediyesi
İtfaiye Kurtarma Ekibi çağrıldı. Gelen itfaiye ekibi, yaralı Rus
Arkhirey ile ölen Kurban Urdukhanov'un cesedini otomobilden
çıkardı. Kazada ölen Kurban Urdukhanov'un cesedi asfalta yatırılıp
üzerine beyaz örtü örtülürken, arkadaşları sinir krizi geçirdi.
Cesede sarılan Rus arkadaşları, güçlükle sakinleştirildi.
Yaralı olan Yevgenia Arkhirey ambulansla Akdeniz Üniversitesi
Tıp Fakültesi Hastanesi'ne götürülürken, Kurban Urdukhanov'un
cesedi ise Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. TIR sürücüsü Ali
Canpolat, Beldibi Polis Merkezi'nde ifade verdi.
BİRİ GEÇTİ, DİĞERİ TIRIN ALTINA GİRDİ
TIR'ın diğer sürücüsü Osman Kılınç, “Biz çift şofördük. Ben
arkadaşımın yanında oturuyordum. Beldibi kavşağını geçerken
arkamızdan gelen 2 araç yarış yapıyordu. Biri bizi geçti, diğeri
ise altımıza girdi. Araç altımızdayken yaklaşık 150- 200 metre
sürüklendi. Ölen kişiye üzüldüm” dedi.
ORTA PARMAKLA HAKARETE İKİ YIL HAPİS! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]İnternetten tanışıp arkadaş olduğu Yunanlı 29 yaşındaki
Themis Berti’ye, internet ortamında görüntülü görüşme sırasında
orta parmağını göstererek, hakarette bulunduğu öne sürülen 33
yaşındaki Onur Ballı hakkında, hakaret suçundan 2 yıla kadar hapis
cezası istemiyle dava açıldı.
İkisi de işitme ve konuşma engelli olan Yunan hemşire Themis Berti
ile işsiz Onur Ballı, 2007 yılında internetteki arkadaşlık
sitesinde tanıştı. Berti ile Ballı, sanal ortamda kamerayla
görüntülü görüşüp, işaret dilini kullanarak sohbet etmeye
başladı.
İddiaya göre, 3 aylık görüşme sonrası Ballı’yı ziyarete gelen
Berti, kendi rızasıyla onunla ilişkiye girdi. Ardından Yunanistan'a
dönen Berti, Ballı'nın evli olduğunu, boşanıp, kendisiyle evlenmek
istediğini ve bunun için paraya ihtiyaç duyduğunu söylemesi
üzerine, para göndermeye başladı. Para göndermesine rağmen
Ballı’nın Yunanistan'a gelmemesinden şüphelenen Berti, para
göndermeye son verip, ayrılmak istediğini yazdı. Ballı ayrılmamak
için Berti'yi ikna edemeyince, Yunanlı kıza ilişkiye girdiklerinde
görüntü çektiğini, para göndermediği takdirde bu görüntüleri
internette yayınlayacağını bildirdi. Bu görüşme sırasında orta
parmağını da gösterip, hemşireye hakaret etti.
Adana’ya gelen Berti, Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda
bulundu. Ballı, sevk edildiği mahkeme tarafından tutuksuz
yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Soruşturmayı tamamlayan
Cumhuriyet Savcılığı, Ballı hakkında ‘hakaret’ suçundan dava açtı,
‘Güveni kötüye kullanma', ‘santaj', ‘dolandırıcılık ve tehdit’
suçlarından takipsizlik verildi. Ballı, yakında Adana 2’inci Sulh
Ceza Mahkemesi’nde yargılanacak.
İKİ KOCALI KADININ İLK KOCASI HAKKINI ARIYOR! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Ağrı’nın Taşlıçay İlçesi’nde resmi nikahlı eşi başka biriyle resmi olarak evlenen vatandaş hakkını hukuki yollardan aramak için girişimde bulundu.
Taşlıçay İlçesi’nde 25 yıl önce Ayten Ateş (42) ile evlenen Mehmet Emin Ateş (41) evliliklerinin üçüncü yılında eşi tarafından terk edildi. Eşinin akrabasına gideceğini söyleyerek evden ayrıldığını belirten Mehmet Emin Ateş, o günden sonra eşinin eve dönmesini beklediğini ifade etti.
