TBMM Başkanı Şentop, TBMM’de milletvekillerine iftar verdi. İftara Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski TBMM başkanları, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bazı kabine üyeleri ve milletvekilleri katıldı. Şentop yaptığı konuşmada, TBMM’nin iki kere gazilik unvanını hak ettiğini belirterek, “Meclisin ilk gaziliği, bundan 100 yıl evvel Samsun’da başlayan ve neticeye ulaşan Millî Mücadelenin karargâhı olması sebebiyledir. Meclisin ikinci gaziliği ise, 15 Temmuz’da FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain darbe girişimi karşısında gösterdiği yiğitçe duruş ve darbeci hainlerin Yüce Meclisi bombalaması sebebiyledirTürkiye’nin zengin petrol ve doğalgaz kaynakları olmayabilir. Fakat çok daha büyük zenginliklerimiz var. Öncelikle genç ve dinamik nüfusumuz en büyük zenginliklerimizden birisi. Yine dünyanın her köşesine giden, ürünlerini geliştirip pazarlayan iş adamlarımız da bir diğer zenginliğimizdir. Fakat Türkiye’nin en büyük zenginliklerinden birisi, milletimizin siyasi bilincinin yüksek oluşudur” ifadelerini kullandı. Şentop şöyle konuştu: “İki gün önce, Gazi Mustafa Kemal ve mücadele arkadaşlarının Milli Mücadele’yi başlatmalarının 100’üncü yıldönümü münasebetiyle Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde Samsun’da bir araya geldik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarının 100 yıl önce yaktığı kurtuluş meşalesinin nasıl hala canlı olduğunu müşahede ettik. Bu kutlu günü, Türkiye’nin her yerinden gelen gençlerimizle andık. 100 yıl insanların ömrü için uzun, milletler için kısa bir dönem. Fakat her halükarda geçen yüz yıl, hepimiz için önemli bir dönemdi. Samsun’da gerçekleşen anma törenlerini takip ederken milletimle ve ülkemle iftihar ettim. 1919’da, ülkemizin bir kısmı işgal altındayken, milyonlarca şehit ve gazi vererek bir dünya savaşından yeni çıkılmışken, ekonomik anlamda büyük bir yıkım yaşanırken başlayan Milli Mücadele büyük fedakârlıkla başarıya ulaştırılmıştı. Samsun’daki anma törenlerinde ise, üniversiteleriyle, yetişmiş gençliğiyle, yakaladığı ekonomik ve teknolojik düzeyle güçlü ve büyük bir dünya ülkesi vardı. Türkiye’nin ne denli ilerlediğini, hamle yaptığını gördük. İftiharımın sebebi budur.” 2020 yılının Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100’üncü yılı olacağını hatırlatan Şentop, “Sadece milli tarihimiz için değil, Türk ve İslam dünyasının tamamı için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılışının 100’üncü yılı önemli. Bu sebeple önümüzdeki yılın özel bir anlamı var. Yapacağımız hazırlıklarla, özel kutlama takvimimizle Gazi Meclisimizin hürriyet ve istiklalimizin merkezi olduğunu bir kez daha göstereceğiz. Türkiye’yi ve aziz milletimizi ebediyete kadar yaşatmak için büyük bir azimle çalışmaya devam edeceğimizi bütün dünyaya tekrar ilan edeceğiz. İnşallah gururla anlatacağımız güzel etkinlikler yapacağız” şeklinde konuştu. Türkiye’de siyasetçi olmanın zor olduğuna dikkat çeken Şentop, “Şüphesiz ki, siyasetçi eleştiriye açıktır ve işin tabiatı da budur. Ne var ki, bazen siyasetçilere, milletvekillerine ve Yüce Meclise yönelik insafla, izanla bağdaşmayan haksız hücumlara da rastlıyoruz. Açıkçası, bu türden hücumların ülkemiz ve demokrasimiz için fayda vermekten çok zarara yol açtığı kanaatindeyim. Siyasetçi ve milletvekili, en kolay erişilen kişi olduğu için en kolay hücum edilen kişi olmamalıdır. Kurumlarımızı elbette eleştireceğiz. Fakat bunu yaparken kurumların saygınlığına ve demokrasimize zarar verecek söylemlerden uzak durmak zorunludur” diye konuştuŞentop şunları kaydetti: “Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve mücadele arkadaşlarının 100 yıl önce Samsun’dan attıkları istiklâl ve milli irade tohumu, bugün büyümüş, serpilmiş ve Türkiye olmuştur. İlk günden bu yana ülkemize, milletimize, Yüce Meclisimize ve demokrasimize katkı yapan herkesi rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum. Türkiye bizim sevdamız, hayalimiz, ruhumuz ve istikbalimiz. Türkiye, bugün artık sadece bir ülkenin ve bir coğrafyanın adı değildir. Türkiye bugün, bir umudun, bir hamlenin ve insanlık davasının adıdır. Türkiye bugün, dün olduğu gibi, istiklâlini her türlü bedeli ödeyerek elde tutacağını ilan eden cesaretin adıdır. Türkiye bugün, ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım’ ruhunun adıdır. Ve Türkiye bugün, sadece vatanımızın değil, aynı zamanda vazifemizin adıdır.”