Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Suriye'de ne işimiz var öyle mi? Peki 3.5 milyon Suriyeli'nin ülkemizde ne işi var diye soruyor musunuz? Bu insanlar neden can havliyle soluğu Türkiye'de aldı, alıyor?
Şu anda kapımızda 1.5 milyon Suriyeli bekliyor,
Esed kovalıyor onlar kaçıyor.
"Bize ne" diyorlar...
"Bırakın ölsünler!" diyorlar...
Kadın, çoluk çocuk, genç yaşlı... hepsi masum ama bizimkiler
"terörist" diyor Esed gibi,
Putin gibi. İdlib'i
Türkiye'nin Güneydoğu'suna
benzetenler bile var. Vicdanı nasırlaşmış kimi kalem erbabı ise
ekranlarda "Biz nasıl Güneydoğu'da terörle mücadele
ediyorsak, Esed'de ülkesindeki teröristlerle mücadele
ediyor" diyor...
Şaşırmamak lazım! Zira, bu ülkeyi yönetmeye talip olan kişi, "maşa" diyor Türkiye'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için. Türkiye'nin yanı başında "terör devleti" kuracaklardı. Erdoğan, bunu önledi diye, yedi düvele meydan okudu diye "maşa" oluyor öyle mi?
Hadi oradan!
Suriye'de ne işimiz var öyle mi?
Suriye'de ne işimiz var diyenler, aslında ne işimizin olduğunu bal gibi biliyorlar. Bildikleri halde, Erdoğan'la katil Esed'i masaya oturtmak istiyorlar. Kendi insanını katleden Esed'i bu kadar sevenlere sorum şu: Mehmetçiğimize sıkılan kurşunlar da mı vicdanınızı sızlatmıyor? Şehide hiç mi saygınız yok bre ey gafiller?
Sevgili dostlar...
Bütün bunlar neden oluyor biliyor musunuz?
Net bir cevap vereyim size:
-Erdoğan nefreti...
Onlar da, Esed'le
masaya oturulmaması gerektiğini biliyorlar.
Onlar da, sınırımızda 1.5 milyon Suriyeli'nin
beklediğini biliyorlar.
Onlar da, Esed'in kendi insanını sürerek, Türkiye'yi köşeye
sıkıştırmak istediğini biliyorlar.
Benim gibi,
sizin gibi onlar da her şeyin farkında ama Erdoğan
nefreti yüzünden Esed'in katliamlarına hak
veriyorlar. Tayyip Erdoğan
Suriye'nin Türk askerine karşı Esed'e süre
veriyor, bizimkiler işgal ettikleri köşelerde
"blöf" diyorlar.
Esed'e "inanma" diyorlar!
O da yetmiyor, Türkiye "güvenlik"
diyor, onlar bunu "Pay almak"
olarak yorumluyor. Ne için, kim için?
Böyle bir alçaklığı bizden olduklarını zannettiğimiz kimselerin yapması sizce de çok acı değil mi?
Balıkesir Milletvekili İsmail Ok'un istifası İYİ Parti'de en çok Meral Akşener'in canını acıttı. Meral Hanım, istifadan çok gerekçelerden rahatsız oldu.
İddia o ki, 5 milletvekili daha İYİ Parti'den istifa edecek!
Peki ne oldu?
Bu istifalar neden geldi?
Süleyman Özışık bunun İYİ Parti ve
Meral Akşener'e karşı bir "operasyon"
olduğunu düşünüyor. Tıpkı geçmişte MHP ve CHP'ye yapılan
operasyon gibi. Süleyman'a göre, operasyon
düğmesine basanlar, İYİ Parti'nin içini
boşaltacaklar.
Süleyman'ın kaynağı kim bilmiyorum, "İstifalarda Abdullah Gül ve Ali Babacan'ın parmağı var" diyor. İddialar biraz uçuk gibi görünse de, Meral Akşener'in geçmişte Abdullah Gül'ün "çatı aday"lığını engellemesi akla "intikam soğuk yenir" sözünü getiriyor.
Ümit Özdağ aradı, iddiaları doğrulamadı.
