Tatlısesin öyle bir korkusu var ki!
Abone olErgenekon davasında ifade veren Saçan, Tatlıses'in gözaltına alınış sürecini anlattı. Meğer Tatlıses'in büyük korkusu varmış!
İkinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Adil Serdar Saçan,
birinci ''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı Veli Küçük'ü
görmediğini belirterek, ''Küçük ile bir tane ilişkimi
ispatlasınlar, kendimi Taksim Meydanı'na asmazsam Adil Serdar Saçan
değilim'' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasına devam
eden Saçan, 6 kez meslekten uzaklaştırıldığını
mahkeme kararıyla da 6 kez göreve döndüğünü, mesleğe başlayacağı
sırada da ''Ergenekon'' kapsamında tutuklandığını
söyledi.
TATLISES'İ NEZARETE KOYMAMIŞ
Saçan, meslek yaşamı boyunca gözaltına aldığı hiç kimseye
ayrıcalık yapmadığını ifade ederek, herkesi nezarete attırdığını,
sadece İbrahim Tatlıses'i gözaltına aldığında
''kapalı yer'' fobisi olduğu için nezarete
koydurmadığını anlattı.
Saçan bu davanın yöneticisi sıfatında olan hiç kimsenin nezarete
atılmadığını ifade ederek, yüksek tansiyon ve panik atak hastası
olduğunu bilmelerine rağmen kendisinin nezarette 4 gün tutulduğunu
kaydetti.
"İBRAHİM ŞAHİN AĞABEYİMİZDİR"
Aynı zamanda avukat olan Saçan, ''Çok iyi ceza avukatlığı
yapardım ama içeri attıklarımı savunur hale gelmemek için fiili
olarak avukatlık yapmadım. Öğretim görevlisi oldum. Emniyet
örgütünde hep birinci oldum. Terör örgütü üyeliğinden içeri atılan
benden başka müdür var mı? Bunda da birinciyim. Benden sonra da
İbrahim Şahin oldu. İbrahim Şahin ağabeyimiz... Ağabey bir
örgüt ilişkisi değildir. Bir saygı ifadesidir. Akademide
bizden bir sınıf önce olana ağabey denirdi'' diye konuştu.
Tuncay Özkan'ı tanıdığını ve 16 aydır da cezaevinde aynı koğuşta
kaldığını belirten Saçan, Organize Suçlarla Mücadele Şubesi müdürü
olarak basındaki herkesi tanıdığını kaydetti.
Gürbüz Çapan'ı tanıdığını dile getiren Saçan, ''Çapan ayağından
vurulmuştu. Sanığı teşhis etmek için şubeye gelmişti. Bir çayımı
içti. Yıllar sonra eşim iç çamaşırı mağazası açmıştı. Mağazanın
önünde karşılaştık. 'Eşin mi açtı? Siftah yapayım' deyip bir iç
çamaşırı aldı, gitti. Örgüt üyeliği bu. 'Adil Serdar Saçan'ın
evini, bürosunu Gürbüz Çapan aldı' diyorlar. Evimi nasıl aldığım
bellidir. Bir insanı böyle suçlamak ayıptır. Polis müfettişlerinin
raporlarıyla da mal varlığım tespit edilmiştir'' şeklinde
konuştu.
"TAKSİM MEYDANI'NDA ASARIM"
Erol Kohen''i tanıdığını, Veli Küçük'ü ise görmediğini ifade
eden Saçan, şöyle devam etti:
''Veli Küçük, polis ifadesinde beni Bedrettin Dalan'ın odasında,
savcılık ifadesinde ise seminerde gördüğünü söylüyor. Savcı
kendisinin aldığı ifadeye değil de polisin aldığı ifadeye itibar
etmiş. Ben görmedim Veli Küçük'ü, görseydim söylerim. Veli
Küçük'ten mi korkacağım. Bedrettin Dalan'ın odası çok
genişti. 30 kişi oluyordu. Bir şey sormak için odasına
girip çıktığımda içeride varsa görmedim. Vallahi de billahi de
görmedim. Küçük ile bir tane ilişkimi ispatlasınlar,
kendimi Taksim Meydanı'na asmazsam Adil Serdar Saçan
değilim. Ben örgüt üyesi değilim. Her tanıdığımı söyledim.
Hakkımda işlem yaptığım adamlarla irtibatım yok.''
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Saçan'ın savunmasına ara
vererek, duruşmayı yarın saat 09.30'a erteledi.