Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Hani deriz ya…
“Takke düştü kel gözüktü “ diye…
31 Mart seçimleri öncesi kim ne kadar gizlerse gizlesin, kim ne kadar takiye yaparsa yapsın, gerçek olan şu ki bu seçimin adı “BEKA”seçiminide aşıp "ULUSAL GÜVENLİK" seçimi haline getirildiği görülmektedir.
Terör örgütleri bu seçime müdahil olmuştur!..
Türkiye'de yönetimi ele geçirmek isteyen Tayyip Erdoğan düşmanlarının işbirliğinin boyutu bunu açıkca göstermektedir...
İçeriden ve dışarıdan bütün Türkiye ve Tayyip Erdoğan düşmanı şer odaklarının tek çatı altında buluşup son barutlarını atarcasına bugün sahada olması seçimin ulusal güvenlik boyutunu ortaya koymaktadır.
*
Soralım;
PKK kimi destekliyor?
FETÖ kimi destekliyor?
DHKP-C kimi destekliyor?
CHP, İYİ Parti, HDP ve SP ittifakını...
ABD kimi destekliyor?
AB kimi destekliyor?
İsrail kimi destekliyor?
CHP, İYİ Parti, HDP ve SP ittifakını...
Peki;
Pentagon kimi destikliyor?
Yabancı istihbarat örgütleri kimi destekliyor?
CHP, İYİ Parti, HDP ve SP ittifakını…
Peki neden?
Gezi olaylarında, 17/25 yargı kumpasında, MİT TIR’ları olayında, 15 Temmuz hain darbe girişiminde devirmeyi başaramadıkları Recep Tayyip Erdoğan’ı devirebilmek Türkiye yönetimini teslim almak için son şansları 31 Mart yerel boyutundan çıkmış geneli aşmış ulusal güvenlik meselesi haline getirilmiş seçimleri!
Bitkmeyen oyunda son perde artık!..
Yargı ile denediler olmadı…
Ayaklanma ile denediler olmadı...
Silahla denediler olmadı…
Şimdi Erdoğan’ı devirebilmek için son barutlarını atıyorlar!...
Çünkü biliyorlar ki, Tayyip Erdoğan’ı devirdik devirdik!.
Yoksa gömüldük!..
Biliyorlar ki 31 Mart'ta başarmaları demek;
Bütün hain oyunlara ve girişimlere rağmen kimseye boyun eğmeyen, kimseden icazet almayan Recep Tayyip Erdoğan’ı diz çöktürmek demek…
Artık bölgesinde güç olan sorunlara kayıtsız kalmayan ve sesini gür bir şekilde çıkaran Erdoğan’ın milli iradesini yok etmek demek…
PKK’nın yeniden Doğu ve Güneydoğu’da varlığını ikame ettirmesi, huzur ortamını bozması ve Kürdistan hayalini canlandırması demek…
FETÖ denilen hain örgütün aklanması, dışarı kaçanların geri dönmesi, cezaevinde yatan PKK ve FETÖ’cülerin salıverilmesi demek…
Onun için önlerindeki tek engel Recep Tayyip Erdoğan…
Biliyorlar ki Erdoğan’ı yıkmadan Türkiye üzerindeki emellerini gerçekleştirme şansları yok…
Son günlerde PKK’lıların Kandil’den, FETÖ mensuplarının yurt dışından Tayyip Erdoğan’a oy verilmemesine yönelik artan küstahça düşmanlık mesajlarını okuyup ve dinledikten sonra ortaya konan büyük oyun bütün boyutları ile net şekilde ortaya çıkıyor…
Öyle bir kurgğu öyle bir oyun ki;
Kuyrukları kesinlikle dışa bağlı!..
Akıl hocaları iyi üflüyor!..
Bir düşünün CHP, İYİ Parti, HDP, SP ittifak bloğu iddialı oldukları İstanbul gibi büyük bir ilde miting dahi yapmıyor?
Tarihte ilk kez bir seçim öncesi muhalefet, İstanbul gibi kazanmak içinr umutlu olduklarını söyledikleri bir ilde miting dahi yapmıyor!..
Çok ilginç değil mi?
Neden?
Nedeni apaçık ortada...
Takke düş=tü kel gözüktü ya!..
Biliyor ki o mitingde bütün Türkiye bu seçimde Tayyip Erdoğan karşıtlarının kirli ittifakını ve gerçek yüzünü görecek?
Bay Kemal, Bayan Meral miting yapmaları halinde HDP, PKK, DHKP-C bayraklarının ortaya çıkmasının önünü kesemeyeceklerini çok iyi biliyorlar...
Bu millet yemez!
Hatırladınız mı Bay Kemal’in İstanbul’a sözde adalet yürüyüşünde kimlerle kol kola girerek yürüyerek maskesinin nasıl düştüğünü!..
İYİ Partili bir arkadaş ile sohbet ederken “Belli ki HDP/PKK/FETÖ" mensuplarınında katılacağı bir mitingi İstanbul’da yapacak kadar aptal mıyız”sözü aslında sözün bittiği yer…
O nedenle bu seçim ulusal güvenlik seçimi haline gelmiştir...
PKK’nın, FETÖ’nün, DHKP-C’nin yani bütün şer odaklarının Türkiye’de yapılacak olan yerel seçimlere müdahil olup Erdoğan karşısındaki bloktan yana saf tutması, başlı başına bu seçimlerin Tayyip Erdoğan'ı devirmenin çok ötesinde Türkiye'nin ulusal güvenlik meselesi haline geldiğini göstermektedir.
