Tecavüzle 'borç tahsilatı' yaptı!
Abone olİzmir'de tecavüz rezaleti! Bir adam borcuna karşılık gelen 16 yaşındaki kıza tecavüz etti. Kendisini de bakın nasıl savundu...
İzmir'in Karabağlar İlçesi'nde, 3 kişi,
verdikleri borcu almak için sıkıştırdıkları 31 yaşındaki Arif
Çelikbaş'ın kendilerine getirdiği, aile dostunun 16 yaşındaki kızı
B.E.'ye otomobilde tecavüz etti.
Olay, geçen cumartesi gecesi Uzundere semti yakınlarındaki dağlık
alanda meydana geldi. Annesinin ikinci evliliğini yapmasının
ardından üvey babasıyla yaşamaya başlayan B.E., iş bulması için
aile dostları 31 yaşındaki Arif Çelikbaş'dan yardım istedi.
Çelikbaş, bir süre sonra 750 TL alacağını isteyen kişilerin
kendisini sıkıştırması üzerine, B.E.'nin evine giderek onu iş
görüştürmesine götüreceğini söyledi. Arif Çelikbaş, kızı annesinden
alarak Bozyaka semtindeki işyerine götürdü, bazı kişilerle
görüştürdükten sonra tekrar evine getirdi. Arif Çelikbaş akşam
saatlerinde ikinci kez evine gittiği B.E.'yi alarak aynı semtteki
bir başka kafeteryaya götürdü.
Arif Çelikbaş, burada buluştukları 3 kişinin otomobiline B.E.'yi de
bindirerek yola çıktı. Saat 22.00 sıralarında, Uzundere
yakınlarındaki dağlık alana götürülen B.E.'ye 3 kişi, otomobilde
tecavüz etti. Gözyaşı döken B.E.'ye, “Seni borcumuza
karşılık aldık, para karşılığında bu işi yaptığını zannettiğimiz
için birlikte olduk” diyen üç kişi, daha sonra kızı saat
02.00 sıralarında Eşrefpaşa semtinde bırakarak kaçtı.
Yakındaki Eşrefpaşa Polis Merkezi'ne sığınan B.E., sık sık ağlama
krizine girerek yaşadıklarını anlattı. B.E.'nin verdiği bilgiler
doğrultusunda harekete geçen polis ekipleri, 35 Y 9860 plakalı
otomobildeki şüphelileri aramaya başladı. Bu sırada B.E.'nin olayı
telefonla anlatıp yardım istediği erkek arkadaşı yanına giderken,
tesadüf sonucu önünden otomobille geçen şüphelileri plakanın
dikkatini çekmesi sonucu ihbar ederek yakalattı.
Gözaltına alınan ve çeşitli suçardan poliste kaydı bulunan 32
yaşındaki Abdülbakir Derak, 24 yaşındaki Resul İstimihal ve 23
yaşındaki Doğan Yaztirmak, Ahlak Büro Amirliği'ne götürüldü. Bu
kişilerin verdiği bilgiler doğrultusunda B.E.'yi kendilerine
getiren Arif Çelikbaş da gözaltına alındı. İşlemlerin ardından
adliyeye sevkidilen şüpheliler, kendilerine B.E.'yi getiren Arif
Çelikbaş'a tepki gösterdi.
"BİR CİNAYETTEN ÜÇ CİNAYET ÇIKTI"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Bursa'nın merkez Gürsu İlçesi'nde 15 gün önce 4 aylık
hamile Leyla Algan’ın (28) öldürülmesi ve 1.5 yaşındaki oğlu Gökhan
Algan’ın kaçırılması olayıyla ilgili şüpheli olarak aranan İhsan
Ayan (22), babası Kemal Ayan (51) ve ağabeyleri Selami (28) ve
Ensar Ayan (30) jandarma tarafından yakalandı. Şüpheliler
yöneltilen suçlamaları kabul etmezken, kayıp Gökhan’ın dereye
atıldığı iddia edildi.
Merkez Gürsu İlçesi’nde 15 Kasım Pazartesi günü ormanlık alanda
cesedi bulunan ve oğlu Gökhan’a ulaşılamayan 4 aylık hamile Leyla
Algan’ın öldürülmesiyle ilgili soruşturma çok yönlü olarak
sürdürülüyor. Cesedin bulunduğu yerdeki bira şişeleri ve
izmaritlerdeki parmak izlerini değerlendiren jandarma, talihsiz
kadının ablası Çimengül Akbulut’un ifadesini de dikkate
aldı. Akbulut ifadesinde, “Kardeşim Leyla bana, ‘Sana
bir sır vereceğim. Bana bir şey olursa, bunun sebebi eski
oturduğumuz evin sahibinin oğlu İhsan’dır. Gökhan’ın gerçek babası
da İhsan’dır’ demişti” dedi. Bu ifade üzerine araştırma
başlatan jandarma, Önceki gün İhsan Ayan, babası Kemal, ağabeyleri
Selami ve Ensar Ayan’ı gözaltına aldı‘
EVLENMEMİ ENGELLEMEK İSTEDİ
İhsan Ayan’ın, cinayeti nasıl işlediğini savcılıkta tüm
detaylarıyla anlattığı iddia edildi. Leyla Algan’ı önce eliyle
boğduğunu, ardından emin olmak için iple boğazını sıktığını, 1.5
yaşındaki Gökhan adlı bebeği ise canlı canlı dereye attığını
söylediği bildirilen İhsan Ayan, iddiaya göre cinayet öncesini, o
geceyi ve sonrasını şöyle anlattı:
“Olaydan 15 gün öne Leyla benimle buluşmak istediğini
söyledi. Bir araya geldik. Gökhan isimli oğlunun ve karnındaki
bebeğin gerçek babasının ben olduğunu söyledi. Bu yüzden yapacağım
evliliği yapmamamı istedi. Çılgına döndüm. Bunu yapmamasını
istedim. Bu kez daha da ileri gidip, evleneceğim gün salona
gelerek, tüm bunları davetlilere anlatacağını söyledi. Tartışmalı
bir şekilde ayrıldık.”