Evlendiği eşinden bir oğlu olan Ateş "Eşimle birbirimizi severek evlendik. Evliliğimiz gayet güzel ilerliyordu. Maddi durumum çok iyi değildi ama kötü de değildi. İdare edip gidiyorduk. Bir oğlumuz oldu. Çocuğumuzun ismini eşim Ferdi Tayfur’dan esinlenerek Ferdi koydu. Çocuğumuz 3 yaşındayken eşim bu ilişkinin böyle gitmeyeceğini maddi durumunu düzeltene kadar akrabalarında kalacağını söyleyerek gitti.
Eşim gittikten sonra onu çok aradım. Akrabalarına gittim her defasında bir bahane bularak beni uzaklaştırdılar. Son eşimin Almanya’ya gittiğini ve orada yaşadığını söylediler. Bende bir gün döner diye bekledim. Benim için dönmese evladı için döner bizi böyle bırakmaz dedim. Aradan 20 yıl geçmesine rağmen ne olursa olsun ona kapım açıktır diyerek bekledim. Fakat 20 yıl onu beklememe ve oğlumla çektiğimiz acılara karşılık eşimin yaşadığı haberini bir mahkeme celbi ile aldım" dedi.
Eşinin kendisi ile birlikteyken başka biri ile evlendiğini belirten Ateş "Eşim benimle resmi nikahla evliyken gidip başka bir kişiyle de resmi nikahla evlenmiş. Bunun tek sorumlusu eşim değil bu işin içinde olan herkestir. O nikahı yapan memura kadar davacıyım. Hakkımı arayacağım Ayten Ateş benim eşimdir. Evlilik cüzdanımı bile sakladım onca zaman. Gereken her yere başvurarak hakkımı arayacağım" dedi.
Annesini yıllarca beklediği ama onun bir türlü dönmediğini vurgulayan Ferdi Ateş, evdeki tüm işleri kendisinin yaptığını dile getirdi. Annesini çok aradığını belirten oğul Ateş, "Annem ben küçükken bırakıp gitmiş. Babam da geri döneceğini sanmış fakat dönmemiş. Bende annemi çok aradım. Akrabalarına ulaştım fakat Türkiye’de yaşamadığını söylediler. Sonradan izini kaybettik ulaşmamız imkansız oldu. Öldü sandık. Fakat o kadar zaman sonra mahkemeden celp kağıdı geldi. Annem başkasıyla ikinci resmi nikahla evlenmiş. Birde yaptığı şey çok güzelmiş gibi babamdan boşanmak istiyormuş" dedi.
Aldığı mahkeme celbi karşısında şaşkına dönen Mehmet Emin Ateş, halen karısı olarak görünen Ayten Ateş’ten boşanmayacağını hakkını sonuna kadar kullanacağını söyledi. Ayten Ateş’in 1994 yılında İ.E. adlı başka bir kişi ile evlendiği ve 3 çocuğunun olduğu öğrenildi.
KÖYLÜLER KATİLİ LİNÇ ETTİ! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Balıkesir'in Susurluk ilçesinde bir kişi, aralarında husumet
bulunan kişiyi köy kahvehanesinde pompalı tüfekle öldürdü. Katil
zanlısı, maktulün yakınları ve köylüler tarafından linç edildi.
Susurluk'a bağlı Okçugöl köyünde oturan Şerafettin Tekin (58),
aralarında yıllar öncesine dayanan husumet bulunan Cemal Esen'i
(75) köy kahvesinin bahçesinde otururken pompalı av tüfeğiyle
öldürdü.
Olayın hemen ardından kahvehanede bulunan Esen'in yakınları ve
köylüler, gözleri önünde cinayeti işleyen Tekin'i döverek, linç
etti.
Esen ve Tekin'in cenazeleri, Susurluk Devlet Hastanesi morguna
kaldırıldı.
İhbar üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, geniş çaplı
soruşturma başlattı.
ASKERDEKİ KUZENE TECAVÜZ SUÇLAMASI! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Samsun'da, 15 yaşındaki S.T., amcasının oğlu 20 yaşındaki Sertan
T.'nin kendisine tecavüz ettiğini iddia ederek şikayetçi oldu.
