Tecavüz kaderi oldu
Abone ol15 yaşında uğradığı tecavüzden çocuk sahibi oldu. Memleketini terk etti. Bir çocuğu daha oldu. ancak boşandı.
Saliha Yıldız 1993'te, henüz 15 yaşındayken ailesiyle birlikte
yaşadığı Karabük'te, o zaman 8 yaşında olan kız kardeşiyle birlikte
Safranbolu'da bulunan ablasına gitmek üzere yola çıkmıştı. Yol
kenarında beklerken yanlarında duran bir otomobilden inen,
tecavüzden sabıkalı Sedat Doğan ve hırsızlıktan sabıkalı Mehmet
Acar tarafından zorla araca bindirilen Yıldız ve kardeşi, Kastamonu
yolundaki ormanlık alana götürüldü. 8 yaşındaki kardeşini otomobile
kilitleyen saldırganlar, Yıldız'ı ise ormanın 200 metre kadar içine
doğru sürükledi. Genç kız burada önce Sedat Doğan'ın, ardından da
Mehmet Acar'ın tecavüzüne uğradı. Saldırganlar konuşmamaları için
tehdit ederek ikisini de arabadan attı. Tehdit ettiler Plakayı alan
genç kız, daha sonra da devam eden tehditler nedeniyle olanları
kimseye söyleyemedi. 6 ayın sonunda ise karnı büyümeye başlayınca
doktora götürüldü. Muayene sonucunda da hamile olduğu anlaşılan
Saliha Yıldız, herşeyi anlatmak zorunda kaldı. Babanın şikayeti
üzerine Yıldız'ın verdiği plakadan yola çıkan polis, kısa sürede
iki tecavüzcüyü yakaladı. Ancak suçlamaları kabul etmeyen Doğan ve
Acar, ertesi gün 3'er milyon lira kefaletle serbest bırakıldı.
Doğan ve Acar, olaydan 2 ay sonra yeniden tutuklandı. Ancak 24 gün
sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Hiç mutlu
olmadı Tecavüz kurbanı Saliha Yıldız ise bir erkek çocuk dünyaya
getirdi. Yargılama sırasında Adli Tıp Kurumu Biyoloji Dairesi
tarafından hazırlanan rapora göre de küçük çocuğun yüzde 99.28
ihtimalle Mehmet Acar'dan olduğuna karar verildi. Genç kadın ise
kısa bir süre sonra, kendisinden yaşça hayli büyük komşusuyla
evlendirildi. Bu evliliğinden de bir çocuk sahibi olan Saliha
Yıldız iki yıl sonra ayrılmak zorunda kaldı. Ailesiyle birlikte
Karabük'ü terkederek İstanbul'a yerleşen Yıldız, iki çocuğuna
bakabilmek için ses sanatçılığı ve dansözlüğe başladı. Dört yıl
süren yargılamanın sonucunda ise Sedat Doğan 8 ay, Mehmet Acar ise
7 ay 10 gün hapisliğin ardından özgürlüğüne kavuştu. Uğradığı
tecavüzün ürünü olarak dünyaya gelen ve bugün 9 yaşında olan E'nin
ise henüz bir kimliği dahi yok. Psikolojim bozuldu Yasaya göre
doğumdan itibaren bir yıl içersinde babalık davası için mahkemeye
başvurması gereken Yıldız, bu sürede mahkemeye başvuramadığı için
dava açma hakkı zaman aşımına uğradı. Tazminat davası açmak için
gerekli olan harç bedelini de bulamayan Saliha Yıldız, bu parayı
bulsa bile, açacağı dava sonucunda tebligat yapabilmek için
sanıkların adreslerini tespit edemiyor. Yıldız, en çok korktuğu
şeyin küçük E.'nin sağlık sorunu olduğunu söylüyor ve ekliyor "Ben
zararlı da çıksam, artık olan olsun. Zaten yeterince çektim.
Psikolojim bozuldu. Bana birşey olursa bu çocuklar ortada kalır. Ne
olursa olsun bu davanın peşini bırakmayacağım. Bırakayım da bu
çocuklarda mı, hırsız, tecavüzcü olsun." Nüfus cüzdanı yok Üç
yıldır E'yi mahkeme kararıyla okula kaydettirebilen Saliha Yıldız,
fiziki olarak gelişme geriliği bulunan ve migren teşhisi konan
küçük çocuğu tedavi de ettiremiyor. Yıldız, "Okulda sadece müdür ve
öğretmenleri biliyor. İlk başta okula kayıt ettirmem çok zor oldu.
Ancak sonra kabul ettiler. Bir soyadı ve nüfus cüzdanı yok. Her
sene iki tecavüzcünün yargılandığı davanın kararıyla okula
gidiyorum ve kayıt yaptırıyorum. İleride çocuğum daha da çok soru
sormaya başlayacak ve olayların farkına varacak. Aslında çok
başarılı bir çocuk ama kendini derslerine veremiyor. Bu da beni çok
üzüyor." diyor. Tüm bunların sonucunda Saliha Yıldız'ın ağzından
tek bir cümle düşüyor; "benim suçum neydi" Kaynak : Sabah