OTOMOBİLDE ELLERİMLE
BOĞDUM
Olay gecesi Leyla Algan ile konuşmak istediğini ve cep
telefonu ile aradığını kaydeden İhsan Ayan ifadesini şöyle
sürdürdü:
“Önce telefona bakmadı. Sonra bana, ‘Evdeyim’ diye mesaj
geçti. Yazışmalardan sonra buluşmaya karar verdik. Saat 01.00’de
otomobille evinin önüne geldim. Çocuğu ile otomobilime bindi.
Arabada tekrar aynı konu üzerine tartıştık. Sinirlenip kendisine
tokat attım. Çılgına dönmüştüm. Kucağındaki bebeği otomobilin arka
koltuğuna koyup ellerimle boğazını sıktım. Ölmüştü. Bir bahçenin
yanında aracı durdurup öldüğünden emin olmak için boğazını iple
sıktım. Son cesedi attım. Eve gidiyordum ki, yolda akan dereyi
gördüm. Bu kez bebeği dereye attım. Hiçbir şey olmamış gibi evime
geri döndüm. Sonra da jandarma tarafından gözaltına
alındım.”
TELEFON KAYDI VE PARMAK İZİ
TUTTU
Bu arada İhsan Ayan’ın cep
telefonlarında yapılan incelemede, sanığın saat 24.51 sıralarında
Leyla Algan’ın evinin önünde olduğu belirlendi. Cesedin yanında
bulunan bardakta İhsan Ayan’ın parmak izini tespit eden jandarma,
ekiplerle birlikte dereye atıldığı söylenen Gökhan bebeği
araştırıyor.
"KATİLİ İLE AYNI MASADA YEMEK YEDİ"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Diyarbakır Öğretmenevi'nde güvenlik görevlisi 42
yaşındaki Halil İbrahim Şitil'in, aynı yerde garson 26 yaşındaki
Serdar Atabey tarafından 6 ay önce 10 yerinden bıçaklanarak
öldürülmesi ardından, binada kayıtta olan güvenlik kemarası
görüntülerinin 32 dakikalık bölümün kayıp olduğu iddia
edildi.
Mahkemeye gönderilen kayıtlarda Şitil ile Atabey'in cinayetten önce
birlikte yemek yedikleri görülürken, cinayet anı ve daha
sonrasındaki görüntülerin olmaması Şitil ailesinin tepkisine neden
oldu.
Olay, geçen 2 Mayıs'ta Diyarbakır Öğretmenevi'de meydana geldi.
Halil İbrahim Şitil, öğretmevi garsonu Serdar Atabey, tarafından
bıçaklanarak öldürüldü. Tutuklanan Atabey, hakkında Diyarbakır
1'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Canavar hisle adam öldürmek’
gerekçesiyle ağıdlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Olayla ilgili mahkemeye gönderilen öğretmenevinin güvenlik kamerası
kayıtlarında, cinayet ve sonrasındaki kayıt edilen görüntülerin
silindiği öne sürüldü. Görüntülerde, cinayetin mutfakta işlendiği
sırada ve sonrasındaki 32 dakikalık görüntünün bulunmadığı
belirtildi. Öğretmenevi yetkililerinin, cinayet sırasında
elektriklerin kesil olduğu iddialarını TEDAŞ yalanladı. TEDAŞ,
mahkemeye gönderdiği yazıda söz konusu saatlerde elektrik kesintisi
olmadığı bildirildi.
Mahkemeye gönderilen güvenlik kameraları kayıtlarında, 10 yerinden
bıçaklanarak öldürülen Halil İbrahim Şitil'in öldürülmeden kısa
süre önce Öğretmenevi mutfağına girip, aldığı yemeği masaya oturup
yemeye başladığı, bu sırada Serdar Atabey'in de yemek alıp,
masasına oturduğu görülüyor.