Başka istifa beklemediğini söyledi ve Süleyman Özışık'ın
sözünü ettiği operasyonun kokusunu almadığını belirtti. Ümit
Hoca, eskiden beri İYİ Parti'nin CHP
ittifakına soğuk bakıyor. Bir çok İYİ
Partili gibi, Ümit Hoca'nın da kuvvetli
bir gerekçesi var ama istifayı düşünmediğini, partisine sıkı sıkıya
bağlı olduğunu da belirtmeyi ihmal etmedi.
Ve fakat...
HDP kongresini yaptı Pazar günü.
Kongre salonundaki görüntüler, PKK lideri APO'ya sarkıtılan
mesajlar ve Pervin Buldan'ın
CHP'ye yaptığı çağrı, Millet
İttifakı'ndaki çatlağı büyütecek gibi görünüyor.
Pervin Buldan'ın "İttifakımız gizli saklı
kalmasın" çağrısı elbette en çok İYİ
Parti ve Meral Akşener'i rahatsız edecektir. İşte
bu yüzden, Meral Akşener İYİ
Parti'de şiddetli baş ağrısına sebep olan HDP'nin
bu tutumuna karşı, karar vermek zorunda
kalabilir. Pervin Buldan'ın açık ettiği
CHP-HDP ittifakı bugüne kadar CHP
lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları tarafından inkâr
ediliyordu.
Aşağı tükürse sakal, yukarı tükürse bıyık.
Kemal Bey'in de işi zor. Kılıçdaroğlu'ndan
Pervin Buldan'a nasıl bir cevap gelecek bilmiyorum. Ama
bildiğim bir şey var ki, ne Meral Akşener, ne de kurmayları
bu pespayeliği daha fazla kaldıramaz.
O yüzden diyorum ki...
Dananın kuyruğu bu hafta kopacak.
Meral Akşener bu dirayeti gösterirse, feriştahı
gelse İYİ Parti'yi yıkamaz.
Operasyon moperasyon vız gelir tırıs gider.
Dediydi dersiniz...
GEZİ DAVASI VE ORADA OLANLAR
Hepsi avazı çıktığı kadar bağırdı, "Ben de oradaydım" diye. Gezi'den söz ediyorlar, oradaki vandallığı sahipleniyorlar yani.
Ben de gururla haykırıyorum:
- Orada değildim.
Gezi eylemi ilk başta masumdu evet. Ama sonrası rezildi, sefildi, pespayeydi. FETÖ'nün Türkiye'nin üzerinde oynadığı oyun Gezi'de boy gösterdi. Gençlerin oturduğu çadır, durup dururken FETÖ'cüler tarafından yakıldı, yıkıldı.
Her şey tam da istedikleri gibi oldu.
Gezi eylemi kalkışmaya dönüştü. Terör
örgütleri Taksim meydanında cirit atmaya başladı. Bu
ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ile terör örgütünün
başı Abdullah Öcalan'ın posterleri yan yana asıldı. Ne
idüğü belli kişiler, koca İstanbul'u ateşe verdi,
yaktılar, yıktılar, ölüm kustular.
O da yetmedi...
Erdoğan'ın Dolmabahçe'deki çalışma
ofisini basmak istediler. Erdoğan'ı rehin almak
istediler bir başka deyişle. Sözüm ona Gezi
temsilcileri isteklerini Erdoğan'a ilettiler. Bir
nevi muhtıra verdiler Erdoğan'a... Ülkenin
tepesi "Mesaj alındı" derken,
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan oyunu gördü ve boyun eğmek yerine
bozmayı tercih etti.
O gün Taksim meydanında, gurur duyulacak bir şey yoktu, olmadı. Yaşananlar utanç vericiydi. "Oradaydım" diye övünenlerin de tek derdi tıpkı bugünkü gibi Erdoğan'dı... Mesele ağaç değildi Mehmet Ali Alabora'nın deyişiyle...
Mesele Erdoğan'dı.
Hal böyle olunca; o gün haykırdığım sözlerimi bugün
tekrarlıyorum:
- İyi ki orada değildim.