Tayyip'in Partisi AK Parti oldu mu?
Abone olBaşbakan Erdoğan "Tayyip'in Partisi"ni "AK Parti" haline getirebildi mi? Yanıtı siyasi danışmanı Yalçın Akdoğan verdi.
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Başbakan Tayip Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın
Akdoğan'a göre Türkiye'nin en köklü siyasi partisi CHP, AK
Parti'nin gelişiminin yanında yeni yetme kaldı.
Türkiye'nin en ücra köşesinde bile AK Parti teşkilatının aktif,
canlı bir çalışma içinde olduğunu anlatan Akdoğan, "Şu an
AK Parti Türkiye'nin en büyük teşkilatı. Cumhuriyet'in kurucu, en
büyük partisi denilen CHP ile karşılaştırın; CHP, AK Parti'nin
yanında yeni yetme kalır" dedi. Akdoğan'a göre
CHP'deki değişim de tam bir hayal kırıklığı, eğer yüzde
30'u geçmeyi başarırlarsa kendileri için büyük başarı olarak
görecekler.
AK Parti'nin milletvekili aday adayları arasında en dikkat çeken isimlerden biri Başbakan Erdoğan'ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan. Erdoğan'ın en yakınındaki isimlerden biri olan Akdoğan şimdi aktif siyasete soyunuyor. "Muhafazakar demokrasi" kavramı ile AK Parti'nin ideolojini oluşturduğu söylenen Akdoğan'a "Tayyip Erdoğan'ın rüzgarıyla büyüyen partide bir AK Parti kimliği oluşup oluşmadığını" konuştuk.
Artık "AK Partililik" diye bir olgu olduğunu anlatan Akdoğan "Erdoğan sonrası tufan" yorumuna da tepki gösterdi. Ak Parti'nin çok değerli siyasi figürler yarattığını savunan Yalçındoğan, Ali Babacan, Binali Yıldırım gibi kabine içinden bazı bakanların ismini telaffuz ederek "Neredeyse onların ayarında parti genel başkanı yok" dedi.
Akdoğan AK Parti iktidarının 8 yılına damga vuran "askeri
vesayet, asker-siyaset" ilişkilerinin de artık normalleşmeye
başladığını düşünüyor. Akdoğan'a göre bunun kanıtı da
kurulduğunda 3-5 ay ömür biçilen AK Parti'nin bu kadar uzun
ömürlü olması, 8 yıldır iktidarda bulunması. Akdoğan'a
göre AK Parti bu süreçte sadece kendi varlığını korumakla
kalmadı, Türk demokrasisini de korudu. Vesayet kırıldı, asker sivil
ilişkileri normalleşti.
İnternethaber'in sorularını yanıtlayan Akdoğan'ın gündemdeki konularla ilgili değerlendirmeleri şöyle oldu:
CHP AK PARTİ'NİN YANINDA YENİ
YETME
- Halkın "Tayyip'in Partisi" olarak ifade ettiği AK Parti'de 8
yılın sonunda parti kimliği oluştu mu?
Türkiye'de
siyaset bugüne kadar hep lider ağırlıklı oldu. Bu özellikle taşrada
hakim. AK Parti'de de karizmatik ve güçlü bir lider var. Ama
bununla birlikte güçlü bir de teşkilat var. Tayyip Bey partinin
kurumsallaşması için büyük gayretler sarf etti. Şu an AK Parti
Türkiye'nin en büyük teşkilatı durumunda. Cumhuriyet'in kurucu, en
büyük partisi denilen CHP ile karşılaştırın; CHP, AK Parti'nin
yanında yeni yetme kalır.
SİYASET FELSEFESİ OTURDU
- CHP bir lider partisi değil ama...
Lider partisi değilse daha da kurumsallaşması gerekirdi. Ama şu an
ikisinin kurumsallaşması kıyas kabul etmez. Her il ilçe ve belde de
teşkilatı var. Ülkenin herhangi ücra semtine gitseniz orada AK
Parti bürosunda adam vardır, kapısı açıktır. Ama CHP'nin MHP'nin
kıyıda köşede bir teşkilatına gitseniz belki adam da bulamazsınız.
