Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünkü grup toplantısını
izledim..
Gazeteciden öte bir insan olarak üzüldüm..
Bu ülkede başta İstanbul olmak üzere hayal denilen bütün projeleri
gerçekleştiren, ülkenin her karış toprağında her alanda büyük
değişime imza atan...
Doğu ve Güneydoğu halkını PKK baskısından kurtarıp huzur getiren, bölgede önemli yatırımlara imza atan, geceleri ışıl, ışıl parlayan şehirler gerçeğini ortaya koyan...
Dünya Rafting Şampiyonası’nın bile en başarılı şekilde
Tunceli’mizde yapılmasını sağlayan bir liderin yaptıklarını
anlatırken adeta “Ben bu ülkeye hangi kötülüğü
yaptım”der gibi hissettim…
Evet Tayyip Erdoğan bu ülkeye hangi kötülüğü
yaptı!
Diyorsanız ki düşmanlarımız arttı!
Doğru!..
Çünkü üzerindeki ABD ve AB baskısı prangasını söküp atan
Türkiye bütün diz çöktürme oyunlarına rağmen dimdik ayakta kaldığı
için düşmanlar artı…
Bundan rahatsız iseniz o başka..
Erdoğan ABD’nin “Almayın “diyerek tehdit ettiği
S-400’leri rahmetli babasının hayrına mı alıyor?
Erdoğan Akdeniz’de doğalgaz aramamızdan rahatsız olan ABD ve Batıya
karşı rahmetli annesinin hayrına mı ülkemizin hakkını
savunuyor.
Başta da İstanbullu olmak üzere elini vicdanına koyan kim Tayyip
Erdoğan’ın hizmetlerini inkar edebilir ki?
Eğer bugün büyükşehirlerde böylesine hizmetlere rağmen bir
başarısızlık yaşanmışsa hiçbir şey olmamış gibi kimse
davranamaz..
Tayyip Erdoğan’da.
Son yazımda da yazdım…
Tabana rağmen siyaset olmaz…
Siz bakmayın sessizliğe…
Tabanın içi ağlıyor..
Tayyip Erdoğan’a karşı oyunu kuranların hedefe koştukları
apaçık şekilde görülmüyor mu?
O nedenle tekrar diyorum ki;
AK Parti ya bu davayı noktalayacak ya da "Gitmiyoruz" diye haykıracak değişimi yapacak partide hiçbir şey eskisi gibi olmayacağını gösterecektir.
O nedenle 31 Mart ve 23 Haziran İstanbul seçimlerinin verdiği
mesaj açıktır.
“Böyle gitmez. AK Parti’nin tek rakibi AK Parti konumuna
gelmiştir. Değişim kaçınılmaz bir gerçektir. Aksi halde 2023
seçimlerinin ve partinin akıbeti bellidir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önünde seçimsiz 4 yıl gibi uzun bir süre
varken, partisinin fabrika ayarlarını sıfırlayıp yeni kadrolar ve
yeni bir vizyon ile 2023 yolculuğuna çıkması kaçınılmaz bir
gerçektir…
Ben bugün AK Parti’de yetkili biri olsam, yaşanan bu tablodan sonra
değişimin önünü açmak için" Başkanım özür dilerim.Yeni bir
ruh yeni bir ekip anlayışı şart. Sizlere layık olamadık. Emaneti
teslim ediyorum.Her zaman emrinizdeyim" diyerek
liderime istifamı sunardım…
Çünkü söz konusu dava ise mevki makam teferruattır…
Tabanın beklentisi budur..
Çünkü taban yaşanan sıkıntının fotoğrafını çekmiştir…
O fotoğraf apaçık ortadadır..
Tabanda ve tavanda değişim kaçınılmazdır...
Türkiye'nin her bir yanında başarılı olunan teşkilatlar da dahil büyük sıkıntıların olduğu halktan kopuşun yaşandığı insanların sadece Tayyip Erdoğan sevgisine oy verdiği gerçeği ortadadır.