Yemek sırasında iki kişinin fazla konuşmadıkları görülürken
Şitil'in, katili Atabey'in pilav tabağının üstüne yemesi için et
parçaları bıraktığı, Atabey'in ise, masadan kalkarak kuru soğan ve
su getirip masadaki arkadaşına verdiği görüldü. Yaklaşık 30 dakika
süren yemekten sonra her iki kişinin bir birlerine yan dönerek
sigara içtikleri ve daha sonra Şitil’in mutfaktan çıktığı, ancak
Şitil çıktıktan sonra Atabey’in bir süre daha düşünceli olarak
sigara içmeye devam ettiği görüldü.
Kamera kayıtlarında cinayetin işlenme anı ve sonrasındaki bölümün
yer aldığı 32 dakikalık görüntü bulunmazken, kayıp bölümden sonra
kayıtlarda, Halil İbrahim Şitil'in cesedinin kanlar içerisinde
mutfakta bulunduğu görüntüleri yer alıyor. Görüntülerde, daha sonra
polis ekiplerinin gelerek fotoğraf çektiği yer alıyor.
Öldürülen Şitil’in ailesi, kayıp görüntülerin bilinçli olarak
silindiğini, Öğretmenevi yönetiminin elektrik kesintisi ile ilgili
savunmasının gerçeği yansıtmadığını savundu. Şitil'in kardeşi Murat
Şitil, katilin cinayetten sonra nasıl ve kimlerin yardımı ile
kaçtığının ortaya çıkması gerektiğini vurgularken “Olayın
arkasındakilerin aydınlanmasını istiyoruz. Arkasında kim varsa
ortaya çıkarılsın. Ağabeyim katilin dediği gibi bir tartışma sonucu
öldürülmedi, bize göre tasarlanarak öldürüldü” dedi.
"ADAMI CANLI HEDEF TAHTASI YAPMIŞLAR"
BAŞLIKLI HABER DİĞER SAYFADA...
TIKLAYIN...
Ümraniye'de ellerindeki ruhsatsız silahla önce teneke kutulara daha sonra "Acaba vurabilir miyiz?" diyerek sabah namazına giden Tamer Koç’a (28) ateş ederek başından vurup öldüren Ramazan Y. (32) ile Savaş M. (33) yakalandı.
İnkilap Mahallesi, Ozan Caddesi üzerinde sabah namazına gidenler
yolda kanlar içinde yatan Tamer Koç’un cesedi ile karşılaştı.
Tuzla’da bir televizyon fabrikasında çalışan Tamer Koç’un, başının
arkasına isabet eden 7.65 çapında bir mermiyle vurularak
öldürüldüğü belirlendi. Yakınları 9 aylık hamile olan Tamer Koç'un
eşini, ölüm haberi üzerine doğum yapma ihtimaline karşı
hastaneye kaldırdı.
Cinayet Büro Amirliği tarafından olayla ilgili başlatılan
soruşturmada polis Tamer Koç’un ilişkilerini incelerken hiçbir
düşmanın olmadığını tespit etti.
MİNİBÜS GÖRÜNTÜSÜNDEN YAKALANDILAR
Bunun üzerinde çevrede bulunan güvenlik kameraları incelenmesinde bir su firmasına ait minibüsün sabah saat 06.00 sıralarında bölgede dolaştığı belirlendi. Sabahın erken saatleri olmasına rağmen dolaşan su minibüsünü şüpheli bulan dedektifler, firma ile irtibata geçti. Minibüsü Savaş M.’nin kullandığı belirlendi. Evinde sarhoş olarak bulunan Savaş M. akşam saat 20.00’den beri içki içtiklerini arkadaşı Ramazan Y.’nin ruhsatsız silahıyla gece boyunca önce havaya, daha sonra teneke kutulara, elektrik direklerine ateş ettiğini söyledi.
Savaş M. son olarak Ramazan Y.’nin yolda yürüyen bir şahsı göstererek "Acaba onu vurabilir miyim" diyerek ateş ettiğini belirtti. Su firmasında dağıtıcı olarak çalışan Savaş M., "Ona adamı vurduğunu ve yere düştüğünü söylediğimde bana ‘Hasta olduğu için düşmüştür’ cevabını verdi. Minibüsle yanlarına gittiğimizde başındaki kanı görüp oradan kaçtık" dedi. Bunun üzerine polis, Ramazan Y.’yi de gözaltına aldı. Ramazan Y.’nin evinde yapılan aramada 7.65 çapta ruhsatsız bir silah ele geçirildi.
AYILDIKTAN SONRA İFADE VEREBİLDİLER
Cinayet Büro Amirliği’ne getirilen Ramazan Y. ve Savaş M. hala alkolün etkisinde oldukları için saatler sonra ayıldıklarında ifade verebildi. Daha önceden gasp ve ruhsatsız silah bulundurmak suçlarından poliste kaydı olan Ramazan Y., hedef gözeterek ateş etmediğini rastgele açtığı ateş sonucu yolda yürüyen bir kişi öldürmüş olabileceğini söyledi. Ramazan Y. "Rastgele havaya ateş ediyordum. Çok sarhoştum ne yaptığımı hatırlamıyorum" dedi.