Bu işte kurumsallaşma ile ilgili. 24 saat aktif canlı bir teşkilat
var.
Teşkilat yapısının güçlü olmasının yanı sıra genel siyaset
anlayışı, siyaset felsefesi de oturmuş bir AK Parti var. Bir olay
yaşandığında AK Parti'nin ne diyeceği kestirilebiliyor. Bu diğer
partilerde çok görebildiğimiz bir şey değil. Başbakan '3 dönem üst
üste milletvekili yapanlar bir dönem ara verecek' dedi. Bu kendisi
için de geçerli. 'Ben tüzüğü değiştirmeyeceğim' diyor. Bunlar da
kurumsallaşmayı güçlendiren unsurlar.
AK PARTİLİLİK TEST EDİLDİ
- Ama Erdoğan sonrası partide tufan yorumları yapılmaya
devam ediyor
Başbakan Erdoğan bir dönem milletvekili olmamış olacak sadece. AK
Parti içinde bugün çok değerli siyasi figürler ortaya çıktı. AK
Parti kimliği var. AK Partililik diye bir olgu var. AK Parti'de de
çok farklı yerlerden gelmiş insanlar var. Ama AK Parti içinde
MHP'liler veya liberaller diye bir şey duyuyor muyuz. Yani o farklı
siyasi kimliklerden gelen insanlar AK Partili oldular. Anavatan'da
biraraya gelen 4 eğilim tekrar partileri kurulduğunda kendi
mecrasına aktı. AK Parti'de böyle bir tehlike yok. Bunu bir çok
olayla test ettik. Bütünlüğü sarsılmadı. Kopuş olmadı. Çok farklı
eğilimlerden gelen insanlar olmasına rağmen klikler, ekoller
yok.
ONLARIN AYARINDA PARTİ GENEL BAŞKANI
YOK
- Bir liderlik problemi olmaz o zaman?
Bir sürü değerli siyasi figür var. Başbakan yardımcıları son derece
güçlü şahsiyetler. Bir çok bakanımız var. Onların ayarında parti
genel başkanı yok neredeyse. Ali Babacan, Binali Yıldırım gibi
donanımı çok güçlü kaç tane figür var Türk siyasetinde. Ben o
nedenle bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
- AK Parti'nin 8 yılı açılımlarla geçti, ama bir o kadar da
tepki aldı. Aleviler ilk kez sokağa çıktı, Kürt açılımı yerden yere
vuruldu. Hiç mi hata yapılmadı?
AK Parti bir özgürlük atmosferi üretti. Türkiye'nin sistemik
sorunları var. Kürt sorunu bunlardan biri. AK Parti bu bastırılmış
kimliklere bir şekilde varlık alanı açtı. Bugüne kadar bastırıldığı
için sesi sedası çıkmayan bir çok siyasi kimlik harekete daha
özgürce düşüncelerini ifade etme olanağı yaratıldı. Aleviler düne
kadar sokağa çıkmıyordu, soruları yok muydu? Bugüne kadar sorunları
görmezden gelindi ama açılımların yarattığı özgürlük ortamında bu
kimlikler kendilerini fark etmeye, ifade etmeye başladılar.
AK Parti oy beklentisi ile bunları yapmadı. CHP döneminde hangi
Alevi Kürt meselesi gündeme geldi. Kürt olmak, Aleviyim demek bir
problemdi. Bunlar bugün problem olmaktan çıktı.
ÜST KİMLİK DERKEN DİĞER KİMLİKLER ERİTİLDİ
- Kürt sorununun da Alevi sorununun da çözümü Anayasa'da
görünüyor. Kimliksiz Anayasa tartışmaları var.
Burada önemli olan kimliksizlik değil. Ulus devlet oluşturulurken
bir üst kimlik yaratılırken diğer kimlikler tamamen eritildi. Bu
eritme bir yok sayma, bastırma şeklinde ortaya çıktı. Kimlikleri
görmezden gelip bir taraftan baskı altına alırsanız yanlış
yaparsınız. Kimlikleri hep konuşmak doğru olmayabilir ama
kimliklerin de varlıklarını kabul edip bir takım hak ve
özgürlükleri yerine getirmek lazım.