Bugün yapılan duruşmaya genç kız gelirken tutuksuz yargılanan
Sertan T. askerde olduğu için katılmadı. S.T. ifadesinde, “Ailem
tarlada çalışırken eve gelip, beni zorla banyoya sürükledi.
Elbiselerimi çıkardı. Karşı koymaya çalıştım ama bana tecavüz etti”
dedi.
Canik İlçesi Hacınabi Köyü'nde meydana gelen olay, geçen Mart
ayında ortaya çıktı. Ailesiyle birlikte oturan 15 yaşındaki S.T.
amcasının oğlu Sertan T.’nin kendisini rahatsız etmesi üzerine
ailesine durumu anlattı. Genç kız, 2 yıl önce amcasının oğlunun
kendisine banyoda tecavüz ettiğini söyleyince babası İsmet T. ile
birlikte jandarma giderek şikayetçi oldu.
Gözaltına alınan Sertan T. çıkarıldığı nöbetçi mahkemede
suçlamaları kabul etmeyince, tutuksuz yargılanmak üzere serbest
bırakıldı. Ancak sanık hakkında Samsun 2'nci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde ‘çocuğun cinsel istismarı’ suçundan 15 yıldan az
olmamak üzere ceza istemiyle dava açıldı.
Bugünkü ilk duruşmaya katılan S.T. ifadesinde amcasının oğlundan
şikayetçi olduğunu söyleyerek, “2 yıl önce ailem tarlada çalışırken
amcamın oğlu olan Sertan T. eve geldi. Lavobaya girdi. Çıkınca
yanıma gelip ‘Sana para vereceğim soyun’ dedi. Kabul etmeyince de
beni kolumdan sürükleyerek banyoya götürdü. Elbiselerimi çıkardı.
Karşı koymaya çalıştım ama bana tecavüz etti. Sonra da bir şey
olmamış gibi tekrar tarlaya gitti. Daha sonra tehditlerini ve
tacizlerini sürdürmeye devam etti. Dayanacak gücüm kalmayınca olayı
aileme anlattım” diye konuştu.
Diğer taraftan olayın ortaya çıkmasının ardından S.T.'nin Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’nden
alınan raporunda, hafif derece zeka bozukluğu olduğu, uğradığı
tecavüz nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu belirtildi. Mahkeme
heyeti, askerde olduğu için duruşmaya katılmayan Sertan T.’nin
talimatla ifadesinin alınması için duruşmayı erteledi.
BOŞANDIĞI EŞİNİ NASIL ÖLDÜRDÜĞÜNÜ ANLATTI! AYRINTILAR DİĞER SAYFADA...
[PAGE]Kahramanmaraş 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada,
hakkında ’Yakın akrabayı canavarca hisle ve eziyet çektirerek
öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen
sanık Hasan Karadutlu (30) hazır bulundu.
Karadutlu, duruşmada verdiği ifadede, Fatma Darendeli ile 7 yıl
önce amcasının oğlu Arif Karadutlu aracılığı ile tanıştığını
anlatarak, "Eşimle kaçarak evlenmiştik. Bir süre ailemle birlikte
yaşamıştık sonra eşimin babasının evinin altına taşındık.
Evlenmeden önce başka bir kadın ile evlenmiş ve boşanma
aşamasındaydım. O aşamada yani Fatma Darendeli ile evlenmeden önce
başka bir arkadaşım ile yaşadığım bazı özel anları telefonuma
kaydetmiştim. Bunu da eşim telefonumu incelerken bulmuş ve bir
CD’ye kaydederek annesine vermiş. Ben bunu sonradan öğrendim. Eşim
bu görüntüleri bulunca aramız daha da soğudu" dedi.
