TBMM'de Suriye tartışmaları
Abone olAKP hükümeti, TBMM'den Suriye'ye asker gönderme yetkisi aldı ancak muhalefet Türkiye'yi savaşın eşiğine getirdiği gerekçesiyle hükümetin Suriye politikasını sorgulamaya devam ediyor.
AKP hükümeti, TBMM'den Suriye'ye asker gönderme yetkisi aldı ancak muhalefet Türkiye'yi savaşın eşiğine getirdiği gerekçesiyle hükümetin Suriye politikasını sorgulamaya devam ediyor.
Bu kapsamda anamuhalefet partisi CHP'nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hakkında verdiği gensoru önergesinin öngörüşmelerine AKP hükümetinin "Suriye politikası" damgasını vurdu.
Beklendiği gibi AKP çoğunluğu dışişleri bakanının gensoruyla düşürülmesine izin vermedi.
Zaten muhalefetin de bu yönde bir iddiası yoktu, amaç AKP'nin Suriye politikasını kamuoyu önünde tartışmaktı.
Görüşmelerde muhalefet, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan öncelikle Ankara'ya indirilen Suriye yolcu uçağındaki "malzeme"yle ilgili bilgi istedi.
Başbakan Erdoğan dün akşam, uçağın içinde Türkiye'deki silah üretimini gerçekleştiren "Makina Kimya Endüstrisi (MKE) muadili bir kurumdan Suriye Savunma Bakanlığı'na gönderilen malzemeler" olduğunu söylemiş; ancak malzemenin ne olduğunu kamuoyuna açıklamamıştı.
Ancak Davutoğlu, uçak meselesine hiç girmedi.
Davutoğlu hakkında son 6 ayda ikinci gensoru önergesini veren CHP görüşmelerde, bir süre önce ziyaret etmek istedikleri ancak hükümet yetkililerinin girişlerine izin vermediği Hatay'daki Apaydın kampındaki "misafirler"le hükümete yüklendi.
Kürsüye çıkan CHP Kocaeli Milletvekili Hurşit Güneş, aralarında Özgür Suriye Ordusu'nun komutanı Riyad El Esad'ın da bulunduğu çok sayıda muhalif askerin bu kampta barındırıldığını söyledi, yabancı gazetecilerin girebildiği bu kampa parlamento üyelerinin girememesine tepki gösterdi.
Hurşit Güneş, Apaydın kampında barınan kimi komutanların fotoğraflarını ve yabancı medya organlarına yaptıkları açıklamaları da kürsüden gösterdi.
Güneş, yabancı bir ülkenin askerini TBMM'nin izni olmadan Türkiye'de barındırdıkları için hükümetin "Yüce Divanlık suç işlediğini" de savundu.
'Baasçı' tartışması
Muhalefetin ikinci eleştiri konusu ise, Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, Beşar Esad'ın yerine Faruk Şara'yı önermesiydi.
Muhalefet, CHP'yi "Baasçı" olarak nitelendiren Başbakan Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun, Suriye'nin başına bir Baasçı'yı önermesinin temel bir çelişki olduğunu vurguladı.
Davutoğlu'nun Ortadoğu'da Türkiye'nin daha etkin rol alması gerektiğini ve Yeni Osmanlı idealini anlattığı kitabının adı olan "Derin Strateji" politikasının iflas ettiğine işaret ettiler.
Eleştirileri yanıtlamak için kürsüye gelen Dışişleri Bakanı'nın hedefinde ise, önergeyi veren CHP'nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu vardı.
Tezkereye verdiği destek nedeniyle MHP'ye teşekkür eden Davutoğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu hakkında ise, kendisine "iftira ettiği" gerekçesiyle "en yüksek" miktardan tazminat isteyeceği dava açacağını, kazanması durumunda da, parayı, "Beşar Esad'ın katlettiği Suriyelilerin 'yetim' çocuklarına bağışlayacağını" açıkladı.
Davutoğlu, Apaydın kampıyla ilgili iddialara da yer vererek, kampta kalanların yarıdan fazlasının kadın ve çocuklardan oluştuğunu, böyle bir ortamda "askeri eğitim verilemeyeceğini" savunarak, "Böyle bir kampta askeri eğitim yapılır mı?" diye sordu.
Davutoğlu, muhalefetin Ortadoğu'daki Sünni yapılanma ve Türkiye'nin yüzünü Batı'dan Doğu'ya çevirdiği iddialarına da yanıt verdi.
Devrik Mısır, Tunus ve Libya liderlerinin de Sünni olduğuna işaret eden Davutoğlu, "Esad'a, zulüm yaptığı için karşı çıktıklarını" söyledi.
"Batı yolundan dönüş olmadığını" kaydeden Davutoğlu, "Yakında Schengen engellerini de kaldıracağız, Avrupa ile serbest vizeye geçeceğiz" dedi.
Yapılan oylamada, gensoru önergesinin gündeme alınması AKP oylarıyla reddedildi.