Bütün il ve ilçe başkanları ile yönetimleri birlikte istifalarını vermeli bugüne kadar bazı parti ağaları tarafından önleri kapanmış heyecan dolu dava insanlarının teşkilatlarda yer almasının artık önü açılmalıdır...
Çünkü değişim deniyor kongreler yapılıyor bakılıyor bulunmaz hind kumaşı gibi yine büyük çoğunlukta aynı isimler görevde!..
O milletvekilin adamı, bu bakanın adamı, bu belediye başkanın adamı..
Ya tabanın adamları nerede?
Genel Merkez yönetim kadrosu mutlaka yeniden şekillenmeli.
Halkta karşılığı olan, durumdan vazife çıkarabilen, sevilen sayılan
isimler parti yönetiminde görev almalıdır...
Görevlendirmeler "Çarkı felek" misali
olmamalı...
Bürokraside köklü bir değişime gidilmeli.halka kapılarını kapatmış,
sadece dostlarına kapılarını açık tutmuş burunlarından kıl
aldırmayan isimler kenara çekilmeli...
"Halka hizmet hakka hizmettir" anlayışını özümsemiş isimler koltuklarda hakim olmalı...
Tabanda en büyük beklenti Bakanlar Kurulu’nda değişim yaşanması
olduğu aşikar. Bununla birlikte Bakanlık kadrolarındada değişime
gidilmeli...
Cumhurbaşkanlığı danışman kadrosu mutlaka yeniden
yapılanmalı. Liderinden gerçekleri saklayanlar değil
gerçekleri söyleyebilen liyakat sahibi insanlara yer
verilmeli...
31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde görüldü ki, sivil toplum
örgütleri ve özellikle büyükşehirlerdeki hemşehri dernekleri
ile iletişim halinde olacak bir bakanlık birimi mutlaka
oluşturulmalı…
Her devrin adamı olarak partinin yanına yaklaşan ve nemalanan
adeta “Gece kurtla sürüye dalıp, gündüz çobanla
ağlayanlar” kişilere artık dur denmelidir..
Partinin 2002 ruhuna dönmesi için büyük bir buluşma ortaya konulmalı. “2023’e doğru” adı altında büyük kongre toplanarak A’dan Z’ye yeni bir yol haritası belirlenmeli…
Ve Erdoğan'a giden yollar açılmalıdır!..
Bu davanın lideri Tayyip Erdoğan yeni kadrolarla yeni bir harekatı başlatmalıdır..
Bakın büyük bir şehrin il başkanlığında görevli bir arkadaşım
bana ne yazmış.
“Abi teşkilatta kimsenin umurunda değil, herkesin keyfinde.
Nasıl olsa paşalar yükünü tuttu. Şurada 4 yıl daha var.
Yerimizi koruyup işimize bakalım anlayışındalar. Dikkat ettin mi ?
Binali Bey mağlubiyet açıklamasını yaparken, yanında kimse yoktu.
Kazanmış olsaydı bir sürü yalaka arkasında dururdu.
Bu neden kaybettiğimizin onlarca sebeplerinden
biridir”
Çok acı değil mi?
Daha hesap bitmedi!..
Erdoğan’a “Onlar varken Ankara ve İstanbul’u
kaybederiz” baskısı ile Melih Gökçek, Kadir Topbaş
gibi Büyükşehir Belediye Başkanlarının istifa ettirilmesine kimler
yalan yanlış bilgi ve anketlerle vesile olmuşsa el
çektirilmeli…
Örneğin seçimler sonrasını beklemek gerekirken 31 Mart
seçimlerine ramak kalmışken marketlerde poşetlerden ücret
alınmasını sağlayıp vatandaşın tepkisini çekmeyi kimler sağlamışsa
nedeni sorgulanmalıdır.
