Tecavüz edenler değil edilen suçlandı!
Abone olMardin'de 13. yaşındaki N.Ç'ye tecavüz iddiasıyla açılan 26 sanıklı 'utanç davası'nın gerekçeli kararı şok yarattı. Karar'da 'N.Ç isteseydi tecavüzü engellerdi' denildi
Mardin’de 13 yaşındaki N.Ç.’ye tecavüzle suçlanan
aralarında asker ve devlet memurlarının da olduğu 26 sanıkla ilgili
‘utanç davası’ geçen Eylül’de karara bağlanmıştı. Tam 7 yılda
tamamlanan davada sanıklar iyi hal indiriminden yararlandırılmış ve
alt sınırdan cezalandırılmıştı. İşte bu şok kararın gerekçeleri de
şok yarattı...
RIZASI VARDI PARA KAZANMAK İZİN YAPTI
-N.Ç.’nin rızası vardı, para kazanmak için
yaptı
-Her şeyin farkındaydı, zorla
alıkonulmadı
-Cebir ve baskı yok, isteseydi karşı
koyabilirdi
Mardin’de 2002 yılında ortaya çıkan bir tecavüz olayı Türkiye’yi
derinden sarsmıştı. 13 yaşındaki N.Ç’nin fuhuşa sürüklendiği ve
bakire olması nedeniyle, kendisini satan kadınlar tarafından
aralarında asker, memur, korucu, muhtar gibi birçok devlet
görevlisinin bulunduğu 26 erkekle ters ilişkiye girmeye zorlandığı
ortaya çıkmıştı. N.Ç kendisine tecavüz edenlerle ilgili olarak
açılan davada adalet istediğini dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e
bir mektupla bildirmişti.
BAKAN'A BEN DAHA ÇOCUĞUM DEMİŞTİ
N.Ç mektubunda, “Sayın bakan adım N.Ç. 13 yaşındayım. Ben daha
çocuğum. Küçük yaşta çekmediğim acı kalmadı. 12 yaşındayken; babam
ve dedem yaşındaki onlarca adam bana 7 ay boyunca zorla tecavüz
ettiler. Davam hala devam etmektedir. Ben bunların hiçbirini hak
etmiyorum. Gazeteleri her gün takip etmekteyim. Her gün bir genç
kızın hayatı kararıyor. Yeter artık biz çocuklar okumak istiyoruz.
Oyun oynayacak çocuklarız. Ben artık hiçbir genç kızın hayatının
kararmasını istemiyorum. O kötü acıyı ben çektim, başka kimsenin
çekmesini istemiyorum” diye yazmıştı. N.Ç.’nin bu çığlığına rağmen
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan dava, geçen Ekim ayında, 8
yıl sonra ve sanıklara verilebilecek en hafif cezalarla karara
bağlanmıştı.
26 TECAVÜZCÜYE İYİ HAL İNDİRİMİ
Mardin 1. Ağır Ceza Mahkemesi, N.Ç.’ye bir kez tecavüz eden 13
sanığı, 15 yaşından küçük çocuğun ırzına geçtikleri gerekçesiyle,
alt sınırdan 5 yıl hapisle cezalandırmıştı. Mahkeme, sanıkların
cezalarından 6’da 1 oranında iyi hal indirimi yaparak, cezayı 4 yıl
2 aya düşürmüştü. Mahkeme, N.Ç.’ye birden çok defa tecavüz eden 11
sanığa ise 5 yıl 10 ay vermiş ve yine iyi hal indirimi ile cezayı 4
yıl 10 aya düşürmüştü. 18 yaşından küçük bir sanığa 3 yıl 2 ay ceza
veren mahkeme, bir sanığı ise eyleminin teşebbüs aşamasında kalması
nedeniyle 1 yıl 4 aya mahkum etmişti.
