Bağcılar’da 3 yıl önce ailesinden şiddet gördüğünü öne sürerek evi terk eden M.E. (26) yanında kaldığı iş arkadaşı B.A.'nın (35) yardımıyla kocası Y.A.'nın (28) kendisine tecavüz ettiğini iddia etti. Tutuklanan B.A. ve Y.A. M.E.’nin eve ‘kuma’ geldiğini, ailesinin baskısından korktuğu için böyle bir yalan söylediğini belirterek birlikte çekilmiş fotoğraflarını delil olarak sundu. Davayı karara bağlayan mahkeme, sanık karı-koca B.A. ve Y.A.’nın beraatına karar verdi. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamesinde M.E.’nin anlatımlarına yer verilerek olay şöyle anlatıldı: “M.E. 19 Aralık 2015’te işe gitmek için evden ayrılan kız kardeşi M.E.’nin işe gitmediğini öğrenince polise haber verdi. Daha sonra kardeşinin Y.A. ve B.A. çiftinin evinde olduğunu öğrendi ve polise DEAŞ’la bağlantılı olabileceklerini söyledi. Güvenlik güçlerinin ihbar üzerine gittiği evde kapıyı M.E. açtı ve evde yalnızdı. M.E. ifadesinde bir tekstil atölyesinde birlikte çalıştığı B.A.’nın kendisini mesai başlangıcından önce bir parka çağırdığını söyleyerek, ‘Yanında eşi Y.A. ile birlikte gelmişti. Daha sonra ikisinin evine gittik. Bana dini sorular sormaya başladılar. "BANA TECAVÜZ ETTİ": Rahatsız oldum, saat 12.00 gibi evime gitmek istedim. Montumu giydiğim sırada Y. beni zorla eve çekti. Ellerimi koli bandıyla bağladılar, ağzımı bantladılar, sonra beni bir çekyatın üzerine yatırıp ayaklarımı açık olacak şekilde çekyata bağladılar. B.A. bıçakla kıyafetlerimi kesti. Y.A. ‘Sana dediğimi getir’ dedi. Bunun üzerine B.A. bir bardağa koyduğu üç hapı suyla karıştırarak zorla bana içirdi. Uykum gelince direnemedim ve Y.A. bana tecavüz etti. Daha sonra B.A. kanlı bez parçasını bana gösterip ‘Artık sen bizim namusumuzsun, bir yere gidemezsin’ dedi. Ellerim bağlı şekilde evin içerisinde kaldım. Y.A. bir kez daha tecavüz etti. Son günlerde ellerimdeki bağları açtılar, kötü davranmadılar” dedi. ‘DİNİ NİKÂHLI EŞİMDİ’: Evden alınan örtü üzerine yapılan incelemenin ardından verilen Adli Tıp raporunda, M.E., Y.A. ve B.A.’ya ait vücut sıvısı meni lekelerinin karışık halde bulunduğu kaydedildi. Y.A. savcılığa yazılı olarak gönderdiği dilekçesinde, “Filiz takma adıyla tanıdığımız M.E. evimize geldi, ailesinden şiddet gördüğünü söyledi. Evimize aldık. Daha sonra bana âşık olduğunu söyledi ve dini nikâh yaptık. Eşim B.A. da resmi nikâhlıdır” dedi. ‘BİRBİRLERİNİ SEVDİKLERİNİ SÖYLEDİ’: B.A. ise eşi Y. ile M.E.’nin ilişkisi olduğunu ve zaman zaman evlerine geldiğini söyleyerek, “Bizi parka çağırdığında gözünde morluklar gördük. Ailesinin yaptığını söyledi. Evde detaylı anlatmak istedi. Bize gittik, kollarındaki morlukları da gösterdi. Telefona kaydettik. Bir hafta boyunca bizde kaldı.Kesinlikle ellerini bağlamadık ve zorla alıkoymadık. Bir gün bana eşim Y. ile ben evde yokken cinsel ilişkiye girdiklerini ve birbirlerini sevdiğini söyledi. Ben de kabul etmek zorunda kaldım. Ancak ben evdeyken cinsel ilişkiye girmediler” dedi. Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nce 2016 yılından bu yana görülen davada soruşturma aşamasında tutuklu olan B.A. bir süre sonra tahliye edildi. Kaçak olan Y.A. ise 2017 yılının Temmuz ayında tutuklandı. Savcı mütalaasında sanıklar B.A. ve Y.A.’nın cezalandırılmasını istedi. Önceki gün görülen duruşmaya ise tutuklu sanık Y.A. ve avukatı katılırken, B.A. ile mağdur taraftan kimse katılmadı. Sanıkların avukatı duruşmada mağdur M.E.’nin baskı altında bu ifadeyi verdiğini iddia etti. Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti sanık karı koca B.A. ve Y.A.’nın beraatine karar verdi.