"EVE GELİNCE BALKONDAN BİRİSİ ATLADI"
Eşinden şüphelenmeye başladığını ve takip etmeye başladığını
belirten Karadutlu, şöyle devam etti:
"Eşimin ihanet içinde olduğunu seziyordum. Sık sık beni arar nerede
olduğumu sorardı. Beni kontrol altında tuttuğunu düşünüyordum. Bir
gün eve geldiğimde kapıyı çok geç açtı. Bu sırada balkondan birinin
atladığını gördüm. O kişiyi takip ettim ancak yakalayamadım. Bu
sırada eşimin üzerinde sadece pantolon ve üst gömleği vardı. Bu
olaydan sonra telefonumu dinleme cihazı olarak eve bıraktım ve
eşimin başka bir kişi ile konuştuğunu ve onunla da konuşurken bana
hakaret ettiğini duydum. Ben de eşime dinleme cihazını gösterdim o
da kabul etti ve ağlamaya başladı. Sonra konuştuk ve anlaştık 2 gün
çok iyi geçindik. Üçüncü gün aynı şekilde tartışmamız oldu.
Telefonla dinlemeye devam ettim. Fatma, başka bir erkekle
konuşmalarına devam etti. Bir konuşmasında beni kastederek,
"yatağında öküz gibi yatıyor dün gece seni hayal ettim’ türünden
şeyler söyledi."
"BOĞAZINA SARILDIM, BİRLİKTE YERE DÜŞTÜK"
Olay günü eşiyle yeniden tartışmaya başladığını belirten Karadutlu,
"Eve yemek almadığım için tartışma çıkardı. Ben de artık tamam
CD’yi nereye verirseniz verin yeter artık dedim. Yine tartışmaya
başladık. Beni konuşmaları ile tahrik edince boğazına sarıldım ve
birlikte yere düştük. Oğlumu alıp anneme bıraktım. İstanbul’a
gittiğimde annem eşimin öldüğünü söyledi. Çok pişmanım" diye
konuştu.
Duruşmada hazır bulunan Fatma Darendeli’nin babası Durdu Mehmet
Darendeli de şikayetçi olduğunu ve Karadutlu’nun en ağır şekilde
cezalandırılmasını istedi.
Tanıkların dinlenmesi ve eksik evrakların giderilmesi için duruşma
ertelendi.
Cumhuriyet Savcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Karadutlu ile
maktul Fatma Darendeli’nin (26) 7 yıldır resmi evli oldukları, son
2 yıldır ise birbirleriyle tartışma içerisinde bulundukları ve
sanık Karadutlu’nun maktulün kendisini aldattığını düşünmeye
başladığı bu nedenle aralarında tartışma olduğu ifade edildi.
Sanık ve maktulün olaydan 2 ay önce anlaşmalı olarak Kahramanmaraş
Aile Mahkemesi tarafından boşanmalarına karar verildiği ancak aynı
evde oturmaya devam ettikleri belirtildi.
"ÇOK SEVDİM İHANETİ KALDIRAMADIM"
İddianamede, sanık ile maktulün olay günü yine
tartıştığı kaydedilerek, şu ifadelere yer verildi.
"Tartışma neticesinde şüpheli, maktulün boğazını eliyle sıkarak
boğar. Ne kadar süre boğazını tuttuğunu şüpheli hatırlamazken
maktul bu boğma neticesinde ölür. Şüpheli daha sonra o sırada evde
bulunan müşterek çocukları Efecan’ı alarak olay yerinden ayrılır ve
evden de ayrılırken kalem ile kağıda (çok sevdim ihaneti
kaldıramadım) yazar. Şüpheli daha sonra bu olayı babası Hanifi
Karadutlu’ya telefonla haber verir. Şüpheli ardından Efecan’ı
babasına bıraktıktan sonra önce Gaziantep’e oradan da uçakla
İstanbul’a gider. Şüpheli İstanbul’da bir akrabasının kendisini
kabul etmemesi üzerine otobüsle İzmir’e oradan da Adana’ya döner.
Adana’dan Kahramanmaraş’a dönen şüpheli otoban çıkışında kolluk
kuvvetleri tarafından yakalanır."
Kahramanmaraş’ta 8 Mayıs 2010 tarihinde meydana gelen olayda, Hasan
Karadutlu, boşandığı, ancak bir süre önce yeniden birlikte yaşamaya
başladığı eski eşi Fatma Darendeli’yi çıkan tartışmanın ardından
boğarak öldürmüştü.
Olaydan sonra kaçarak İstanbul’a giden Hasan Karadutlu, otobanda
polis tarafından yakalanmıştı.