TBMM'den Suriye ve Mısır atağı!
Abone olMeclis başkanı Cemil Çiçek, tüm parlamentolara mektup gönderdi.
İNTERNETHABER.COM- TBMM
Başkanı Cemil Çiçek, Suriye ve Mısır'da yaşananlara ilişkin başta
ABD olmak üzere 45 ülkenin parlamento başkanları ile Avrupa
Parlamentosu Başkanı ve 8 uluslararası asamble başkanına mektup
gönderdi.
TBMM Başkanı Çiçek'in mektubu şöyle:
"Sayın Başkan Değerli Meslektaşım,
Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde 2610 yılı sonunda
haşlayan ve 2011 yılında ivme kazanan köklü değişim ve
demokratikleşme süreci, demokrasinin gelişmesi, temel insan hak ve
özgürlüklerinin yaygınlaşması bağlamında hepimizi
umutlandırmıştır.
Küresel Ölçekte de önemli yansımaları olması beklenen tarihi
önemdeki bu süreç bölge halklarının meşru taleplerine dayalı olarak
ortaya çıkmıştı. Bölge halkları daha onurlu ve daha iyi koşullarda
bir yaşam için demokratik taleplerini seslendirdiler. Hepimizin
ortak umudu, etnik veya mezhep temelinde ayrışmalara meydan
vermeden, yönetimlerin halklarının meşru taleplerini dikkate
almaları ve bu doğrultuda zamanlı reformlar gerçekleştirmeleri
idi.
Halkların özgür iradeleriyle seçtikleri temsilcilerinin yer
aldığı parlamentoların oluşması hiç şüphesiz bölgenin en büyük
kazanımlarından biri olacaktır. Su noktada, parlamentolararası
işbirliği yoluyla bizlerin de seçilmiş temsilciler olarak Ortadoğu
halklarının demokratikleşme mücadelelerine önemli katla
sağlayacağımız muhakkaktır.
Ne var ki, hepimizi umutlandıran sürecin önemli engellerle
karşılaştığı bir dönemden geçiyoruz. Suriye'de rejimin halkın
taleplerini göz ardı ettiğini ve kendi halkına karşı kanlı bir
mücadele içinde olduğunu görüyoruz. Bu ülkede Mart 2011'den bu yana
devam eden şiddet alaylarında 100 binden fazla insan yaşamını
yitirmiştir. Ülke içinde yerlerinden edilmiş beş milyon kadar insan
bulunmaktadır, yaklaşık iki milyon Suriyeli komşu ülkelere
sığınmıştır. Suriye rejiminin sebep olduğu çok yönlü yıkım bölgede
özgür seçimlerle oluşmuş parlamentoların rol oynadığı
demokrasilerin gelişmesi umutlarına darbe
vurmuştur.
Mısır'da ise 2011 yılında başlayan demokratik sürecin askeri
darbeyle kesintiye uğradığı bir kriz söz konusudur. 3 Temmuz 2013
tarihinde yapılan askeri darbeyle Mısır'ın tarihinde ilk defa özgür
seçimlerle seçilmiş parlamentonun faaliyetlerine son verilmiş, adil
seçimlerle seçilmiş ilk sivil Cumhurbaşkanı devrilmiş, referandumla
yürürlük kazanan Anayasa askıya alınmıştır. Anayasal meşruiyet
Hilal edilmiştir. Ülkede temel insan hak ve özgürlüklerinin açıkça
ihlal edildiği bir dönem yaşanmaktadır. Çok sayıda sivil gösteri
hakkım kullanırken öldürülmüş ve yaralanmıştır. Basın ve ifade
özgürlüğü kısıtlanmıştır. Her yönüyle, demokratikleşme sürecine
darbe vurulmuştur.
Gerek Suriye, gerek Mısır'daki olumsun gelişmeler
uluslararası toplumun sessizliğiyle cesaretlendirilememelidir.
Demokrasi karşıtı, çabalara karşı uluslararası toplum tarafından
ortak ve kararlı bir tutum sergilenmemesinin tehlikeli sonuçları
olacaktır. Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgesinde demokrasinin
gelişmesi ve insan haklarının korunması için ortak çabalara ihtiyaç
vardır. Bölge halkları için demokrasi ve insan haklan açısından
evrensel standartların altında kalan koşullar dayatılmaktadır. Bu
durum kabul edilemez olduğu kadar sürdürülemez
niteliktedir.
Uluslararası toplumun Mısır ve Suriye 'deki gelişmeler
karşısında demokrasi ilkeleri temelinde, insan hak ve
özgürlüklerinin korunmasını amaçlayan ortak bir tutum belirlemesi
acil bir öncelik durumundadır. Vatandaşların din, dil, ırk, mezhep
ayrımına tabi tutulmadan, çoğulcu demokrasinin tüm nimetleri
karşısında eşit haklara sahip olduklarını, yönetimlerin ayrımcı
değil kucaklayıcı bir yaklaşımı samimiyetle sahiplendikleri bir
düzenin oluşturulmasını arzu ediyoruz. Bizlerin de, demokratik ülke
parlamentolarının başkanları olarak bunun gerçekleşmesi için önemli
katkı sunabileceğimize inanıyorum. Parlamentolarımız tarihi bir
sorumluluğa sahiptir. Uluslararası top/uma ortak ve güçlü bir sesle
yapılacak açıklamalarla hükümetler üzerinde etki yaratılabilecek ve
kamuoyu bilgilendirilecektir. Demokratikleşmeye vereceğimiz destek,
oluşacak demokratik rejimlerin yolunu açacak, böylece bölgenin
demokratikleşme çabalarında geri döndürülemez bir aşamaya
geçirmesini sağlayacaktır. Desteğimiz, bölgede aynı zamanda uzun
vadeli istikrar ve barışın da teminatı olacaktır.
'
Bu vesilesiyle, en içten selam ve saygılarımı
sunuyorum."
Mektup, ABD dahil 45 ülkenin halk ve temsilciler meclisi
başkanları ile Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ve
uluslararası asamble olan AGİTPA, NATOPA, AKPM, İSİPAB, APA, AİBPA,
KEİPA ve PAB'ın başkanlarına gönderildi.