TBMM BAŞKANI ÇİÇEK, MEVKİDAŞI BOZER İLE GÖRÜŞTÜ
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Eğer AB, terazinin bir kefesine AB üyeliğini, diğerine Kıbrıs’ı koyar da ya bu, ya bu derse, biz bin defa Kıbrıs ...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Eğer AB, terazinin bir kefesine AB üyeliğini, diğerine Kıbrıs’ı koyar da ya bu, ya bu derse, biz bin defa Kıbrıs deriz. Bizi ya AB, ya da Kıbrıs açmazına kimse sokamaz. Böyle bir kıskacın içine girmeyiz” dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, resmi temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye gelen KKTC Meclis Başkanı Hasan Bozer ile görüştü. Bozer ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler gerçekleştiren Çiçek, kabulde yaptığı konuşmada, “Rus tarafı adım atacak gibi gözüküyor ayağını kaldırıyor, yine aynı yere basıyor” dedi.
Adada barışın bir türlü gerçekleşemediğini ve BM’nin önündeki en uzun ihtilaflardan birisinin Kıbrıs meselesi olduğunu dile getiren Çiçek, “Kuzeyde barış var aslında ama Güney’in durumu kendine özel. Müzakere süreci olumlu şekilde sonuçlanmadı. Rum tarafı bu anlayışında devam ettiği sürece, bu işin olumlu şekilde sonuçlanması da mümkün gözükmüyor. AB’ye de adanın tümünü temsilen haksız ve hukuksuz şekilde alındıktan sonra Rum kesiminin olumlu bir adım atmasını beklemek iyimserlik olur. Her Cumhurbaşkanı seçiminden sonra bir iyimserlik olur ve öteki daha iyi, çözüme yatkın gibi gözükür. Ama hiçbir şey değişmez. Hele de şimdi partilerin yüzde 75’inin desteğini alarak adım atacaksa; bu zaten imkansızı şart haline getirmektir. Yakın bir gelecekte bütün çabamıza, beklentimize, ümidimize, sizlerin çok olumlu katkılarına rağmen çözüm olacak gibi gözükmüyor. Kendi iç ekonomik sıkıntıları da buna eklenince biz kendi işimize bakalım diye düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Çiçek, "Kuzey Kıbrıs’ın devleti daha iyi çalıştırmak, ekonomik ve refah seviyesini daha iyi noktaya taşımak, orada eşit şartlarla iki devletin, iki eşit halkın kabul edilerek çözüm bulunabilirse ne ala, yoksa kendi yolumuza devam etmeliyiz. Türkiye olarak sizlerin vereceği her kararı bugüne kadar destekledik, bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz. KKTC ile bizimki bir menfaat, al ver ilişkisi değil, bir kardeşlik ilişkisidir. Kıbrıs politikası da, Türk devletinin milli politikasıdır. İktidarda kim olursa olsun anavatan Türkiye’den Kıbrıs’a bakışımız her zaman böyledir ve böyle olmaya da devam edecektir" dedi.
“RUM KESİMİNİN HANGİ NOKTADA OLDUĞU BELLİ”
"Tarih önümüze altın bir fırsatı çıkarmış oldu biz işlerimizi iyi götürürsek, yasal yapısal reformlarımızı süratle yapabilirsek, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirebilirsek Güney’le olan geçmişten gelen bir açığı kapatmış oluruz" diyen Çiçek, "Önümüzde önemli fırsatlar var bu fırsatları iyi değerlendirebilirsek, zamanı da iyi kullanmış oluruz. Tüm dünyada ekonomik kriz var Rum kesiminin hangi noktada olduğu belli. Türkiye çok önemli projeler de başlattı. Barış suyu projesi var. Suyun olduğu yerde hayat vardır, bu refahı da arttırır. Susuzluktan kaynaklanan bir sıkıntı varsa, zannediyorum 2015’e kadar bu iş bitmiş olacak. Taşınmaz Mal Komisyonu da Türkiye’de Kıbrıs meselesinde elde ettiği en önemli kazanımlardan biridir. Aksi takdirde AİHM’den verilen afaki bir kısım tazminatlar ki bunların bir kısmı Rumların kendi malı değildir. Ama yoksun kalma tazminatı adı altında biz bazı davaları kaybederek önemli tazminatları ödedik. Taşınmaz Mal Komisyonu’nun kurulmuş olmasıyla bir anlamda hukuki tanıma da ortaya çıkmış oldu. Bu mekanizmayı da iyi işletmek lazım. Gerekli yasal düzenlemeler de tamamlanabilirse, önümüzdeki bu fırsatı iyi değerlendirmiş oluruz" diye konuştu.
