TBMM'de Kürtçe dilekçe krizi
Abone olHAK-PAR öncülüğünde 'Kürdüm, tarafım, talep ediyorum' sloganı ile başlatılan imza kampanyası sıkıntı yarattı. Meclis yetkilisi dilekçeyi almamak için hayli zorlandı...
Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK - PAR) öncülüğünde 24 Mayıs'ta
Diyarbakır'da "Kürdüm, Tarafım, Talep Ediyorum" sloganı ile
başlatılan ve Türkiye'de bir Kürt federasyonu kurulması talebini
içeren kampanyada 1 milyon imza hedeflenirken, 50 bin imza
toplanabildi. Kampanya dilekçesinin TBMM Başkanlığı'na sunulması
sırasında "Kürtçe metin krizi" yaşandı.
İmzalar dün önce AB Ankara Temsilciliği'ne, ardından TBMM'ye
sunuldu. Aralarında Diyarbakır Kürd - Der sözcüsü İbrahim Güçlü'nün
de yer aldığı 8 kişi, AB Ankara Temsilciliği'nde dış ilişkilerden
sorumlu yetkililerle bir araya geldi. Türkçe, Kürtçe ve İngilizce
olarak hazırlanan 50 bin imzalı metni teslim eden grubun, avukat
Sabahattin Korkmaz tarafından okunan basın açıklamasında,
kampanyanın kendiliğinden geliştiği ve hiçbir siyasi odağın
gündeminde olmadığı belirtildi. Korkmaz, toplumun değişik
kesimlerinden gelen ilgi ve destek üzerine bildirgeyi Kürtler
arasında imzaya açtıklarını, ancak yetersizliklerinden ötürü
kampanyayı tüm topluma yaygınlaştıramadıklarını söyledi.
AB ile resmi görüşme!
Güçlü, AB müzakere sürecine Kürtlerin doğrudan taraf olmasını
isteyerek, "Zaman itibarıyla 3 Ekim'i çok önemsediğimiz için
görüşmeyi AB Dış İlişkileri sorumluları ile yaptık. AB ile resmi
olarak görüştük. AB'den Kürtlerin dahil olabileceği bir mekanizma
yaratmasını talep ettik" dedi.
"Eniştelerim de Kürt"
Heyet daha sonra dilekçe ve eklerini vermek üzere TBMM'ye geçti.
Meclis'te belgeleri inceleyen Genel Evrak ve Arşiv Müdürü Şemseddin
Kılınç, "yasalar gereği Kürtçe olan metinleri alamayacağını"
söyledi. Avukat Hasan Dağtekin, "Yasal engel yok. Başvurumuz Türkçe
ama bilgilendirmek için ekler Kürtçe" diye itiraz edince, Kılınç,
"Kurban olayım, Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz, burası Türkiye
Cumhuriyeti devletini temsil eden kurum. Ben kanunlar ne diyorsa
onu yapıyorum" dedi. Klınç, Dağtekin'in "Öyleyse Kürtçe bölümleri
kabul etmediğinize dair tutanak verin" önerisini geri çevirdi.
Dilekçenin Kürtçe bölümlerini ayırarak kaydını yapan Kılınç, "Benim
eniştelerim de Kürt, biz içli - dışlıyız, etle - tırnak gibi
kaynaşmışız. Lütfen böyle yapmayın" diye konuştu.
Mazlum Kürtlerin meşru talebi
TBMM'ye sunulan dilekçede, "Mazlum Kürt halkının meşru taleplerine
duyarsız kalındığı" savunularak, şunlar kaydedildi:
"Kürtlerin en tabi ulusal demokratik ve insani haklarının güvence
altına alınması. Kürt sorununun federal, demokratik ve çoğulcu
çözümü. Nüfusu 20 milyonu aşkın Kürt milletinin yaradılıştan gelen
meşru, bireysel ve kolektif haklarının tanınması. Yasal, anayasal,
idari, siyasi güvencelere bağlanması."
Kaynak: