Taşgetiren'e Güzel destek
Abone olYeni Şafak Gazetesi'yle 'kriz' yaşayan Ahmet Taşgetiren'e Hasan Celal Güzel'den destek geldi. Güzel, "Taşgetiren'in benim gönlümdeki yeri başkadır" dedi ve...
Yakın geçmişte siyasi hayatımızın önemli aktörlerinden ve Dünden
Bugüne Tercüman Gazetesi yazarlarından Hasan Celal Güzel'den
"Ahmet Taşgetiren'e destek" geldi. Güzel,
"Taşgetiren'in benim gönlümdeki yeri başkadır" dedi ve şöyle devam
etti:
Yazı: Hasan Celal Güzel
Kaynak: www.tercumangazete.com.tr
Ahmet Taşgetiren, entelektüel sağda önemli bir yere sahip bulunan
Yeni Şafak Gazetesi'nin 1995'te kuruluşundan itibaren başyazarıdır.
Yeni Şafak'ta, Fehmi Koru, Kürşad Bumin, Ali Bayramoğlu gibi, bütün
yazdıklarına iştirak etmesem de çok beğendiğim köşe yazarları var.
Lâkin, Ahmet Taşgetiren'in, milletin indinde de, benim gönlümde de
yeri bir başkadır.
Ahmet Taşgetiren'i tanıma şansına sahip olmuşsanız, nur yüzlü,
tatlı sesli, sevgi ve saygı dolu, ölçülü konuşması karşısında onu
sevmemeniz imkânsızdır. Bu hâli yazılarına da aksetmiştir.
Başyazarlara mahsus ciddi, muvazeneli ve aydınlatıcı yazılarını,
diğerlerinden farklı olarak sadece akıl ve mantık süzgecinden
değil, gönül gözü endâzesinden de geçirerek kaleme alır. Bunun için
de yazılarını okurken, Türkçeyi en güzel şekilde kullanan bir gönül
adamının terennümünün tadına varırsınız.
***
Ahmet Taşgetiren, sevgi doludur. Dinini, milletini, vatanını ve
bütün insanları sever. Her zaman hürriyet, demokrasi ve insan
haklarını savunmuştur. Hiç bir şekilde ayrımcılık yapmamıştır.
Güneydoğu, PKK,
terör konularındaki yazıları da son derece dengeli ve tenvir edici
olmuştur.
Ahmet Taşgetiren, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da sever. Sevdiği
için de, ona hatâ yaptırılmasına, onun yıpratılmasına üzülür.
Başbakan Erdoğan'ı ve AK Parti İktidarı'nı tenkitlerinde, hep bu
üzüntü ve endişenin izlerini görürsünüz. O, aslında Başbakan'ı ve
AK Partilileri her zaman başarılı olmalarını istediği dostları
olarak görmüş ve "Dost acı söyler" düstûrunun icabını yerine
getirmiştir.
Son olarak, Başbakan'ın dolduruşa gelerek "Kürt sorunu" sözünü
söylemesine, bizce haklı olarak karşı çıkmıştır. Bu sözüyle, iyi
niyetle de olsa Başbakan büyük bir hatâ işlemiş; ırkçı ve ayrılıkçı
Kürtlerin
eline koz vermiş ve taban desteğini önemli ölçüde kaybetmiştir.
***
Ahmet Taşgetiren'in, internet sitelerinde yayınlanan "Oldu mu
şimdi?" başlıklı yazısı, Gazete yöneticileri ve sahibi tarafından
engellenerek, Yeni Şafak'ta yayınlatılmamıştır. Gazete sahibi Ahmet
Albayrak, sevdiğimiz, imanlı ve hayırsever bir iş adamıdır.
Başbakan'a yakınlığıyla bilinen Albayrak'ın bu tutumu, ne yazık ki
Başbakan'ın lehine olmamıştır.
Taşgetiren, başyazarı olduğu gazetede yayınlanmayan yazısında,
"DEHAP'ı ve Öcalan'ı tüm Kürtlerin temsilcisi haline getirmenin
vebalini kimin üstleneceğini" soruyor ve hem Türklere, hem de
Kürtlere kötülük edildiğini söylüyor. "Tayyip Erdoğan'ı
aydın-danışman anaforunda harcadınız" diyen Taşgetiren, "Acı
duyuyorum, Türkiye'nin bu en sancılı meselesinde Tayyip Erdoğan'ın
ifa edeceği doğru misyonun canına okunduğu için... Acı duyuyorum,
sorun, TürkiyePKK denklemine sürüklendiği için..." diyor.
Taşgetiren'in bu konuda yazdıklarına kelimesi kelimesine iştirak
ediyorum.
***
Ahmet Taşgetiren, gerçek bir aydındır. Lâkin, diğer bazı aydın
geçinenler gibi, önünü sonunu düşünmeden sırf "yeni açılımlar"
yapayım diye aklına geleni söyleyip yazmaz. Aydın olmanın
sorumluluğunu müdriktir. "Oldu da bitti maaşallah!..." diye
çığırtkanlık yapan pişekârlar gibi ortalıkta dolaşmaz. Lâkin,
Başbakan Erdoğan ve yakın çevresi, onu bir Adalet Ağaoğlu, bir
Gencay Gürsoy kadar dahi "aydın" saymamış ve fikrini almaya lüzum
görmemişlerdir. Daha sonra da değişik görüş ileri sürünce, yazısı
sansür edilebilmiştir.
Gelgelelim, Türkiye'de siyasi müntehirlerin intiharını seyredecek
kadar lükse sahip değiliz. Sayın Başbakan ve çevresi bilmelidir ki,
bizler onun gerçek dostlarıyız. Ahmet Taşgetiren'in deyimiyle
"aydın-danışman koalisyonu"nun "parlak" fikirlerini sahiplenip
bizzat ifade etmeden önce, hiç değilse bir bakana veya parti
yöneticisine söyletip tepkileri değerlendirse daha iyi olmaz
mıydı?...
Merhum Özal'ın en fahametlû günlerinde, etrafı yağcı doluyken,
yaptığı hatâları açık sözlülükle tenkit eder ve şu hadisi şerifi
söylerdim. "Eğer Allah bir emiri seviyorsa ona açık sözlü
müşavirler, musâhipler verirmiş; sevmiyorsa dalkavuklar verirmiş.
Sizi seviyor, çünkü ben sizi tenkit edebiliyorum" derdim.
Tenkitlerimden hoşlanmasa da, kendisini sevdiğimi bildiği için
dikkatle dinlerdi.
***
Sevgili Ahmet Taşgetiren, kırılmakta, üzülmekte yerden göğe kadar
haklısınız. Lâkin, ne olur bizleri o, sevgi, şefkat dolu, huzur
veren ve yol gösteren yazılarınızdan mahrum bırakmayınız. Bu
yazılara, Başbakanıyla, bakanıyla, iktidarıyla, muhalefetiyle,
aydınıyla, halkıyla hepimizin ihtiyacı var.
Sizi özledik. En kısa zamanda yazılırınıza tekrar başlamanızı
bekliyoruz.