Tatlı krizine dikkat
Abone olAkşamları aşırı tatlı isteme ve acıkma hissi yaşıyor gece kalkıp yemek yiyorsanız bu yazıyı okuyun...
Sabah kahvaltı yapmak istemiyor, öğlen hafif bir şeyler ile
yetinebiliyor, fakat akşama doğru tatlı isteği artışı ile beraber
aşırı acıkma hissi yaşıyor, hatta gece kalkıp yemek mi yiyorsunuz?
‘Reaktif Hipoglisemi’ riski taşıyor olabilirsiniz...
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Seçil Kenar tıpta,
‘Reaktif Hipoglisemi’ adı verilen ve ileride şeker hastalığına yol
açan, ‘aşırı tatlı yeme alışkanlığı’ hakkında bilgi verdi.
Reaktif Hipoglisemi nasıl bir hastalıktır?
Reaktif Hipoglisemi hastalarının açlık kan şekerleri değerleri
normaldir ancak şeker yüklemesi yapıldığında, hastaya Reaktif
Hipoglisemi tanısı konur. Normal zamanlarda kan şekerleri 70-110
mg/dl arasındadır. Reaktif hipoglisemi, özellikle yemek yedikten
sonra kan şekerinin yükselmesiyle insülin hormonunun fazla
salgılanması sonucu, yemeği takiben kan şekerinde oluşan düşüşlerin
sonucunda ortaya çıkar. Burada düzensiz, aşırı insülin salgılanma
durumu söz konusudur. Kişide, özellikle kan şekerini hızla
yükselten besinler yedikten sonra (çikolata, pasta, hamurlu
tatlılar v.b) terleme, taşikardi, aşırı acıkma hissi, tekrar tatlı
ve besin tüketim isteği oluşur. Bunların sonucunda sürekli tatlı
tüketimi ve kilo artışı yaşanır.
Reaktif hipoglisemi hastalarında hangi belirtiler görülür?
Reaktif hipoglisemi hastalığı, tatlı yemeden duramamaktır.
Hastaların beslenme alışkanlıkları genelde benzerdir. Sabah
kahvaltı yapma isteği yoktur, öğlen hafif bir şeyler atıştırmaları
yeterlidir, fakat akşama doğru tatlı isteği yoğunlaşır, özellikle
akşama kadar tatlı besinleri atıştırma ve aşırı acıkma hissi
gelişir. Gece uykudan uyanıp tatlı veya yemek yiyerek tekrar uyumak
genel yeme alışkanlıklarıdır. Hastalarda sürekli diyet yapma çabası
vardır ama diyetler kısa sürelidir ve başarı sınırlıdır.
Reaktif Hipoglisemi kimlerde görülür?
Reaktif hipoglisemi; düzensiz beslenen, öğün atlayan, psikolojik
durum bozukluğu, aşırı ve hızla kilo alıp veren, ailede şeker
hastalığı olan kişilerde gözlenebilmektedir.
Reaktif Hipoglisemi’nin tedavisi nedir?
Reaktif hipoglisemi, ileride şeker hastalığının habercisidir. Tanı
konduktan sonra en temel tedavisi diyettir. Zayıflamak isteyen ve
diyet yapmaya karar veren kişilerin, mutlaka doktor ve diyetisyen
gözetiminde, kendi metabolizmalarına uygun diyetlerle zayıflamaları
gereklidir.
Reaktif hipoglisemide diyet tedavisi
Kan şekerinin hızla yükselen ve ardından kan şekerinin hızla
düşmesine sebep olacak basit karbonhidratların ( çay şekeri, bal,
reçel, pekmez, pasta, tatlı, kurabiye v.b) tüketiminden
kaçınılmalıdır.
Kan şekerinin hızla yükselmesine sebep olan rafine edilmiş,
glisemik indeksi yüksek besinler yerine, posa içeren kompleks
karbonhidratlar tüketilmelidir. Kepekli ekmek, bulgur, kepekli
pirinç, kepekli makarna gibi posa içeriği yüksek karbonhidrat
kaynakları tercih edilmelidir.
Kan şekeri yemek yedikten 3 saat sonra düşmeye başlar. Bu yüzden
mutlaka 3-4 saatte bir 3 ana öğün, 3 ara öğün olmak üzere az az,
sık sık beslenme şekli benimsenmelidir.
Glisemik indeksi yüksek meyvelerin tüketiminden kaçınılmalıdır.
Yaşa ve boya göre olması gereken kilo aralığında olunmalı,
zayıflamak gerekiyorsa mutlaka profesyonel bir yardım
alınmalıdır.
Öğün atlanılmadan düzenli besin tüketimi sağlanmalı, öğünlerde her
besin grubundan yeterli olarak tüketim sağlanmalıdır.
Vücudumuz enerji veren karbonhidratlardır. Belirli düzeyde
karbonhidrat tüketilmeli, sadece protein ve yağ içeren diyetler
yapılmamalıdır.
Düzenli yapılacak egzersiz, kan şekerini dengeler fakat egzersize
aç başlanması veya çok uzun süre yoğun egzersiz yapılması kan
şekerinin düşmesine sebep olur. Bu yüzden kepekli sandviç, kepekli
makarna, ayran, meyve, kepekli bisküvi gibi karbonhidrat içeren bir
besin egzersiz öncesi alınmalıdır.
Ara öğünlerde probiyotik yoğurt, kepekli tost veya sandviç, meyve,
kepekli bisküvi+peynir, ceviz veya fındık gibi besinler
tüketilebilir.
Alkol, kan şekerini önce yükselmesine daha sonra düşmesine sebep
olduğundan tüketiminden kaçınılmalıdır.
Meyve suyu, şeker içeren içecekler, aşırı çay, kahve tüketiminden
kaçınılmalıdır.
Beyaz undan yapılmış besinler (börek, poğaça, mantı, kuru pasta
v.b) yerine kepekli undan yapılmış besinler tercih edilmelidir.
Şeker isteği hissedildiği takdirde meyve, kepekli sandviç gibi
besinlerden doğal şeker alınmalıdır.
Glisemik indeksi düşük besinlerin tüketimine ağırlık
verilmelidir.
Posa içeriği yüksek sebze ve salata tüketimi arttırılmalıdır.
BAZI BESİNLERİN GLİSEMİK İNDEKS DEĞERLERİ
Gıda GI
Yerfıstığı 21
Fruktoz 32
Soyulup yuvarlanmış arpa 36
Süt, tam 39
Barbunya 42
Mercimek, yeşil 42
Mercimek, yeşil 45
Süt, yağsız 46
Muz, olgunlaşmamış 51
Elma 52
Kuru fasulye 54
Domates 54
Elma suyu 58
Spagetti, beyaz 59
Portakal 62
Makarna 64
Laktoz 65
Pirinç, önkaynatılmış 68
Çavdar ekmeği 71
Kırılmış arpa 72
Barbunya, konservelenmiş 74
Portakal suyu 74
Kivi 75
Tatlı patates 77
Patlamış mısır 79
Mango 80
Müsli 80
Muz, fazla olgunlaşmış 82
Pirinç, yüksek amilozlu 83
Sakkaroz 87
Muffin 88
Bisküvi 90
Çavdar ekmeği unu 92
Buğday krakeri 99
Beyaz ekmek 101
Bal 104
Patates kızarması 107
Mısır gevreği 119
Patates, pırında pişirilmiş 121
Pirinç, düşük amilozlı 126
pirinç 128
Glikoz 138
NTV