Tatlıses yazarlığa hızlı başladı
Abone olBugün gazetesine köşe yazarı olan İbrahim Tatlıses ilk yazısını yazdı. Yazar kendisine sataşan Ali Atıf Bir'i maydanoza benzetti.
İbrahim Tatlıses, Bugün gazetesinde yazarlığa başladı. Haftada
iki gün yazacak olan türkücünün ilk yazısının başlığı . Tatlıses
kendisini eleştiren yazar Ali Atıf Bir'e ilk yazısında cevap
verdi.
Yazı: İbrahim Tatlıses
Kaynak:
-Eveet medya ve İbrahim Tatlıses... Ne ben medyasız ne de medya
bensiz olabiliyoruz! Anlıyacağınız gibi birbirimizi çok mu çok
seviyoruz. Sabahları bakkala gider gazetelerimi alır paşa paşa
okurum, televizyon programlarını zamansızlıktan dolayı az da olsa
izlerim. TV olsun, gazeteler olsun beni evire çevire yazarlar. Ama
iyi ama kötü, medyada olmadığım bir günüm yoktur. Beni unutmuştur
dediğim sayın Ali Atıf Bir Hoca yine beni yazmış. Aslında beni mi
yazmış kendini mi yazmış anlamış değilim. Sayın Profesör belki de
kendini yazmak istemişti de, beni arada figüran olarak kullanmış.
Hani vardır ya, adam eczaneye girer "Arkadaşım utanıyor da beni
gönderdi, bir kutu viagra verir misiniz?" der. Aslında viagrayı
kendine alıyordur, o "Arkadaşıma alıyorum" cümlesi de kocca bir
yalandır. Hz. Ali bir gün oturuyormuş, yanından geçen bir kişi
"Merhaba ya AYI" der. Hz. Ali de ona "Merhaba ya ALİ" der. Hz.
Ali'nin yanındaki eshaplarından biri "Ya Ali, adam size AYI dedi
siz ona Ali dediniz." Hz. Ali şöyle der: "Ne var bunda adam bende
kendini gördü Ayı dedi, ben de kendimi onda gördüm Ali dedim" der.
Neyse konuyu dağıtmadan bana atıfta bulunan Sayın Ali Atıf Bir ile
biraz "Atıf"laşalım. Aslında kendime göre iyi bir sinemacıyım, 16
tane sinema filmi... Hem oynadım hem de yönettim. 5 tane de dizi
filmi çektim, bu dizilerden biri reytinglerde hep birinci olan
"FIRAT" dizisiydi. Bunların da yönetmeni, senaristi, hikâye yazarı
söylemesi ayıp olmasın bendim. Ayrıca kurgusunu, yani montajını da
ben yaptım. Sete senaryo ile gitmem, elimde birkaç parça kâğıtla
giderim. Çünkü hikâyelerimi kafamda kurarım. O kâğıt parçaları da
önemli notlarımdır. Bunu bütün oyuncu arkadaşlarım da bilir. Yanlış
anlaşılmasın bu sadece Allah'ımın bana verdiği bir güçtür, hüner
benim değildir. Bunlar bilgi dağarcığınızda bulunsun diye
anlatıyorum Sayın Ali Atıf Bir Hoca. Yok efendim Sinan Çetin okul
açmış, yok efendim İbrahim Tatlıses orada hocalık yapacakmış.
Eee!.. Ne var bunda? Bir tek siz mi yazar-çizersiniz? Şerif
Gören'ler, Yılmaz Güney'ler, Ali Özgentürk'ler, Memduh Ün'ler Orhan
Aksoy'lar, Orhan Elmas'lar, Remzi Jöntürk' ler... Bunların hepsi de
önemli yönetmenler. Bu isimler film çekerken sinema okulları mı
vardı Türkiye'de? Hepsi, her şeyi film setinde öğrendiler. Ben de
onlar gibi sinemayla ilgili her şeyi film setinde öğrendim. Sinan
Çetin'in açtığı okulda bizim de oradaki gençlere kıyısından
köşesinden öğretecek bir birikimimiz olamaz mı? Evet, şimdi sinema
okulları var, ama her şey okulda öğrenilmiyor, bu işin bir de
pratiği var. Bunun adına da ALAYLI denir. Birçok alaylı da, birçok
profesörü cebinden çıkarır hocam. Mesela, ben notanın "n"sini bile
bilmem ama şarkıcıyım, burada tevazu gösteremeyeceğim . Çünkü iyi
bir şarkıcıyım... Pardon hocam, bu arada reklam da çekiyorum.
Kusura bakmazsanız eğer bunların da senaryoları, hikâyeleri ve de
yönetmenliği bana, yani "İbrahim Tatlıses" e aittir..
Diyarbakırlılar' ın dediği gibi "Sen Saan Pişir Sen Saan Ye!" Ben
de aynen öyle yapıyorum. Kendim pişiriyorum, kendim yiyorum. Sizin
kaç mesleğiniz var bilmem ama siz de her telden çalıyorsunuz.
"Köşenize" bakıldığında size hayranlık duymamak mümkün değil!
Futboldan, sinemadan, şarkıcılardan, siyasetçilerden, mankenlerden.
Yaz babam yaz.
Hatta Kanal D'deki türkü yarışmasında jüri üyesi bile olup "Ahkâm-ı
Kâmil" kesiyorsunuz. Şimdi siz orada okunan türkülerin makamını da
bilirsiniz!.. Hocam siz de amma bilmişsiniz ha! Aynı benim gibi her
şeye maydanoz... Amma ne olursa olsun, Benim, profesörlere saygım
vardır.