Seçime ramak kalmışken Terörist başı Öcalan mektubunun ortaya
çıkarılmasına ve kardeşi Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkmasına kimler
vesile olmuşsa hesap vermeli..
Keza İmamoğlu üzerinden Karadeniz seçmenini olumsuz
etkilediği görülmesine rağmen ısrarla Rum-Pontus
iddiasını sürekli körükleyenler...
Yani hatalar göstere göstere kartopu gibi büyütülüp sandıkta
milletin önüne kondu ve böylesine sonuca imza atıldı.
AK Parti kendi kendini tuş etti!..
Yani sonuç malumun ilanı gibi oldu…
O nedenle AK Parti’de yapılan bazı vahim hataları görünce
kimse kusura bakmasın ama Dede Korkut’un sözü aklıma gelmiyor
değil…
“Kahpe içerden olunca
Kapı kilit tutmaz oğul!”
Peki ne olacak?
Bu dava burada bitmeyecek...
Bu davanın lideri Tayyip Erdoğan, durumdan vazife çıkarıp halk ile birlikte kurduğu büyüttüğü, 17 yıldır girdiği bütün seçimleri açık ara kazandığı partisinin ikbali için küllerinden yeniden doğmasının yolunu açacaktır..
Hz. Mevlana diyor ki;
Asla geçmişte yaşama, ama her zaman geçmişten ders al.
Zaman AK Parti’nin yola çıkarken ortaya koyduğu mükemmel şekilde icra ettiği ama unuttuğu “RASYONEL İRADEYİ” yeniden ortaya koyma zamanıdır..
Çünkü AK Parti’nin yola çıkarken milletle buluştuğu bu "rasyonel iradeyi" CHP’nin kendi siyasi ideolojisini bir kenara bırakıp hedefe ulaşmak için nasıl kullandığı gerçeğini görmelidir..
Rasyonel düşünce olarak AK Parti CHP'leşirken CHP AK Partileşmiştir!..
Yani CHP'nin bu yerel seçimlerde akıl hocası kimler
ise AK Parti’yi kendi silahı ile vurma planını başarı ile
uygulamıştır..
Bakın Müslüman düşünürlerin çok sık atıf yaptığı adaletiyle
ünlü İran Kisrası Nuşirevan devleti ve iktidarı
ayakta tutacak adalet dairesini şöyle dile getirir.
“Devlet ve iktidar orduyla, ordu ekonomiyle, ekonomi
vergiyle, vergi üretimle, üretim adaletle, adalet yöneticilerin
liyakati, yöneticiler bakanların dürüstlüğüyle varlığını
sürdürür.
Bunların tamamı ise, devlet başkanının halkın durumuyla
bizzat ilgilenmesine ve başkalarına kendini yönettirecek değil de
kendisi onları yönetecek biçimde hareket etmesine
dayanır.”
Hz. Mevlana diyor ki.
“Küle döndüysen, yeniden güle dönmeyi
bekle…
Ve geçmişte kaç kere küle dönüştüğünü değil, kaç kere
yeniden küllerin arasından doğrulup yeni bir gül olduğunu
hatırla.”
Tayyip Erdoğan kendisine hiç yabancı olmadığı bu sözü yine hatırlayacaktır.
Soru şu; "Bu dava burada bitsin mi?"
Cevabı Erdoğan sevdalıları veriyor.
"Yepyeni bir AK Parti ile yeni zaferlere"
İcra makamı Tayyip Erdoğan...
Hesabı artık görmeli...
Herkes kendini iyi bilir "çekilmek" yerine hala hiç bir şey olmamış gibi o koltuklarda oturanlarla hesaplaşmalı..
Hiç kuşkusuz işi ağır işi çetin.
Ama oda biliyor ki !
Herkese nasip olmuyor bir gönle girip de dualarda yer almak
Özetle..
Eğer yaşananlardan ders alınmaz ise bugün İstanbul yarın Tayyip Erdoğan kaybedilir...
17 yıllık bu dava burada biter...