Taşgetiren'den ilk yazısında cemaatin ipuçları
Abone olTaşgetiren cemaatin yargıya bu kadar sahip çıkmasında ipuçlarının saklı olduğunu söyleyerek çarpıcı tespitler yaptı.
Dershaneler konusunda hükümeti eleştiren ancak kavga
büyüdükçe cemaate tavır alan ve pirinciniçindeki taşolmakla itham
edilen Ahmet Taşgetiren Bugün gazetesinden ayrılmıştı. Taşgetiren
bugün Star sindeki ilk yazısında cemaatin yargı yapılanmasını
yazdı.
Taşgetiren, yazısında yargının içerisinde bir yapılanma
varsa, böyle bir yapının operasyona tabi tutulmak zorunda olduğunu
vurguladı. İşte Taşgetiren'in '2014'ün gündemi: Yargıdaki
odaklaşma' başlığıyla köşesine taşıdığı yazının
tamamı:
"Selamlar.... 2014'ün ilk günü, hayırlar dileyerek ve uzun
başlangıç ifadelerine gerek duymadan başlayalım.
İstiklal Mahkemeleri, adı üstünde mahkeme idi ama "Yargılasınlar ve
assınlar, şevahid ardından gelsin" diye kurulmuşlardı. Astılar,
astılar, astılar.
27 Mayıs'ın da bir yargısı vardı. "Sizi buraya getirenler böyle
olmasını istiyor" diyen bir yargı. Darbecilerin emir - komutası
içinde bir yargı. Onlar da astılar, hem, Başbakan'ı ve iki bakanını
astılar. Yassıada o yargının alamet-i farikasıdır.
12 Mart'ın da bir yargısı vardı. Onlar da astılar.
12 Eylül'ün de bir yargısı vardı. Onlar da astılar. Hem yaşı küçük
olanları büyütüp de astılar. Hem denge olsun diye bir sağdan bir
soldan astılar.
28 Şubat'ın da bir yargısı vardı. Askerlerin brifingine göre
hareket eden, askerleri ayakta alkışlayan, dönemin Adalet
Bakanı'nın söylediğine göre, "Bazı kanun maddelerini maksadını aşan
biçimde uygulayan" bir yargı. Sapır sapır parti idam ettiler. Milli
iradeye ilmek geçirdiler.
2007'lere kadar, 2008'lere kadar devam eden yargı, internetten
devşirilen malzemelerle, halktan yüzde 47 oy alan bir parti için
kapatma davası açabilmişti. Ki o davada iktidar partisi, "laiklik
karşıtı eylemlerin odağı olmak" suçlaması ile kapatılmaktan kıl
payı kurtulmuş, hazine yardımı kesintisiyle cezalandırılmıştı.
Bütün bu dönemlerde "Yargı""Yargının üstünlüğü" temasını kullanmış,
ama halkın algısında "askeri vesayetin uzantısı" olarak görülmekten
kurtulamamıştı.
Herkes bilir ki, 27 Mayıs darbesinden sonraki düzenlemeler, millet
iradesi üzerinde, asker güdümlü bir yargı vesayeti oluşturmaya
yönelikti. Anayasaya, "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir"
ifadesini kontrol altına almak için "Millet bu hakimiyeti anayasal
organlar kanalıyla kullanır" ifadesi eklenmişti. Anayasa Mahkemesi
de, milli iradeyi denetleme misyonu ile görevlendirilmiş,
statükonun çerçevesini aştığı farzedilen partileri idam etme
yetkisi ile donatılmıştı.
Yargı bağımsız olsun!
Keşke olabilse.
Yargı tarafsız olsun! Keşke olabilse.
Ak Parti, neredeyse 11 yıldır, Yargı'nın vesayet alanından
kurtarılması için düzenlemeler yapıyor. Çünkü oradaki vesayet
bağlantısının, her an kendi boynuna ilmek geçirebileceği endişesi
ile hareket ediyor.
Ama ne oldu?
Şimdi, Yargıda başka bir yapılaşma gerçekleştiği gerçekliği ile
karşı karşıya kalındı.
Savcılar, yargıçlar, Yargıtay, Danıştay ve HSYK... Bir netwörk (ağ,
şebeke irtibatı) içinde hareket eden bir yapılanmaya maruz ise, ve
bu yapılanma, Emniyet'te de bağlantılar oluşturmuşsa, böyle bir
yapılanmanın yürüteceği operasyonun bir "Yargı operasyonu"
olamayacağı açıktır.
Böyle bir yapı aslında, bir operasyona tabi tutulmak
zorundadır.
Çünkü böyle bir yapıdan adalet çıkmaz.
Bu, başka bir vesayet türüdür.
Dünlerde, İstiklal Mahkemelerinden beri yaşanan sözümona
"Yargı" yapılanması, nasıl "Önce devlet" mantığı
ile hareket ediyor, "Devlet"e de kemalist
ideolojinin şablonlarının gözetilmesi penceresinden bakıyorsa,
bugün, "Özel yapılanma"nın gerçekleştirdiği bir
vesayeti görmemek, akıl kârı değildir.
İPUÇLARI BURADA SAKLI
Cemaat.
Şu anda "Yargı"ya olağanüstü bir hassasiyetle sahip çıkıyor. Aynı
Cemaat'in, mesela 27 Mayıs yargısına da sahip çıktığını
düşünemeyiz. O zaman, bugünkü yargıda ne oldu ki böylesine bir
sahibiyet hamlesi içine girildi?
İşte orada, "Bizim yargı" ipuçları
sergileniyor.
MİT Başkanına operasyonu "Bizim yargı" yapıyor, 17
Aralık operasyonunu "Bizim yargı" yapıyor.
Biz hepimiz biliyoruz ki "Bizim Yargı" daha pek çok şey
yapabilir!
Mümtazer Türköne"Yargı fiilen yasama ve yürütmenin üstündedir"
diyor. (Zaman, 29 aralık 2013)
Evet, tam da 27 Mayıs zihniyeti. Ne diyelim, bugün hükümetle
hesaplaşma hesapları bütün zihinleri torpilliyor."
TAŞGETİREN'İN BUGÜN'DEKİ SON YAZISI Ahmet Taşgetiren "Yazı hayatım zorlaştı" diyerek cemaate yakın gazete Bugün'e veda etti. BİRİLERİ BEDEL ÖDETİYOR Dershane kavgasında cemaati de eleştirdiği için tepki
çeken Taşgetiren son operasyonlar için cemaati
eleştirdi. Taşgetiren aslında İsrail ve Amerika'nın intikam
aldığını cemaatin de bundan istifade Erdoğan'a bedel ödettiğini
söyledi: |
ZAMAN YAZARI LEYLA İPEKÇİ DE BIRAKMIŞTI
Zaman gazetesindeki son dönemdeki yayınları için Nefret ederek
hak aranmaz diyerek yazılarına son vermiş ve şunları
söylemişti:
Nefret eden yüzlere bakamıyorum ne zamandır. Yüzümüz Hakkı temsil
ettiğinin şuurunu yitirmiş sanki. Birbirinden nefret edenler, kalp
katliamı yaptıklarını fark edemez haldeler. Nefret ettiğimiz sürece
kalbimizdeki nur parıldamıyor. Yüzleri aydınlatamıyor. Olmayanı
olmuş gibi, olanı olmamış gibi gösteriyor bu nefret.
İslamcı yazar Cemaat içindeki 'taş'
mı?
Cemaat'in yedek gazetesi Bugün'ün yazarı Ahmet Taşgetiren,
hizmet hareketindekilerin hedefi oldu. Taşgetiren'e zehir zemberek
not.