“YA ORADA HAKÇA BİR PAYLAŞIM OLUR, YA DA İKİ KESİMLİ DEVLETLİLİĞİ PEŞİNEN KABUL ETMİŞ OLURLAR”
Doğal kaynaklar meselesinin Kıbrıs’ı yeniden dış politikada öne çıkardığını dile getiren Çiçek, Rum kesiminin tek başına oradaki kaynaklara sahip olduğu vehmine kapıldığını söyledi. Çiçek, "Ya orada hakça bir paylaşım olur, ya da iki kesimli devletliliği peşinen de kabul etmiş olurlar. Kimsenin orada tek başına tüm imkanlara sahip olmasını, insaf da kabul etmez, vicdan da kabul etmez. Uluslararası hukuk açısından da kabul edilebilecek bir durum değildir. Türkiye, bu işin sizlerle beraber takipçisi olmaya devam edecektir" dedi.
“BİZİ YA AB, YA DA KIBRIS AÇMASINA KİMSE SOKAMAZ”
Türkiye’yi AB, ya da Kıbrıs açmasına kimsenin sokamayacağını, böyle bir kıskacın içine girmeyeceklerini vurgulayan Çiçek, Kıbrıs meselesinin çözülmemesinde AB’nin çok büyük günahı, vebali olduğunu söyledi. AB’nin terazisinin her zaman eksik tartacağını belirten Çiçek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Alırken farklı, satarken farklı tartar. Bunu artık 50 senedir öğrendik. Kıbrıs, AB üyeliği için bir şart değildi. Esas olan Kopenhag kriterleri idi. Sonradan Kıbrıs meselesini önüne koydular. Adayı temsilen Rum Kesimi’nin AB’ye alınmasıyla Güney Kıbrıs, AB’nin politikasını ipotek altına almıştır. Türkiye’nin AB üyeliğini istemeyenler, Kıbrıs üzerinden bize ambargo koymaya çalışıyor. Eğer AB; terazinin bir kefesine AB üyeliğini, diğerine Kıbrıs’ı koyar da ya bu, ya bu derse; biz bin defa Kıbrıs deriz. AB’nin eski cazibesi kalmadı. Üye olursak iyi olur. Bu onların da menfaatinedir, bizim de. Türkiye hiçbir zaman böyle bir kıskaca girmeyecektir. AB, 26 Nisan 2004’de Konsey kararında verdikleri sözün arkasında durmamışlardır. AB’nin verdiği sözü tutmaması onlara da yakışmıyor. Verilen sözde durmak AB değeriyse, bugün bu değerleri yerine getirmeyen bir AB var.”
“KIBRIS, YALNIZ ORADA YAŞAYAN TÜRKLER VE RUMLARIN MESELESİ DEĞİL, ULUSLARARASI BİR BOYUTU VARDIR”
KKTC Meclis Başkanı Hasan Bozer ise, "Bizler Kıbrıs’ta ne yaptıysak, bugün ne yapıyorsak ve gelecekte ne yapacaksak bunların hepsini anavatanımızın desteği ve işbirliğiyle yapıyoruz. Bizim orada en büyük gücümüz anavatanımızla kardeşlik bağlarımızın devam etmesidir" dedi.
Bozer, "Kıbrıs, yalnız orada yaşayan Türkler ve Rumların meselesi değil, uluslararası bir boyutu vardır. Rumların son yıllarda adanın tek hakimi olduğu konusunda iddiaları, niyetleri vardır. Megali idea denilen rüyaları da vardır. Ama bizler 1571’den beri adada varız ve eşit, siyasal haklara sahip olduğumuz, adanın ortağı olduğumuz tüm dünya tarafından bilinmezden gelse de anlaşmalardaki haklarımız ve referandumdaki pozisyonumuz ortadadır" diye konuştu.
(İHA)