TDK'dan uydurukça savunması
Abone olTürk Dil Kurumu, Türkçe ile ve toplumla uzlaşma sinyali verdi: Yumurtaya 'tavuksal fırtlangaç', otobüse 'götürgeç' demedik...
TDK Başkanı Prof. Dr. Şükrü Haluk Akalın, zaman zaman halk
arasında TDK'nin bazı sözcüklere karşılık olarak bulduğu iddia
edilen yeni sözcüklerin gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, "TDK,
hiçbir zaman otobüse (çok oturgaçlı götürgeç), yumurtaya da
(tavuksal fırtlangaç) gibi bir karşılık üretmemiştir" dedi.
Türk Dil Kurumu, birinci baskısının tamamlanışından 60 yıl sonra,
Türkçe sözlüğün 10. baskısını hazırladı. Tarihin belli dönemlerinde
dilimize yeerleşmiş kelimeye karşı savaş açan TDK'nın Başkanı Prof.
Dr. Akalın, toplumun 'uydurukça' diye nitelediği kelimeleri
reddetti. TDK Başkanı, toplumda kabul gören kelimelere ise sahip
çıktı. Akalın, "Bugün dilimizde kullanılan uçaktan bilgisayara,
buzdolabından derindondurucuya kadar pekçok söz türetilmiş ve
günümüzün söz dağarcığına kazandırılmıştır. Yabancı kelimelerin
yerine Türkçe karşılıkların yerleşmesi çok önemli" dedi. Türkçe
karşılıkların dile yerleşmesi konusunda halkın sözcükleri
benimsemesinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Prof. Dr. Akalın,
bu noktada kitle iletişim araçları ve edebiyatçılara da görevler
düştüğünü kaydetti. Halk arasında TDK'nin bazı sözcüklere karşılık
olarak bulduğu iddia edilen yeni sözcüklerin gerçeği yansıtmadığını
ifade eden Prof. Dr. Akalın, "Uydurma lafları duyan kişilerin
sözlüğümüzü açıp bakmasını öneriyorum. Bunlar uydurma, yakıştırma
şeyler" diye konuştu.
Dağarcığa her gün iki söz
Prof. Dr. Akalın, "Çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu 25 binin
üzerinde kişiye her gün elektronik posta aracılığıyla 2 sözcük
yolluyoruz. 'Dağarcığına Her Gün İki Söz' adını verdiğimiz bu
hizmetten yararlananlar arasında edebiyatçılar, gazeteciler,
sanatçılar ve pekçok meslek grubundan kişiler bulunuyor" diye
konuştu.
DİLDE SON SÖZ MİLLETİN
Dil devrimi ve ardından 50'li yıllarda Nurullah Ataç hareketiyle uç
noktalara taşınan 'sadeleşme' çabaları TDK'nın da Türkçe'nin de
canına okudu. Türk Dil Kurumu uzun yıllar 'mizah muhalefetiyle'
kendisiyle dalga geçenlerin kurbanı oldu.
Akalın'ın da şikayetçi olduğu bu muhallif dalga sözlük İstiklal
Marşı'na 'ulusal düttürü' Hostese 'gökkonuksal avrat' deme
boyutlarına vardı. Bütün bunlar dil devrimi ile bir gecede diline
yabancılaştırılan milletin tepkisiydi. Atilla İlhan küçük bir
çocukken Atatürk'ün bazı demeçleriyle alay ettiklerini anlattı.
Hilmi Yavuz ise dilde hangi kelimelerin kullanılacağını halkın
belirlediği görüşünde. 'Kitap yerine 'Metik'i halk benimsemedi. Bu
yüzdende kalıcı olmadı' diyor.
" Kitap yerine 'Metik'i kabul ettiremediler"
HİLMİ YAVUZ: " TDK'nın siyasetiyle dalga geçmek
için muhafazakar kesim 50'li yıllarda bunları üretti. Bu sözler
hiçbir zaman ciddiye alınmadı zaten. Nurullah Ataç'ın öncülük
ettiği dilde aşırı gelebilecek özleşme çabalarını eleştirmek
içindi. Gerçekten de Ataç'ın öne sürdüğü bazı kelimeler
benimsenirken bazıları halk tarafından elendi. Ama Aydınların ve
halkın yeni sözcükleri benimserken nasıl bir kriteri
kullandıklarını bilmiyoruz. İnsanlar "hayat" yerine "yaşam"ı kabul
ettiler ama 'kitap' yerine 'Metik' i kabul etmediler.
"Dil meselesi Gazi'nin iki hatasından biri"
ATTİLA İLHAN: "Dil meselesi Gazi'nin yanlış
yaptığı iki işten biridir.Daha sonra yanlıştan döndü. Sonra
gelenler sanki o işten dönmemiş gibi kaldığı yerden devam ettiler.
Ben ilkokuldayken Osmanlıca-Türkçe kılavuz geldi. Biz ufacık
çocuklar bu işi alaya aldık. O zaman Cumhuriyet Halk Partisi
diyecek yerde 'Kamul Buyrul Tüz Bölemi' diyorladı. Atatürk'ün o
günlerde verdiği bazı demeçleri var böyle laflar kullanmış,birden
bire Kamul Buyrul Tüz Bölemi demeye başladı, ona hiç yakışmıyordu.
Sonunda halkın konuştuğu dil Türkçe'dir dendi.
"Kışın nasıl geçiyorsa yazın da öyle geçiyor"
MEHMET NİYAZİ ÖZDEMİR: "Bu öz Türkçe dedikleri
şeyle ne bir yazar olarak ne de bir vatandaş olarak barışamadım.
Geçenlerde Hürriyet Gazetesi muhabiri aradı "Yazın hayatınız nasıl
gidiyor efendim?"diye sordu telefonda. Bende çok sinirlendim ve
"Kışın hayatım nasıl gidiyorsa yazın öyle gidiyor" deyip telefonu
kapattım."
"Dil züppelerini de unutmayın!"
HÜSEYİN MOVİT: İngilizce dilimizi istila etti.
Türk Dil Kurumu'nun zamanında aşırıya giden öz Türkçe çabalarıyla
dalga geçenlerin ortaya attıkları bu sözleri hatırlamak iyi de. Bir
yandan da 'Akaryakıt' demek varken 'fueloil' 'Kaptıkaçtı' demek
varken 'Steyşın' Tekel yerine 'Monopol', Oran yerine Rasyo diyen
dil züppelerini unutmayalım.
BİR FIKRA
Sabun da mı bulamadın?
Çocuk İstanbul'a okumaya geliyor. Sonra köyüne dönüyor. Üstü başı
kirli bir şekilde. Babası 'oğlum niye yıkanmadın hiç?' diyor. Oğlu
cevap veriyor: "baba olanak bulamadım" Babası : "Olanak
bulamadıysan sabun da mı bulamadın"
Haber: Fatma Durmuş
Kaynak: