TCDD'dan bilirkişi raporuna sert tepki
Abone olTCDD Genel Müdürlüğü, İstanbul Barosu'nun isteği üzerine mahkemenin hazırlattığı bilirkişi raporunun bazı bölümlerinin 'cımbızla çıkarıldığı'nı iddia etti. İşte ayrıntılar
TCDD Genel Müdürlüğü'nden yapılan yazılı açıklamada,
Pamukova'daki tren kazasıyla ilgili olarak İstanbul Barosu'nun
isteği üzerine mahkemenin hazırlattığı bilirkişi raporunun bazı
bölümlerinin cımbızla çıkarılarak, kamuoyuna ''kaza raporu'' olarak
sunulduğu ve kamuoyunun yanlış bilgilendirildiği belirtildi. TCDD
Genel Müdürlüğü açıklamasında, bugün bazı basın yayın organlarında
çıkan konuyla ilgili haber anımsatılarak, şunlar kaydedildi: ''Söz
konusu rapor, bilirkişiler tarafından 6.11.2004 tarihinde
hazırlanarak mahkemeye teslim edilmiştir. Aradan 2 ay geçtikten
sonra, kaza ile ilgili duruşma öncesinde, eksik ve hatalı çıkış
noktaları dayanak alınarak, rapor nedeniyle kazanın kamuoyunda
yeniden tartışmaya açılması bir anlamda İstanbul Barosu'nun yargı
sürecine müdahalesi anlamına gelmektedir. İstanbul Barosu, haklı
olarak, Yakup Kadri Ekspresi'nin 22 Temmuz'da Pamukova'da raydan
çıkmasıyla yakından ilgilenmiştir. Ancak, baronun; kazadan sonraki
süreçte Bağımsız Bilim Kurulu Raporu da dahil, hazırlanan
raporlarla ilgilenmediği ve kazanın nedenleri konusunda hiçbir
rapor hazırlanmadan önceki taraflı bakış açısını sürdürdüğü de
görülmektedir.'' DELİLLER KARARTILMADI İddia edilenin aksine
delillerin karartılmadığı ifade edilen açıklamada, trenin hız
tecavüzü sonucu raydan çıktığının kesin olarak belirlendiği
kaydedildi. Açıklamaya şöyle devam edildi: ''Trenin hangi noktada
raydan çıktığı, raydan çıkma nedeni, trenin raydan çıktığı noktada
(Kilometre 183+387) hiçbir çalışma yapılmadığı, delillerin hiçbir
şekilde karartılmadığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde açığa
kavuşmuştur. Bağımsız Bilim Kurulu Raporu da dahil, yerli-yabancı
bağımsız bilirkişilerce hazırlanan raporlarda da, trenin sürat
tecavüzü nedeniyle raydan çıktığı belirlenmiştir. Hal böyleyken,
İstanbul Barosu'nun isteği üzerine hazırlanan raporda 52
kilometrelik sürat tecavüzünün dikkate bile alınmamasının hangi
bilimsel ve hukuki mantıkla izah edilebileceği anlaşılamamıştır.
Baro Başkanı, demecinde tren hızlarının Ulaştırma Bakanı ve TCDD
Genel Müdürü'nün emriyle belirlendiğini iddia etmektedir.
Kuruluşumuzda bir trenin nasıl sefere konulacağı, seyir süresinin,
asgari ve tabii seyir müddetinin ne olacağı ilgili teknik
birimlerin kolektif çalışması sonucu işletme koşullarına göre
belirlenmektedir. Sefere konulan bir trenin hız limitlerinin
talimatla belirlendiği iddiası asılsız olmaktan öte çirkin bir
iftiradan ibarettir.'' ''CUMHURİYET SAVCILIĞI'NA GÜVENMEYEN BARO
BAŞKANI'' Açıklamada, İstanbul Barosu Başkanı Kazım Koloğlu'nun,
''Deliller karartılmadı'' şeklinde açıklama yapan Cumhuriyet
Başsavcısı'na bile güvenmediği ifade edilerek şöyle devam edildi:
''İstanbul Barosu Başkanı, bir gazetedeki demecinde, delillerin
karartıldığı iddiasını yineledikten sonra ''Cumhuriyet
Başsavcılığı, yasadışı eylemler yapanlar hakkında soruşturma
başlatmalı'' ifadesini kullanmıştır. Oysa, Pamukova Cumhuriyet
Savcılığı, kazanın hemen ertesinde delil karartma iddialarını
yalanlayarak kaza bölgesinin güvenlik çemberine alındığını
belirtmiştir. Cumhuriyet savcısına güvenmeyen bir baro başkanının,
hukuk ilkelerine ne ölçüde bağlı olduğunun takdirini kamuoyu
yapacaktır. Pamukova kazası ve kaza nedenlerinin, düz yolda verilen
azami 140 kilometre/saat hız limitiyle hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır. Dün kamuoyuna tanıtılan raporda, bilirkişinin kaza
nedeni olarak personelimizin livre doğal süresine uymasını
göstermesi inanılması güç bir çelişkidir. Kaza, personelin livreye
uymasından değil, uymamasından kaynaklanmıştır. TAZMİNATLAR
HESAPLANDI Kuruluşumuz, kazada hayatını kaybeden yolcularımızın
yakınlarıyla sürekli irtibat içinde olmuş, belgelerin tamamlanması
kaydıyla, Dahili Sigorta Fonu'muzdan tazminatların ödeneceğini
belirtmiştir. Şu ana kadar hayatını kaybeden 15 yolcumuza ait
belgeler tamamlanmış, tazminatları hesaplanarak kanuni varislerine
bildirilmiştir. Hal böyleyken İstanbul Barosu'nun tazminatlar
konusunda, TCDD tarafından hiçbir şey yapılmamış gibi basın yoluyla
açıklama yapması anlaşılamamıştır. Kaza yapan lokomotif de dahil,
Ankara-İstanbul hattında çalışan E 52500 tipi lokomotiflerimizin
kilometre kadranlarının 150 km/h iken 180 km/h olarak
değiştirildiği iddiaları da gerçek dışıdır. Bu lokomotifler; 180
km/h kadranlı olarak imal edilmiştir. Rapor dayanak alınarak
kazanın tren personelinin disiplinsizlikleri, özensizlikleri sonucu
değil, İşletmenin yeni felsefesi doğrultusunda meydana geldiği
iddiaları ve bu iddiaların demiryoluna olan güveni sarsma amaçlı
kullanılması hiçbir şekilde kabul edilemeyecek mesnetsiz
iddialardır. Şayet rapor hazırlayıcılar ve rapor yorumlayıcılar, 80
km/saat azami hız sınırına uymayıp, 52 kilometre sürat tecavüzü
yaparak, 132 km/saat izinsiz sürat yapmayı kural ihlali olarak
kabul etmiyor da, kabahati İşletme felsefesinde arıyorsa; hukuk
bilimi de dahil hiçbir bilimin bu noktada söyleyecek sözü kalmamış
demektir. Bu anlayış, her türlü kural ihlalini ve disiplinsizliği
meşrulaştıracak bir karakter arz etmektedir. Pamukova kazası
bağlamında yapılan tartışmaların yeniden demiryollarına olan güveni
sarsıcı boyuta getirilmemesi için herkesin ve her kesimin
sorumluluk bilinciyle hareket etmesi ülkemiz menfaatinedir.''