O nedenle hayat pahalılığı algı operasyonu ile AK Parti'yi cezalandırma oyununa gelip Tayyip Erdoğan'ı cezalandıracakları düşünenler varsa bilmeliler ki bu düşünceleri ile Türkiye’nin geleceğini zehirleyeceklerdir...
Çünkü oyun çok büyük...
Türkiye yüzdü yüzdü kıyıya geldi…
2023 yolunda son viraja gelmişken gemiyi yakmak yerine “Kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı mutlaka hakim olmalı…
Unutmayın;
Şer cephesi biliyor ki, 31 Mart seçimlerinden de başarısız çıkmaları halinde her biri tarihin çöplüğünde yerlerini alacaklar ve Türkiye’nin önünü bir daha kesme girişiminde dahi bulunamayacaklar…
31 Mart için "Ulusal güvenlik" meselesi dedik ya!..
Bakın Yeni Zelanda katliamı ve arkasında bıraktığı derin iz çok iyi irdelenmelidir...
Kukla katilin vermeye çalıştığı mesaj net ve açıktır...
Hedefte Türkiye ve Erdoğan var.
Bakın Türkiye üzerinde oynanan oyunları çok iyi analiz eden ve hiç bir zaman yanılmayan Washington'un havasını çok iyi koklayan usta yazar Serdar Turgut ‘un “ İşte bu yüzden Erdoğan’ın arkasında durmalıyız”yazısındaki şu kesiti bu noktada çok önemli buluyorum.
Diyor ki;
“Washington’da yıllardır tanıdığım ve ulusal güvenlik camiasının içinden tecrübeli bir isim, ‘Silahın üzerindeki kelime ve tarihlere bakarsanız, bunun şifrelerini bu profildeki bir insanın kendi başına bilebilmesi mümkün değil. Onun eline bu silah böyle hazırlanıp tutturulmuş olmalı. Onun konuşup karanlık bağlantıları anlatacağını veya buna ömrünün yeteceğini hiç sanmıyorum. Net görünen şu ki global karanlık güçlerin hedefinde Türkiye ve Erdoğan var’ dedi.
Uzunca süredir yazıyorum Başkan Erdoğan global düzeyde oynanmak istenen karanlık oyunlara karşı nerdeyse tek başına mücadele eden lider olarak ortaya çıktı.
Bu yüzden siyasi görüşümüz ve hayata bakışımız ne olursa olsun Erdoğan’ın bu konjonktürde gücünden kaybetmiş gibi gözükmemesi için vatan sevgisi ortak paydasında buluşmamız ve onun arkasında durmalıyız. Bu siyasetin değil, vatan sevgimizin bir gereğidir.”
Sevgili okurlar işte "31 Mart ulusal güvenlik seçimi" olarak adlandırdığım seçimlerin anlamı tamda Serdar Turgut'un dediği gibidir...
*
Uyan ey halkım…
Türkiye’nin bugün her zamankinden daha çok güçlü bir yönetime ihtiyacı büyük..
Cumhurbaşkanı Erdoğan çok haklı olarak Türkiye’nin beka sorununu gündeme getiriyor. Çünküktidarın zayıflaması demek, Türkiye üzerindeki tehlikeli oyunların güçlenmesi demektir…
PKK, FETÖ, DHKP-C neden böylesine şer ittifakının içinde rol almış?
ABD, AB, İsrail neden böylesine şer ittifakını yönetir durumda?
Hala ne bekası diyenler!
Bekayı geçtik...
31 Mart ulusal güvenlik meselesi haline getirilmiştir...
Bu ülkede İçişleri Bakanlığı bile yapmış bir siyasi parti genel başkanı meydan meydan gezerken toplanan halka çirkince "Nasılsınız terörist Antalyalılar" diye hitap etmeye devam ediyor bu ülkenin Cumhurbaşkanını halkına terörist dediği yalanı ile şikayet edip PKK'nın yapamadığını yapmaya çalışıyorsa bu seçim ulusal güvenlik meselisi haline getirilmiştir..
O nedenle diyorum ki;
31 Mart artık “Söz konusu vatandır”.
Eğer söz konusu vatansa Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bekası için Tayyip Erdoğan’a destek olmak milli bir görevdir..
Soru şudur;
Tayyip Erdoğan'mı?
PKK/FETÖ/DHKP-C mi?
Tayyip Erdoğan'mı?
ABD,AB,İsrail,İngiliz,Fransız mı?
Bu nasıl soru demeyin!..
CHP, İYİ Parti,HDP, SP ise Tayyip Erdoğan'ı devirip Türkiye yönetimini ele geçirmek için uğraşanlar tarafından siyasi mühendislik görevi verilen partilerdir!..
Ama bu millet kalbine aldığı sevdiğine zaman zaman kızar da küser de!
Ama asla terk etmez!..
Hele hele söz konusu Tayyip Erdoğan ise çıkar "BİZİMKİSİ BİR AŞK HİKAYESİ" diyerek sandıkta bağrına basar..!
17 yıldır hep öyle olmadı mı?
31 Mart'ta da öyle olmalıdır...
Olacaktırda...
17 yılı heba etmeyelim...
Ülkeyi bir karanlığa,bir kaos ortamına itmeyelim!
SÖZ KONUSU VATANDIR...