Taşeron işçi artık kadrolu işçi statüsünde!
Abone olYargıtay taşeron işçinin; sendikalı işçilerle aynı statüde olduğunu, sendikaya üye olmasının da nakkı olduğuna hükmetti.
Yargıtay’ın verdiği emsal niteliğindeki
kararda taşeron işçinin; sendikalı işçilerle aynı statüde olduğu,
sendikaya üye olmak istemesinin kanunlara aykırı olmadığı gibi
detaylar vurgulandı.
Yargıtay’dan kamuda ve özel sektörde çalışan 1
milyonu aşkın taşeron işçiye iyi haber geldi. Emsal niteliğindeki
Yargıtay kararında, belediye tarafından, belediyeye işçi bulması
için kurulan şirketin taşeron sayılamayacağına, burada çalışanların
sendikaya üye olma ve asıl belediye işçisi kadar maaş alma
haklarının olduğuna işaret edildi. Kararda, alt işveren tarafından
sigortası ve maaşı yatırılan taşeron işçinin, aynı işi yapan ve
kendisinden 3 kaat fazla maaş alan sendikalı işçilerle aynı statüde
olduğu, sendikaya üye olmak istemesi nedeniyle iş akdinin
feshedilmesinin kanunlara aykırı olduğu vurgulandı.
AYNI İŞ, 3 KAT FAZLA
MAAŞ
İstanbul’da bir belediyede taşeron işçi olarak çalışan davacı,
işveren şirket tarafından işten çıkartıldıktan sonra avukatları
Zeycan Balcı ve Bülent Şimşek aracılığıyla mahkemeye başvurdu.
Taşeron işçi, dilekçesinde, işe başladığı günden iş akdinin
feshedildiği Aralık 2011’e kadar aralıksız çalıştığını,
sigortasının taşeron şirket tarafından yatırıldığını, kadrolu ve
sendikalı işçilerle aynı işi yaptığını, buna rağmen bu işçilerin
kendisinin 3 katı para kazandığını, kendilerine mesai ödenmediğini
ve yıllık izinlerinin verilmediğini belirtti. Davalı işçi, bu
nedenle belediyede örgütlü olan sendikaya üye olmak istediğini,
bunun üzerine taşeron firmanın iş akdini feshettiğini kaydetti.
Taşeron firmanın aslında belediyenin firması olduğunu kaydeden
işçi, bu nedenle belediye işçisi sayılması gerektiğini,
sözleşmesinin de sendikal nedenlerle feshedildiğini savundu.
Taşeron firma ise işçinin işten çıkartılmadığını, sözleşmesinin
bittiğini ve uzatılmasını talep etmediğini öne sürdü.
DAVA BELEDİYEYE KARŞI
AÇILMALI
Yerel mahkeme, söz konusu firmanın taşeron firma olarak geçmesine
rağmen belediyenin kurduğu, belediyeye işçi temin eden bir firma
olduğu, bu nedenle davanın belediyeye karşı açılması gerektiğine
karar verdi. Mahkeme, yasalarda işçi teminine olanak sağlayan bir
taşeronlaşmaya izin verilmediğine hükmetti. Davalı şirket aleyhine
yapılan başvuru bu nedenle reddedilirken, bu başvurudan kaynaklı
avukatlık masraflarının işçi tarafından ödenmesi kararlaştırıldı.
Dosya Yargıtay’a taşındı.
EMSAL NİTELİĞİNDE
KARAR
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise binlerce taşeron işçiyi, Türkiye
genelindeki kamu kurumları ve belediyeleri ilgilendiren bir emsal
karara imza attı. Kararda, davacı işçinin başından bu yana belediye
işçisi sayılması gerektiği, feshin de sendikal nedene dayandığı
vurgulandı. Yerel mahkemenin taşeron şirket aleyhine yapılan
başvuruyu bu gerekçeyle geri çevirmesi de yerinde bulundu. Ancak
işçinin bu konuda yanılsamaya düşerek hem belediye hem şirkete dava
açabileceği, bu nedenle vekalet ücretinin işçiye yüklenmesinin
yerinde olmadığı kararlaştırıldı.