- Ama AK Parti kimliklere vurgu yaparak toplumu ayırdı,
36 parçaya böldü diye suçlanıyorsunuz?
Bu kuru bir laf. Kimlik siyaseti yapanlar var. Ama AK Parti 'kimlik
siyaseti yerine birlik siyaseti yapacağım' dedi. Herkese kucağını
açtı. Herkesin sorununu çözmek için siyasi alana taşıdı. Hep belli
bir kesime değil bütün toplumun teneffüs edeceği temiz bir atmosfer
sağlamaya çalıştı. Kimlik siyaseti özgürleştirir. İnsanların
bastırılmış duygularına hitap edersiniz ama öte taraftan Türkiye
özelinde çatışmacı boyut da taşıyabilir. Ak Parti bunun için tüm
toplum kesimlerinin sorunlarını önüne koydu ve hepsinin sorunlarını
ortaya koyarak kucaklayarak çözmeye çalıştı. Kimlikleri yok
saymamak belli kimliklere odaklanıp diğerlerini dışarıda bırakacak
siyaset yapmamak lazım.
TAŞ VE TOKAT ATAN MİLLETVEKİLLERİNE NE
DEDİ?
ASKER SİYASET İLİŞKİLERİ NORMALLEŞTİ
Mİ?
CHP NE KADAR OY ALIR?
DİĞER SAYFADA...
VEKİLLERİN MESAJI ÖCALAN'A
- PKK eylemsizlik kararını kaldırdı. Endişeli misiniz?
PKK'nın bu eylemlerinden Kürtler de bıktı. Son derece rahatsızlar.
PKK'nın bu süreçte sistematik sürekli terör eylemleri yapacağı
kanaatinde değilim. Siyaseten onlara da zarar veriyor. Gerilim
yükseltmek sokak gösterileri gibi olayları kendi kitlesini motive
etmek için belki yapabilir, ama doğrudan silahlı sladırılar terör
eylemlerinin ters tepeceğini biliyor olmalılar. Büyük olaylar
beklemiyorum ama tabi referandum sürecinde de olduğu gibi bazı
provokatif eylemler olabilir. Temenni ederim ki olmaz. Ama düzenli
PKK'nın saldırı yapacağı düzenli eylemler yapacağı bir süreci
beklemiyorum.
- Milletvekillerinin attığı taş ve tokatı konuşurken iyimser
misiniz?
Yanlış bunlar. Siyaset yapmak sokakta taş atmak polis tokatlamak
değil. Bu terbiyesizlik. Belli bir kitleye odaklanıp sadece oraya
mesaj vermek yetmiyor. Tüm Türkiye'ye mesaj vermek gerek. Oradaki o
görüntüler hangi mesajı verdi. Bu parti nasıl Türkiye partisi
olabilir, Türkiye'yi kucaklayan bir siyaset ortaya koyabilir.
Kürtler bu olayı tasvip eder mi? Yanlış çok yanlış. Bu mesajın
farklı bir yere verildiğini gösteriyor. Türkiye toplumuna, Kürtlere
veya Türklere değil o mesaj farklı bir odağa mesaj veriyorlar.
Niçin. Kendilerini oranın görevlendirdiğini, düşünüp bu tür
görüntülerle oraya mesaj vermeye çalışıyorlar. Kandil'e
İmralı'ya... Artık neresi ise.
8 YILDA TÜRK DEMOKRASİSİNİ KORUDU
- Asker-siyaset ilişkisi normalleşti mi?
Bence normalleşiyor. AK Parti kurulduğunda 3-5 ay ömür biçilen bir
hareketti, ama 8 yıldır iktidarda. Bu siyasetin bir şekilde
normalleştiğini gösteriyor. AK Parti bu süreçte sadece kendi
varlığını korumakla kalmadı, Türk demokrasisini de korudu. Bu
süreçte vesayet kırıldı, asker sivil ilişkileri normalleşti. Bu
süreçte pek çok şey yaşandı, bildiriler vs.. Ama AK Parti'nin bu
kadar uzun ömürlü olması, bugünlere gelmesi siyasetin
normalleştiğini gösteriyor.