Bütün sanıklara iyi hal indirimi uygulayan mahkeme N.Ç.’yi
pazarlayan ve kendileri de fuhuş yapan T.T. ve E.A. isimli iki
kadına ise alt sınırdan değil, alt sınırın 1 yıl üzerinde 6 yıl
ceza vermiş, daha sonra bu cezayı suçun birden çok kez işlenmesi
nedeniyle 9 yıla çıkarmıştı. Mahkeme bu iki kadına iyi hal indirimi
de yapmamıştı. Satanlar iffetsiz, tecavüzcüler değil Gerekçeli
kararda, 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eden erkeklere alt
sınırdan ceza verip, üstüne bir de iyi hal indirimi yapılırken iki
kadına alt sınırın üstünde ceza verilerek iyi hal indirimi
yapılmamasının nedeni şöyle açıklandı: “İki kadının duruşmadaki
olumsuz tavırları, kendi yaşadıkları iffetsiz hayatı 13 yaşında bir
çocuğa da yaşatmak şeklinde gözüken olumsuz tutum ve davranışları
göz önüne alınarak haklarında takdir indirimi
yapılmamıştır.” Kararda buna karşılık işledikleri suçu
inkar ederek N,Ç.’ye hayır işlemek için para verdiklerini ileri
süren, N.Ç.’ye, “Bizimle yatmak istedi, kabul etmeyince de ‘Sizin
başınıza iş açarım’ diyerek tehdit ettiği” iftirasını atan
sanıklara iyi hal indirimi yapılmasını ise “duruşmadaki
tavırlarına” bağladı.
ZORLA ALIKONMAMIŞ
Gerekçeli kararda, sanıklar hakkında, alt sınırdan, yani
verilebilecek en hafif cezanın verildiği konusunda tartışma
yaratacak ifadeler kullanıldı. Mahkeme sanıklara ‘cebir, tehdit ve
hileli vasıtalar’ kullanarak 15 yaşından küçük çocukla cinsel
ilişki kuranlara en az 10 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin
maddeyi işletmemesini açıklarken, “N.Ç.’nin hem kendisini
pazarlayan iki kadının yanına, hem de kendisiyle ilişkiye giren 26
kişinin yanına rızasıyla gittiği” yorumuna yaptı. Mahkeme ayrıca
sanıkların N.Ç.’yi zorla alıkoymadığını, N.Ç’nin rızası olduğu
yorumunu da yaparak sanıklar hakkında tecavüzün yanı sıra
“alıkoyma” suçundan açılan davanın da zamanaşımına girmesine yol
açtı. Mahkeme, N.Ç.’nin rızası olduğu yorumunu yapmasaydı sanıklara
bu suçtan ayrıca 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası daha
verilecekti.
Kötü olduğunun farkındaymış!
Kararda, İstanbul Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu’nun, N.Ç. ile
ilgili raporundaki “Olayın ahlaki radaetini müdrik (Ahlaki
kötülüğünün farkında olduğu) olduğu” ifadelerine de yer verildi:
“N.Ç.’nin mağduresi olduğu olayların ahlaki radaetinin
(kötülüğünün) farkında olduğu, bu olaylara ruhsal yönden karşı
koymaya muktedir olduğu halde kendi iradesiyle para kazanmak
amacıyla sanıklar T. ve E. ile irtibata geçtiği veya bunlarla
irtibata geçen diğer sanıklarla ilişkiye girdiği anlaşılmaktadır.
Adli Tıp’ın tespitine göre, mağdurenin olay tarihindeki gerçek yaşı
15’tir. Sanıkların maddi veya manevi bir cebir kullandıklarına dair
unsurun bulunmaması, mağdurenin yaşının da kanunun suç olarak kabul
ettiği 15 sınırında olması nedeniyle, sanık T. ve E. dışındaki
sanıklar için cezaların alt sınırdan tayin edilmesi gerektiği
kanısına ulaşılmıştır.”
EN ALT SINIRDAN CEZA ALDILAR!
13 yaşındaki N.Ç’ye tecavüzle suçlanan ve o dönem Kızıltepe
Kaymakamlığı Yazı İşleri Müdürü olan R.S ile Mardin İl Jandarma
Komutanlığı’nda görevli yüzbaşı E.E.’nin de aralarında bulunduğu 26
sanığa, iyi hal indirimiyle “cinsel istismarda bulunmak”
gerekçesiyle 1 yıl 8 ay ile 5 yıl arasında değişen hapis cezaları
verildi. Mahkeme, sanıklara eski Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 414.
maddesinin 1. fıkrasından ceza verdi. Bu fıkrada, “Her kim 15
yaşını bitirmeyen bir küçüğün ırzına geçerse beş seneden aşağı
olmamak üzere ağır hapis cezasına mahkûm olur” hükmü yer alıyor. Bu
fıkra, ancak küçük çocuğun rızası varsa işletilebiliyor. Bunun
yerine, aynı maddenin ikinci fıkrasını uygulasaydı, yani N.Ç.’nin
rızasının olmadığına hükmedilseydi sanıkların her birine en az 10
sene ceza verilecekti. (Vatan)