SAMİMİ OLARAK İFADE EDİLENDEN ZARAR GELMEZ
- Başbakan Erdoğan'a en yakın isimlerden birisiniz. Konuşma
metinlerini yazıyorsunuz. Ama en tartışmalı sözleri yazılı metin
dışına çıktığında söyledi. Velevki.. Ulemaya soralım.. Eyvah
dediğiniz oldu mu?
Başbakanın yaptığı konuşma kendi konuşmasıdır. Ekipler bazı
bilgiler toplar, dosyalar sunar ama konuşan liderin kendisidir.
Bunu bir ekiple özdeşleştirmek doğru değil. Sizin eyvah dediğiniz
bir çok şey olmuştur ama tersine çok olumlu neticeleri ortaya
çıkmıştır. Bu hiç belli olmaz. Başbakan vatandaşa hitap ediyor.
Vatandaşın tepkisi ile medyanın, bürokratın tepkisi farklı
olabilir. Önemli olan Türkiye toplumunu genel siyasi yaklaşımı.
Başbakan sahici bir lider olduğu için topluma hitap ediyor. Samimi
olarak ifade edilen hiçbir şeyden zarar gelmez.
CHP YÜZDE 30'U GEÇERSE BÜYÜK
BAŞARI
- Aile sigorta bedelli askerlik vaatleri ile CHP bir sıfır öndeyiz
havasında, yüzleri gülüyor. Siz ne görüyorsunuz?
CHP'de liderin değişimi ile bir rüzgar yapıldı ama hepsi boş çıktı.
Anketler büyük bir sıçrama olmadığını ortaya koyuyor. CHP kendini
değiştirmeden yenilemeden, bakış açısı, politikaları, koordinatları
değiştirmeden böyle popülizm ile kuru bir takım vaatlerle bir yere
gidemez. Bir an bir ışıldama parıldama olur sonra söner. Ben çok
büyük oy patlaması yapacağını düşünmüyorum. İktidara gelmeyi
hedeflediklerini sanmıyorum. Yüzde 30'u geçerlerse sanırım
kendileri için büyük başarı olarak görecekler. Şu anki durumları
hayalkırıklığı.
- AK Parti'ye destek veren aydınlarla yollar ayrıldı
mı?
Bu bir demokratikleşme mücadelesi. AK Parti'yi Marksistler de
liberaller de desetkledi. Ama o desteği AK Parti'ye destekten öte
bir dönüşüm değişim sürecine, Türkiye'nin demokratikleşmesine
destek vermek olarak görmek lazım.
- Başbakan'ın milliyetçi bir söyleme gelmesi üzerine ipler
koptu yorumları yapıldı. İpler koptu mu?
Münferit birkaç şey üzerinden bakmamak gerek. Partinin oyu hala
yüzde 50'ler seviyesinde ise hala toplum genelinde umut var.
MUHALEFET YÜZDE 58'İ SİLDİ
Toplumun ne dediği mi önemli sadece?
Onların değil herkesin ne dediğine bakmak gerek. İktidar partisi
iseniz toplumda kim ne düşünyorsa hangi kaygıyı taşıyorsa hepsini
değerlendirmek zorundasınız, çünkü ülkeyi yöneten sizsiniz. O
nedenle AK Parti kendisine oy veren vermeyen herkesin kaygısını
dikkate alıyor. Referanduma Hayır diyen yüzde 42'nin kaygısını
anlamaya çalışıyorum dedi. Başkaları ise soruna "En fazla yüzde 42
oy alırız" diye yaklaştı ve yüzde 58'i bir çırpıda sildi. Aynısını
ak parti yapsa ortalık ayağa kalkar. Biz oy vermeyenleri anlamaya
çalışıyoruz. Öbürleri kendi marjları olarak onu görüyor. Çoğunluğu
dışarıda bırakmayı göze alabiliyorlar. Burada kucaklaşıcı olan AK
Parti.